- 579 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Acıya ve Zulme Karşı Şiirsel Direniş
Acıya ve Zulme Karşı Şiirsel Direniş
Sinan Ceran’ın ‘Suyun Suya Kavuştuğudur’ Kitabıyla, Acıya ve Zulme Karşı Şiirsel Direnişi:
Edebi Pankart ve Haksöz Dergisi’nde de eserleri yayınlanan Eğitimci-Şair Yazar Sinan Ceran’ın "Suyun Suya Kavuştuğudur" adlı ilk şiir kitabı Eylül 2013 tarihinde okurlarla buluştu.
Halkların farklı direniş şekilleri vardır. Bomba yağdıran, ölüm kusan savaş araçlarına karşı taş fırlatan sapanlar gibi ya da sadece avuca sığabilecek büyüklükteki taşlar gibi. Direniş, diktayı kabul etmemektir. Allah’a kul olmanın asaleti ve duanın gücü ile kalplerde yerini almaktır asıl direniş.
Bilmezdim taşı kavramadan önce/ bilmezdim, bir taş kaç uçak düşürür bahçemize/ başlangıç ‘Taş’ şiiriyle direnişin, mücadelenin özetini, başka bir ifadeyle formülünü veriyor bizlere şair. Daha büyük savaş araç gereçlerini değil de gücün yanındaki çaresizliği imliyor adeta. Kâbe’ye gitmek için yola çıkan karıncanın, ‘Kâbe’ye gidemesem de, yolunda ölürüm’ edasıyla, konuya ilişkin düşüncelerini etkileyici bir şekilde resmediyor şairimiz, ilk mısralarında.
Her dem mücadeleyi hatırlatan şair, ‘İsyan Gazeli’ şiiriyle, güncel bir konuya yani Suriye konusuna değiniyor.
Yaşamak için insan gibi/ ellerimi verdim İbrahim, ayaklarımı/ yemyeşil gözlerini kızlarımın, oğullarımın/ masmavi geleceğini/ ağlamıyorum, İbrahim ağlamıyorum/ Her satırda, sınırların olmadığı bir dünya hayal etmektedir şair. Hepimiz Hz Âdem’in torunları değil miyiz? Renklerimiz, milletlerimiz, farklılıklarımız, tanışmamız ve buluşmamız için bizlere verilen bir nimet değil midir?
Bağ bahçe sulayanlar çok iyi bilirler. Su kanalına bırakılan suyun ilerleyişinin ardından, daha küçük su kümelerini harekete geçirişlerine şahidizdir hepimiz. ‘Suyun Suya Kavuştuğudur’ ile küçük suların ummanlara kavuşmasını imliyor mısra mısra. Sınırlar çizdiler ya aramıza/ Çin Seddi her yerde artık/ diyerek şikâyetini tekrar eder ‘misak-ı Milli’ şiiriyle.
Hiçbir halkın acı çekmesini, zulüm görmesini istemeyen şair, ‘herkes, kendi ağlasın meydanlara’ mısrasıyla, mazlum halklara çağrıda bulunuyor ve yeknesaklık yerine ‘biz’i öne çıkarıyor. Nuh’un gemisinden tufanlara karşı verilen, benzer mücadeleyi örnekliyor bizlere.
Bir telaş, bir telaş şimdi avuç içlerinde/ kavramaktan yana taşı, kıvranan kıvranan/ bir hasta gibi ağrıdan, çığlık çığlığa mezarlarda/ Ortadoğu, kırık kalbidir ümmetin/ mısralarıyla Ortadoğu gerçeğine değiniyor ‘Savlet’ isimli şiirinde şair. ‘Şimdi Filistin askısıdır, senin de bileklerindeki’ mısrasıyla sonlandırıyor şiiri.
Acının, zulmün coğrafyası olmaz. Acı her yerde acıdır. Zulüm her yerde zulümdür.
Çığlığını yüzüme afişleyen çocuk, şimdi Kosovalı/ sizin için, içime mevzilenen bu kan sunağı/ mısralarıyla acıyan başka bir yanını da imliyor şair.
Azıcık öldüm baba, yani biraz eksildim/ kırıldığını görünce kolunun, Filistinli bir kardeşimin/ küstüm onlara baba, parmaklarıma küstüm/ diyen şair kan kardeş olarak gördüğü insanlarla aynı acıyı, aynı hüznü yaşadığını mısralardan yansıttığını görmekteyiz.
Çuvaldızı başkalarına batırmadan önce iğneyi kendimize batırmalıyız. Bunun örneklerinden birisi de Uludere’ye şiiridir.
Patlasın bombaları devletin/ gazete sayfalarında/ cami avlularında/ bir askerin avucunda/ Allah devlete zeval vermesin de/ Allah belamızı versin bu yolda/ mısralarıyla konuya ilişkin öz eleştirisini yapıyor şair.
Mücadelenin en büyüğü en çetini, insanın kendisiyle yani nefsiyle yaptığı mücadele olsa gerek.
Gözyaşımın izi kalacak yanağımda, ağzım bıçak sırtı/ doğunun adağıydı ölüm, esmerliğiydi dağların, geçilmezliği/ soğuk resmim yorumluyordu hançereme takılan nefesini/ izbe bütün sözlerimi yontarak dağıldım, acıyan sesim/ yüzümü değiştirdim/
Zulümlerle ve nefis mücadelesiyle dimdik ayakta durmayı önermektedir şair. Şiir kitabını ‘sabah içtiması’ şiiriyle bitirmesi ise anlamlıdır. Allah’ım/ kesilmesin diye rüzgârımız/ tam tekmil/ ayaktayız/ Hayatın merkezinde yer alıp, suya sabuna dokunan, güncel ve sosyal sorunları içerisinde barındıran şiirlerin yer aldığı ‘Suyun Suya Kavuştuğudur’ şiir kitabının, okurunun bol olmasını temenni ederim. Bu vesile ile şairimiz Sinan Ceran Bey’i kutlarım.
Savaşsız, acısız, zulümsüz bir dünya hepimizin ortak dileği olmalıdır.
İlkay Coşkun
31.07.2014
YORUMLAR
Atatürk'ün ışığında yürüyen milyonların gücü ile sesleniyorum:
Bütün çöplerin kokusu aynı yerden geliyor aslında. Havaya karıştıkları için bazen tam anlaşılmışıyor. Seyyid Kutub'dan Mısır koçanı Yunan dölü Kadir'e ve dahi tanıtımı yapılan sayfaya kadar uzanan tarihi hainlik lobisi içten içten oymaya çalıştığı Cumhuriyet'in hala bekçileri olduğunu unutmasınlar. Biz buradayız, hatırlatırız.
Ne güzel bir tanıtım yine... Bir şair tanımak ve bir şiir kitabını baştan sona okumak, yeni denizlere yelken açmak gibi adeta... Bilinmeyen gizemli yollara dalmak gibi, keşfetmek lazım yeni şiirleri ve şairleri... Kutluyorum yürekten çabalarınızı İlkay Bey...