Hipermetrop

• 8 Şubat 2020 Cumartesi 23:58:03

Cadde… Karşılıklı trafik ışıklarının dibinde bekleyenler... Orta yaşlı iki adam kalabalığın arkasına geçti. Kot ceketli olanı elindeki piyango biletini göz hizasına kadar kaldırıp numaraları mırıldandı. Diğeri sıkılmış “Yeter, yeter! Aldığından beri dilinden düşmedi.” Yeşil ışık yandı. Hareketlenen insanlar… İkisi hızla aralardan sıvışıp karşıya geçti. Kot ceketli bileti katlayıp pantolon cebine soktu. “Kıraathaneye geçelim, çaylar senden.” Diğerinin kan beynine çıktı. “Yok yaaa!” “Eee, mahallede fakir kalmayacak. Bir zahmet elin cebine gitsin.” Sokak başı… Kot ceketli aniden durdu. “Öyle sade çayla olmaaaz.” Başıyla fırını işaret etti. “İki de simit alalım.” “Alalım, alalım! Eksik kalmasın.” Fırına yöneldiler. Kot ceketli rahat tavırla yapacaklarını anlatıyor, diğeri dişlerini sıkmış ya sabır çekiyordu.

***

Fırın… Raflarda dizili baston, tepsi ekmekler… Cam kapının arkasında kasa önünde yaşlı bir kadın dikilmiş çantasını karıştırıyordu. Kot ceketli kapı kanadını yavaş ittirirken diğeri hışımla içeri girdi. Tezgâhtarla yaşlı kadın başlarını çevirdi. Ne oluyor bakışları… Diğeri nefes nefese “İki simit!” Tezgâhtar raftan tepsi ekmek alıp dilim makinesine yerleştirdi. Kayan ekmek… Dilimler… Tezgâhtar dilimleri poşete koydu. Ağır hareket ediyordu. Kot ceketli kime kaç lira vereceğini ballandıra ballandıra anlatırken diğerinin kafası şişmişti. “İKİ SİMİT!” Tezgâhtar poşeti kadına verdi. Uzatılan beş lira… Kasanın açılan çekmecesi… Zil sesi… Tezgâhtar parayı avucunun bir köşesine sıkıştırdı. Kasanın yanındaki cam bölmeden simitleri alıp kağıda sardı. Cam bölmenin üzerine vurulan el… Beş lira… Simitleri uzattı. Diğer beş lirayı da alıp çekmeceye koydu. Bozukları aldı. İki lirayı adama verdi. Göz hizasına kadar kalkan bir liralar… Kot ceketlinin burnunun ucuna kadar uzattı. “İyi bak, iyi.” Şaşı gözler… “Kazı kazan alacağım. Ben de mahallede bekâr bırakmayacağım. Hadi bakalım.” Fırladı. Arkasından kot ceketli… Tezgâhtarın eli yaşlı kadına doğru hareket etmişti ki kadın “Kalsın evladım, askıya yazarsın,” deyip yavaş yavaş fırından çıktı. Işıklı tabela… 11