- 973 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
YAŞANMIŞ GERÇEKLERDEN KALAN İZLER
Yaşanmış bir hikaye (ANILARDAN)
Oyunun gerçek boyutu ve çıkarılması gereken dersler.
İki binli yılların başlarıydı aylardan Ramazan günlerdense sanırım pazardı 19.mayıs stadyumunda oynanacak olan maç görevi için ekip olarak Ankarayı bilenler iyi bilir Ulus tarafındaki kapıda görevliyiz öğleden önce görev yerlerine geçtik tabi erken olması nedeniyle kimselerde olmayınca bizlerde arabanın içerisinde sohbet ediyoruz tabi sohbetin konusu doğal olarak Oruç ve Ramazan oruç tutanlar tutmayanlar nedenler niçinler sebepler ama sıcak bir ortamda kendi kendimize zamanı öldürmek için sohbet ediyoruz gibi görünse de işin aslı hiçte öyle olmuyor çünkü herkes doğal olarak kendi gerçeğini savunmayı hak görürken karşısındakinin hakkını zaman zaman görmezden gelebiliyordu hemde bunların farkında bile olmayarak işte bu sohbetler bölümler halinde devam ederken dışarıda aynı noktaya göreve gelmiş bayan memur arkadaşlarımızda bulunmaktaydı tabi onlarında zaman zaman araç içinde dönüşümlü olarak bir birimizi aktif dinlendirerek onlara hem dinlenme imkanı hemde sohbete iştirak ederek fikirlerini öğrenme imkanı buluyorduk genellikle çok güzel şeylere temas ederek bilgi dağarcığımızda eksik olan veya hiç olmayanları tamamlama imkanına sahip oluyorduk bir nevi sosyal iletişim yaparak tanıyoruz tanışıyoruz sorarken aynı zamanda sorguluyoruz konu tamamen doğaçlamadır ve kendiliğinden değişir yok yok diyebiliriz tabi saygın olan o ortamı kimseler zedeleyemez di daha öğlenden iftarda ne yiyeceğiz sohbeti başlar ardından inançlar sonra inançlara mahsus yaşamlar anlatılırdı...
işte bunlar konuşulurken daha önce İstanbul,da görev yapmış olan adını şuan hatırlayamadığım ama anlattığı o yaşadığı
gerçekçi anıyı hiç unutamadım ama o memur arkadaşımın adını bile bilmiyorum neyse esas konu ise şöyle gelişir bayan memur ve eşi aynı zamanda meslektaş oluyorlar arkadaş eşiyle İstanbul sokaklarını gezerken aynı zamanda ihtiyaçlarınıda tedarik ediyorlar derken yıllardır terzileri olan YAHUDİ asılı Monşerede uğrarlar elbisenin provasını yaptırmaya ama her şey değişir birden işte olanla o an olur terzi monşer her gelen dilenciye parasını verir gönderir hiç lafını etmez kızmaz ama enteresan olan sayısal olarak kaç kişi gelirse gelsin hiç yok demedi ta ki biri gelinceye kadar şaşkın şaşkın izledik önce içeriye davet etti yemek söyledi alt kata indirdi yemeğini burada yersin diyerek sonra monşerin yüzündeki ifade değişti peş peşe telefonlar ederek birilerini çağırdı kısa arlıklarla davet edilenler iş yerine geldiler ve direk aşağıya indiler bu arada dilenci yemeğini yemişti kısa süre sonra aşağıdan sesler gelmeye başladı birini dövüyorlardı belli ki dilenciydi dövülen sonra çıktılar yavaş yavaş
sonrada dilenciyi alıp gittiler biraz zaman geçtikten sonra arkadaşın eşi sorar neden tüm gelenlere bahşiş verdiniz de o en son gelene önce yemek söylediniz sonrada onu bir güzel hep birlikte dövdünüz neden diye sorar uzun ısrarlardan sonra konuşur önce gelen dilenciler MÜSLÜMAN ve HIRISTİYANLAR (İSEVİLER)dan ibarettiler son gelense bizdendi yani YAHUDİ,idi
Monşer cevap verir ve biz dilenciliği MÜSLÜMANLARA VE HIRISTİYANLARI tembelleştirmek için icat ettik ondandır ki hiç bir YAHUDİ dilencilik yapamaz dedi ...
Aklım durdu sanki düşüncenin içeriğindeki derinlik akıl alır gibi değildi ama gerçekti maalesef yaşananlar...
Kıssadan hisse insan soruyor kendine
Niye ?
Neden ?
Niçin ?
Sizce neden acaba ?
Mehmet DEMİR
09.02.2020 AN"KARA"