- 513 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hallac-ı Mansur - lV -
Hallac Mahkeme önünde
Hallac’ın aniden ortadan kaybolmasıyla başkentte huzursuzluk arttı.
Herkes birbirinde soruyor bilen yok. Başta etkili ve can düşmanı
vezirlerden İbni Davut her yerde Hallac’ı aratıyor, talebelerini
sorguya çekiyor gidebileceği düşünülen il ilçe köy lere kadar.
Derken Amuderya nehri’nin doğusunda olduğu istihbar
Edilmişti. Nitekim
Hallac 911 yılında Sus şehrinde yakandı.Bağdat’a getirildi.
Dicle kenarında yeni inşa edilen cezeevi binasının bir odasına
kondu.
Hallac bu durumun sonun başlangıcı olduğunu anlıyordu.
Yine yazılarına yönelmek istediyse de içi huzurlu değildi.
Kulağı hep kapıdaydı. Bir gün ayak sesleri duyunca ‘işte beni
Almaya geldiler’endişesiyle ecel terleri döktü.
Gelen Ebu Bekir Şibli idi. Selamla ses verdi. Kucaklaştılar.
“ Tekrar yazmaya mı baladın hocam” dedi Şibli.
“Dünya ve tanrı insan ve yaratıcı üzerine yıllardan beri
“Vaaz ettiklerimi dizelere dökmek istiyorum da!”
Konuşmaları arasında konu kaçınılmaz olarak geleceği
yer belliydi. Nitekim Şibli biraz geveleyip;
“ İnsan seçimini kendisi yapmalıdır ve yapmak zorundadır.”
Hallac ”Söylediklerinde haklısın. Fakak iblis’in bile bir seçimlik
hakkı vardı. Ademin önünde diz çökmedi.
“ Tanrı karşısında diz çökerim anca“ yanıtıyla epeyce fikir teatisinde
bulundular. Gece belki de yarıyı geçmişti Şibli izin alıp gitti.
Artık sorguya çekilecği günü bekliyordu, Ve işte o gün de gelmişti.
Merkez hapishane binası yakınında bulunan Bağdat Ağır Ceza
Mahkemesinin önü o gün oldukça kalabalıktı.
Mahkeme heyeti üç kadı
İsimleri kitapta verilmemiş
Duruşma salonunda bulunan zevat-ı ekabir( Devletin ileri gelenleri)
Ebu Umar baş kadı
İbni Davut Bağdat kolluk kuvvetleri amiri
Nasr el Kaşuri baş mabeyinci
Vezir Hamit
Ubu Bekir Sıbli
Hallac’ın taraftarı olanlar
Aleyhinde olanlar olmak üzere izleyiciler..
Kadılar kürsüdeki yerlerini aldılar
Sanık Hallac elleri demir kelepçeli
Muhafızlar arasında huzura alındı.
Günlerce işkence görmüş üç gün üç gece Bağdat çarşı ve sokaklarında
gezdirilerek halka taşlatılmış hakaret ettirilmişti yorgundu bitkindi
ayakta duracak hali feri dermanı kalmamıştı.
Elleri kelepçeli olarak alındığı huzurdaki yere yığılıverdi.
Kolluk kuvvetleri kollarından koltuğundan tutarak ayağa kaldırdılar.
Sorulanlara ayakta cevap vermeliydi.
Devam edecek yarın
Sorgu ve savunma.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.