- 964 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
SARI SICAK 3
YAZI DÜKKANI
AKADEMİ YAZARLARI
SİBEL KARAGÖZ
SARI SICAK (3)
Telefon numaralarımızı alalım daha çok konuşacaklarımız özlemlerimiz var ama işe yetişmem lazım sonra kızımı alacağım müsait olunca arayacağım ve çok merak ediyorum sen ne yaptın ...
El çabukluğuyla numaralar verilir görüşmek üzere hoşçakal der ve çıkar.
Matbaacı kalır düşüncelerin içinde şimdi sevinsem mi üzülsem mi...
Terketmemiş
Aldatmamış
Hala beni seviyor...
Bu düşünceler bile silmişti öfkeyi boşa geçen yılları hatta içinde ılık bir meltem esiyordu...
Şiirler
Sarı sıcağım
Ve geçen yıllar
Umut kanadına yapışmış ürkek ürkek çırpınışta...
Biraz sindirmesi gerekiyor kabullenişler
Kolay değil ama iyi bir tarafı var sarıldı canıma hala beni seviyormuş benim onu sevdiğim gibi...
Bu düşünceler içinde eve geldim baba diye açtı oğul öyle güzel sarıyor Kİ sanki canım havalanmış izliyor kahkahalarımızı
Günün yorgunluğunu alan oğul
Canıma can katan oğul
Allah razı olsun senden
Seni bana veren Rabbime şükürler olsun
Sen de olmasan hayata tutunurmuydum
Gerçekten oğul dünyaya geldi matbaacı onun için yaşamaya başladı.
Aslında kötü bir evliliği yoktu karısı iyiydi hiç şikayet etmez ,kavga etmez ,istekte bulunmaz ağzı var dili yoktu...
Ancak matbaacı sevmiyordu sadece acıyordu ...
Çünkü sevdiği vardı ,unutamadığı ,hayelleri...
Kim verebilirdi ki düşlerini geri
Nasıl zevcen dedikleri yabancı bir kadını düşlerinde büyütebilir..,
Büyütemedi de zaten
Öyle işte oğulun annesi sadece bu kadar
Oysa Sarı sıcak onun için düşlerin prensesi şiirlerinin ilham kaynağı
Hayat...
Günle doğar
Ay ile biter
Matbaacı için hayat
Sarı sıcak
Gerisi buzdan kesik
Telefon çalar ekranda Sarı sıcak yazıyor
Kaptığı gibi balkona çıkar
Açar Alo demez
Şiiri dizelerden çıkar ete kemiğe bürünmüş
Alo der
Yeter bu
Yeter...
Yarın iki de aynı yer der kapatır...
Matbaacı oturur ilk baktığı saati akşam sekizi gösteriyor şimdi nasıl geçer onca saat...
Ve saatler ağır da olsa geçer matbaacı buluşma yerine bir kaç saat önce izin alıp gelir beklerken düşüncelerine hakim olamaz hep hayalini kurduğu sarı sıcak yakmış gönlünün ateşini seyrine dalmış bir düşten diğerine harman olmuş hayaller denizinde kulaç atıyor garson da yirmi dakika da bir gelmese dünyada olduğunu hayatın devam ettiğini anlayamayacak...
Güneşi doğmuş adım adım masasına akıyor yer kaymış uçan halı üzerinde annesinin beşiği gibi tıngır mıngır sallanıyor...
Ayağa kalkamıyor ayaklarına hükmedemiyor kalbi yerinden çıktı çıkacak...
Sarı sıcak merhaba diyerek sarılıp öptü...
Matbaacı sarhoş öyle içerek değil mutluluk sarhoşu...
Ben anlattım sıra sende...
Hadi dinliyorum...
Matbaacı silkinir ve başlar...
Hatırlamak istemediğim bir batış çok zor çıktım kendi susuz kuyularımdan tam olarak çıktığımda söylenemez.
Çok aradım İstanbul kazan ben kepçe bulamadım...
Bulamadığım her günü şişenin dibinde kapattım çok defa intihar ettim ama öldürmeyen Allah öldürmüyor...
Sarhoş olduğum bir gün imam nikahı ile evlendirildim ;anamın işleri belki hayata tutunurum ümidi ile evlendirildim nasıl bir çukursa sonra apar topar askere gittim orada başladı kuvvetsizliğim hiç bir şey yapamıyor eğitimden sonra ayağa kalkamıyordum silah eğitimlerinde hedefi çift görüyor netleştiremiyordum bir kaç kez arkadaşlarımı yaraladım göremiyordum sonra revire çıkarttılar tahlil üstüne tahlil ,beyin emarı ve belden sıvı almamız gerekiyor dedi askeri doktorlar tamam dedim yapıldı çok zordu
Tanı koyuldu MS hastalığı dediler; şaşırdım hiç duymamıştım nasıl dedim beyin ve omurilikten gelen emir komuta zincirinin bozulması ; beynin gönderdiği komutların yapılamaması...
Anlamadım dedim...
Ağzım açık kalmıştı hala söylediklerini hazmedemiyorum ben herkes gibiyim
Dr anlatmaya başladı daha düz anlatayım
Örneklendireyim ...
Diyelim ki telefonun şarjı bitti takıyorsun şarja yarım saat olmuş ama şarj dolmamış ancak kapanmayacak kadar dolmuş kabloyu çıkarıp takarken farkediyorsun ki
Kablonun etrafı soyulmuş teller çıkmış napıyorsun kabloyu sarıyorsun ki şarj olsun.
İşte bizim beynimizde de plakalar var etrafı miyelin tabakası ile çevrili emir komuta zincirinde bilgilerin yada mesajların iletilmesini sağlayan ,buraya kadar anladık mı..
Kafamı sallıyorum şaşkınlık içinde...
Şimdi senin plakalar miyelin tabakasını yitirmiş onun için çift görüyorsun onun için denge sağlayamıyorsun ayakta durmak zorlaşıyor...
Nasıl düzelirim...???
Tedavi...???
Neden olmuş ...???
Sakinleşelim önce kavrayacağız kabul edeceğiz sonra başlayacağız.
Bu şekilde askerlik yapamazsın heyete girip rapor Alman lazım.
Sonrası muafiyet belgesi ile askerlik bitti
Bende bittim...
Tedaviler ataklar ardı arkası kesilmedi
Yaşıyormuşum , gün doğmuş gün batmış
Farkında BİLE değilim...
Bir oğul var hayata bağlayan birde senin bitip tükenmeyen közün ...
Sarı sıcak gözyaşları arasında dinler ve kollarını açıp senin sarı çiçeğin bir sana açar bir sana kokar gerisi kurumuş toz toz
Der matbaacı sarılır ...
Sonra her gün buluşurlar ayrı oldukları her anda yazışırlar...
Ama ne yazma sarı sıcakta içini dökercesine dizeleri ağlatır ...
Matbaacı da özlemini mısra mısra üfler sevdiğinin kulağına...
Dilimin döndüğü içimin çağladığı ince belli kalemin hükmü...
Zinhar yürekten kovalamalı hüznün gözyaşlarını...
Ferman dinlemiyor içimdeki çoçuğun
Ağlayan sesi...
Susuz açan kaktüsün yazgısı
Harlı ateşin közü
Karartma geceleri
Umarsız küçüğün sözü
Mayasız özü
Korku yayılışa geçer sarar gözü
Sonbahar giydirir örtü
Çare-Siz kumar
Maviden Umar
Atar eteğindeki taşları
Akar zındık gözyaşları
Mesaj atar Sarı sıcak ertesi sabah matbaacı ...
—Günaydın
—Günaydınnn mükemmelsin çekirge....
—Gerçekten mi
—-Ben umutsuz vaka diye düşünüyorum
—-yooo gayet başarılı...
—-Diyorsun
Hece ölçüsü yok Kİ
Yani başaramadım
——hece olayı başka...
sen serbest yazıyorsun...
hece zor bende tam manasıyla yazamıyorum onu...
Başka bir tane daha yazar sarı sıcak
ESKİMEYEN EKSİ EKİM
Vakit Eylül’ün son saniyeleri
Bir kaç saniye sonrası Ekim
Ek-si-liş-im
ESKİ EKİM
Ne doğru ...
Eksiğim çookkk
Eskimeyen eksi Ekim
Yalansız dosdoğru
Çokkk eksiğim çoookkk...
Ortak bir dilde özlemi bağırıp
ÇIĞIRIMDAN çıkıyorum...
DUYAR mı...
Sanmam acıyı büyütüp BÜYÜTÜP Dizelerle saracağım hepsi bu...
Hepsi buuuu...
Eksilişler...
Eskimeyen eski EKİM
—-Beğendin mi
—-Hemde çokkkk
biraz daha da uzayabilir bu şiir küçük dokunuşlarla...
—-Mesela
—-onu sen tasarlayacaksın çekirge 😘——Hımmm
—-bak mesela zincir kafiye denediğim bi şiir bu...
Sarı sıcak yazar
İpin ucu serde
Un serdim yerde
Ekim hanım koş
Sardı beni ateş
—-Güzel
—-De ben beceremiyorum
——ben çok becerebiliyom da sanki 🤣
👏🏻👏🏻👏🏻
——Sen iyisin
Hafife alma
—-/öyle olduğumu söyleye söyleye gaz veriyola...
——Ağır bir ünlem işaretisin
——Güzel bir benzetme...
——Ben de kırık nokta
——/nokta kırılınca virgüle döner...
soluklanmak için...
____Nefes alamıyorum
Soluksuz günü yudumluyorum
Nefeslen neşelen
silkin sonbahar hüznünden...
yudumladığın gün yansın,
dudaklarının dokunuşuyla...
dön,
bak bana...
gamzelerinde rengarenk çiçekler,
uçurtmalarla...
——Waaaaaawww
Çok güzel
Aslında ünlemden başlayıp devam etse konuşmayı şiirleştirsen süper olurdu
——olurdu ama ben olurdu...
——Sensin zaten Soooonnn şair
Düşünüyorum
Bir kere demiştin sonra
Şiirle her şeyi yaptın sonra
Sonra
Çok düşündüm
Sonrası Son Nefes
Son nefese kadar son şiiri okumaya devam
—-şiirin sonuna nokta mı,
yoksa bir ağır ünlem mi koymalı...?
—-Ünlemin altında kırık bir nokta
Ünlemin altında ezilen kırık bir nokta
Daha doğrusu
—-ezilmek?
yücelmeli o kendini kırık hisseden nokta...
devleşmeli harfleri sesleri sözcükleri...
isyan ateşi gibi...
yanmalı barikatlar...
alev topu sözler
yakmalı ortalığı...
sertleşmeli...
rüzgarlar gibi sert esmeli...
yakmalı değdiği her harfin yüreğini ki;
bir daha kimseler bir noktayı kırmaya
cesaret edememeli...
—-Sen ne güzel bir ünlemsin
Kara çarşaflarla bezenmiş sofamı...
Ebem kuşağından hallice
Yüreğimdeki prangayı sökercesine...
Itıra renk katarcasına
Baharın ayak sesleri
Adım adım geliyor
Rengini aldan
Ala ala geliyor
—-Bi daha oku...
—-Hangisini
—-son yazdığını...
duygu tamam
ama bi eksik var sanki...
—-Hımm kahvaltı yaparken yazdım
—-afiyet olsunnnn
—-Çok zorluyorsun yaşlı beynimi çekirge...
—-Yaşlı beyin
Akıllıca
Kafa kağıdı derler eskiler
Senin kafa kağıdın küçük
Ergen sivilcesi gibi
Biliyorsun
İtiraz edeceğimi
Ondandır beyne bağlayış
Akıl küpü ÜNLEMİM.!!!!
—-susuyorum dinle...
Sarı sıcak bir yaz güneşi girdi sen girince şu kapıdan...
Süpürdü saçları hazanın tüm sararmış hüznünü
bakamadım göz alıcı gülümsemene...
ama içimde gümbür gümbür,
gürül gürül çağladı kokun...
gel otur kıyılarıma,
ve ruhumun doruklarına dokun...
❤🌷❤🌷❤
KAN/Atsız BİR ÜRKEK SERÇE
Ömür diyorum ömür
Bugün mü
Yarın mı
Son nefeste
İçim şehla
Dışım ebem kuşağı
Oysa karadan bir kırık NOKTA...
Belki son nefestir
Aldığım
Verdiğim
Umuda
kanat taksam Ne YAZAR
TAKMASAM NE YAZAR...
Kanatsız bir Ürkek serçeyim
gören de var
Görmeyen de
Duyan da Var
Duymayan da
Umurumda mı
Ne takdir beklerim
Ne yüceltilmek
İçimi boşaltıyorum
Sen ordan isyan de
Ben buradan direniş
Son nefese inceden serzeniş
❤SARI SICAK
SON MU...
Matbaacı boşanamaz
Sarı sıcak evli bir adamla olamaz
Aşk yolu bu su akar yolunu bulur...
Kurgusal değil duygusal...
Kim bilir belli mi olur
Belki son nefeste
Belki son şiirde
Belki son mısrada
Buluşurlar...
Bitti.
#yazıdükkanıkültürsanateğitimyazıları
#sibelkaragözşubatyazıları
#sarısıcak3
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.