- 784 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
Sevmek
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İnsanın doğasında var, sevmek ve sevilmek. Kimi yanlış insanlarda arar sevgiyi, kimi sevmediği insanın sevgisiyle karşı karşıya kalır. Doğrusu sandığımız insanların da yanlışlarını gösterir bize sevmek, yanlış sandığımız insanların da bir o kadar doğru kişilikte olduğunu gösterir. Hep bir ikilem içerisinde kalır insan, ya sevmekten korkar ya da sevilemeyeceğinden.
Sizi seven insan süslü laflar söylemesiyle değil de, kalbinde bir yere koyanı ve sizi hayatında önceliği olarak belirlediğini davranışlarıyla gösterendir. Sizi seven, illa mutlu edecek diyemem elbette üzeleceğiniz anlar olacaktır ama bunun farkında olup ve sizin gönlünüzü almaya çalışandır. Sizi seven , gerçekten değer verir ve sevmediğiniz, hoşlanmadığınız bir şeyi siz söylemeden harekete geçendir. Sizi seven insan, saygısını hiç eksik etmeyendir. Hakaret eden, sinirliyken bile öfkesine hakim olmayan insanlardan uzak durun, çünkü en çok onlar size zarar verecek ve en çok da onlar sizi yaralayacaktır.
Bazen sevdiğiniz insanlar kalbinizde olup, hayatınızda olmuyor. Bu ya kişinin doğru biri olmadığından, ya da hayatınızda istenecek kadar sevilmediğinizdendir. Saniyeler geçer, aylar geçer, yıllar geçer… unutamayacağınızı sanırsınız, çünkü sevdiniz, size unutmak imkansızmış gibi gelir. Halbuki insan nasıl düştüğünde yarası kabuk bağlayıp bir süre sonra iyileşiyor ya da acıya bir süre sonra alışıyorsa, alıştığınız ve sevdiğiniz birini unutmak da zamanla geçiyor. Ben geçiyor diyorum ama iş tamamen sizde de bitiyor. Sevmek çok güzel bir duygu ama sırf seviyorsunuz diye de yanlış insanla doğru yol bulunmaz. Ve bunu onu değil de kendinizi ondan daha çok sevdiğinizde ve kendinize daha çok değer verdiğinizde anlayacaksınız. İnsan seve seve de vazgeçer, üstünüze geliniyorsa, gereksiz kıskançlıklar varsa, değer ve saygı görmüyorsanız, sizi anlamayan taş bir duvar varsa, siz ne yaparsanız yapın ondan bir halt olmadığını fark ettiğinizde yolu vermek zorunda kalıyorsunuz.
Sevmek sadece beraber olmak ya da yan yana olmak değil, eğer iki kişi birbirine zarar vermeye başlıyorsa anlaşarak ayrılmak değer ve saygının belirtisidir. Ne yazık ki çoğu insan “ayrılalım “ lafını kendine yediremiyor ve iğrenç insanlara dönüşüp, ağır hakaret etmeye başlıyorlar ya da günümüzde yaygınlaşan kadına şiddet ve ölümle sonuçlanıyor. İşte bu yüzden insan sevmekten de korkuyor ve sevginin nefrete dönüştüğü, ben böyle birini mi sevmişim dediği anlarda buluyor kendini…
Bir ilişkiye başlamaya karar verdiyseniz, sınırlarınızı ve o ilişkide ne istediğiniz belirtin. Örneğin;
- - Ben seninle huzurlu olmak istiyorum, huzursuz bir ortamda değil.
- - Ben seninle mutlu olmak istiyorum, hayatımızın içine etmeyi değil.
- - Ben seninle yorgunluğumu atmak istiyorum, birbirimizi yormak değil.
- - Bana her konuda saygı duymanı istiyorum, saygısızlığını tahamül etmem bunu bil.
- - Bana güvenmeni ve inanmanı istiyorum, başkasının dediklerini değil.
- - İkimizin de bir hayatı var, sürekli müdahele etmeni istemiyorum.
- - Seni seviyor olmam her şeyimi karışacağın anlamına gelmez.
- - Seni seviyor olmam, özgürlüğümü elimden almanı gerektirmez.
- - Seni seviyor olmam, senin isteyip benim sevmediğim şeyi yapmak zorunda olduğumu göstermez.
- - Benimle her konuda istediklerini paylaşabilirsin, çünkü ben seni dinlemek isterim.
- - Benden bir şey saklama, ne kadar sinir olacağım bir şey varsa da ben onu başkasından duyduğumda ya da sonradan öğrendiğimde asıl üzülürüm.
Gibi belirtebilirsiniz. Ve sizi seven sınırlarınıza, hedeflerinize, hayallerinize ve en önemlisi düşüncelerinize önem verendir. Sırf seviyorsunuz diye kimseye tahammül etmek zorunda değilsiniz, saygısızlığa da göz yummak zorunda değilsiniz. Üzüldüğünüzde sessiz kalmayın, karşı tarafta sizi üzdüğünü bilsin, değer veriyorsa çabalar zaten. Bir ilişkiye başlamak zordur, çünkü tanımak zorundasınız, emin olmak zorundasın ama bir ilişkiyi yıkmak çok kolaydır tek bir söze bakar. Yıkmayı çalışanı değil, onarmaya çalışan insanları sevin ve yanında durun.
Nazım Hikmet’in şiiriyle sonlandırmak isterim satırlarımı :
“Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi,
ağır posta paketini, neyin nesi belirsiz,
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi,
seviyorum seni denizi uçakla ilk defa geçer gibi.
İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi,
seviyorum seni “Yaşıyoruz çok şükür!” der gibi.”
YORUMLAR
Merhaba ilayda hanım sizi ilk defa okumakla beraber bir şeyler paylaşmak isterim
Sevgi sadece insan sevgisi olarak düşünülmemeli
Insan bir ağacı onun yansımasını ağaçtaki rahmetin aynası olan çiçeği... çiçekteki güzel kokuyu dahi sevebilir
Insan önce kendini sevebilmeli
Önce kabul duygusu ve ardından muhabbetle şahlanmış olur kalbi
Kalbi besleyen nazenin duygu elbette sevgidir. Biz insanlar gönül vermeyi bilmiyoruz
Gönül almayı da bilmiyoruz. Etrafta çok ama çok fazla kırıcılık var. Kalbi yanlış manalarla dolduran kişi aslında ölüyordur en vurucu darbelerle. Farkında değildir.
Aşk ve muhabbet gönül tahtınıza kurulsun dilerim
Kendinize ve kaleminize iyi bakın
....
Sevmek özgürlüğün en uç noktasıdır. Herhalde ''Seni Seviyorum'' kelimesinden daha fazla kullanılan bir başka kelime yoktur yeryüzünde. Bunu açalım biraz. Seni seviyorum çünkü sen beni gördüğün zaman göz bebeklerin büyüyor. Seni seviyorum çünkü sen de beni sevdiğini söylüyorsun. Seni seviyorum çünkü senin yanında kendimi güvende hissediyorum. Seni seviyorum çünkü bana sevgi dolu sözcükler söylüyorsun. Seni seviyorum çünkü sana dokunmak çok güzel. Seni seviyorum çünkü senden hiç bir kötülük görmediğim gibi, çoğu yerde beni şereflendirdin ve yücelttin. Seni seviyorum çünkü senin ile paylaştığım çok güzel şeyler var, başta hayatım...Yirminci yüzyılın, en büyük düşünürlerinden biri sayılan ruh bilimci Dr. Erich Fromm, ''Sevme Sanatı'' adlı kitabında özetle söyle demektedir.'' Maddeler dünyasında vermek, zengin olmak anlamına gelmektedir. Çok şeyi olan değil, çok veren zengindir. Bir şeyi yitirmekten korkan istifçi ne kadar çok şeyi olursa olsun, ruh bilim dilinde yoksul ve yoksun bir kişidir. Ancak kendinden bir şeyler verebilen kişi zengindir.'' Dr. Erich Fromm'un devam eden cümleleri yine...''En önemli verme edimi, maddi dünyadan değil insana özgü dünyadan bir şeyler vermektir. Bir kişi bir başkasına ne verebilir? Sahip olduğu en değerli şeyden, yaşamından, kendinden bir şeyler kuşkusuz. Bu tabi ki kişinin yaşamını bir başkasına adaması anlamına gelmez, içinde yaşattıklarıdır vereceği şeyler, sevinçleri, ilgisi, anlayışı, bilgisi, nüktesi, üzüntüleri gibi - İçinde yaşayan şeylerin dışa yansıyan her türlü belirtisidir verecekleri. Böylece yaşamından bir şeyler verdikçe, karşısındaki kişiyi zenginleştirir, kendi içindeki yaşama sevincini coşturarak onunkini de coşturur. Almak için vermez, vermek başlı başına doyulmaz bir sevinçtir.'' Sevgi adına Sevgililer Günü de yaklaşırken anlamlı bir yazı olmuş kutlarım içtenlikle...