0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
582
Okunma
9 Nis 2019 00:20
Bu sefer kelimeler yer değiştirecek.kelimeleri yazarken boğazıma düğümleniyor. Doğduğun yer mi yoksa doyduğun yer mi?
Tabi ki doğduğum yer , çünkü; doğduğum, çocukluğum, büyüdüğüm, gençliğimin geçtiği yer rahmetli babamın kendi elleriyle yapmış olduğu evimizi ocağımız Allah’tan gelen depremden dolayı eşyaları da taşıdık.memleketimin insanına , tüm insanlığa eşime dostuma geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Yüce Rabbim ne yurtsuz ne de vatansız bıraksın tüm afetlerden korusun..
Unutamazsın geçmişini bazen hatırlamak istersin bir taşını bile unutamazsın ne izler bırakmışındır .Dönüp arkana baktığında neler yaşamışımdır senden başkası anlayamaz bunları,
Ne çok sevmişimdir, oynadığın oyunları, arkadaşlarını, çakıl taşlarını, bilyeleri, çemberimi elle sürdüğümüz araba lastiğimi yıkık evlerde tahtadan yapılmış tabancalar ile kovboyculuk oynardık, birer birer anılarım gelir gözümün önüne. Sinema şeridi gibi saniye saniye geçiverir her an.
Düşünürsün çocukluğundaki yaşadığın köydeki ve mahallindeki yaşadıklarını, ölümsüzleşen hatıralar ve kaybettiklerini,hepsi gözünün önünde birer birer canlanıverir. Ey gidi eski günler dersin. Hani o sevdalar yok mu? yaşanan aşk bile bir değişik gelirdi insana. yazılan mektubun mistik aşk kokardı. yazılan satırların değeri vardı. Ben o aşkı nasıl yaşadım. nasıl sevmiştim sana. düşündükçe içim acır, bir yerin koparcasına benim gibi..! ! ! ! ! Yaşadığım mahalleme yıllar sonra gittim. geceyi sokak lambası aydınlatıyordu. sarı ışıklı, çevresinde sinekler uçuşuyordu. etrafı içimi saran korkuyla heyecanla dizlerim titriyordu. O manzarayı görmek istemiyordum. Bilir misin depremi yaşamak.
çocukluğumu dair ne varsa gözümde canlandı kaybettiklerimi, yitirdiklerim, sevdiklerimi, hepsi tek tek gözümün önündeydi. ben, ben o anda donakaldım. Şimdi. büyüdüğüm çocukluğumun gençliğimin geçtiği evimiz nasıl bu duruma geldi. Neler yaşamıştım evimizin lamba ışığı yerine çıra odununun Işığı yanardı ders çalışırken. Mahallem bana aitti. çünkü herkes severdi . Komşularımız titriyordu ürkek ürkek .çünkü depremin izleri vardı bedenlerinde. ben olmalıydım şimdi burada toprağına dokunmalıyım sek sek oynadığım Taşlarım, çelik çomak , bilyelerimi, sapanım olmalıydı yanımda. Asma katımız bile duruyordu , aslında değişen çok şey vardı etrafıma baktığımda. aslında Şimdi yüreğim içim içim yanıyordu. Neler yaşamıştım ben buralarda. Kimseye anlatamıyorum sevinçlerimi ne de üzüntülerimi. Burası benim köyümdür. benim evimdi. mahallemdi. çocuktuk işte şimdi o günleri hatırladıkça ağlıyorum sessiz ve sensiz babam. Garibdir unutamayacaklarım var içimi saran ve acıtan. Özlem var o öğle bir özlemdi ki, ne başı var ne de sonu var. kocaman yüreğimle sevdiğim iki İnsanın ışıklarıydı , rehberiydi aydınlatan yolumu. onlar annem ile babam. O depremde yıkılan evimizde kaybettim yanan lambayı önümü aydınlatan evimizin direği olan aslan gibi babamdı o. günlerden 13 kasım 2017 günü saat 10,47 de doktor beyin ayak seslerinden tanıdım yanıma gelişini. istemeye istemeye boğazı düğümleniyordu başınız sağ olsun demeyi. sanki oradaydı her eşya taşındığında Seslenecek gibiydi mavi demirli ahşap merdiven kapısında. Mahallenin elektrik lambaları yandığında hemen " elektrikler yandı kocakarı pekmeze bandı " deyimini söyleyerek evlerimize dağılırdık. Yer sofrası kurulmuş yedi kardeşin kaşık sesleri yemek yeyinceye kadar bitmezdi. betondan yapılmış dam başından seslenirdi hadin artık gelmiyormusunuz, akşamın olduğunu bilmiyormusunuz siz derdi. Baba beş dakika sonra geliyorum diye seslenirdik.Asla unutulmaz o güzel yürekli insanlar. Evimden ayrılırken etrafıma baktım usulca,sesiz ve panik adımlarımla arkama baka baka yıkılan evin yanından ayrıldım. HOŞÇAKAL dedim kendi kendime yine gelecekmiydim HOŞÇAKAL mahallem. HOŞÇAKAL sevdiğim dut ağacım,HOŞÇAKAL eskiye dair ne varsa HOŞÇAKAL..! ! Cemberim , HOŞÇAKAL çoçukluğum!!! HOŞÇAKAL güzel anılar, üzüntüler, sevinçler. :(