- 501 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AHLAKİ YOZLAŞMA 1 Çocuk cinayetleri ve İstismar
AHLAKİ YOZLAŞMA 1
Çocuk cinayetleri ve İstismar
Bu bir travmadır. Başbakan yardımcısı itiraf ediyor. En yetkili ağızlardan biri. 10 yılda ekonomik alanda büyük mesafeler kat ettik diyor ama manevi anlamda aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Evet çok doğru. Bu bir itiraf olarak kabul edilmelidir. Hatta ben diyorum ki maddi anlamda ülkeye çağ atlarken manevi alanda tam bir trajedi yaşanıyor. Bu talanda tam bir facia yaşıyoruz. Alabildiğine zenginleşen toplum alabildiğine bencilleşti, bencilleşmeye devam ediyor.
Alabildiğine bencilleşen toplum aynı zamanda alabildiğine zevk-perest oldu. Parayı ve serveti kazanmak için kazanan toplum şimdi kazandığını nereye harcayacağını bilemiyor. Hedonizmin dibine vuran toplum bütün kazancını zevklerine harcamaya, zevk üzerine zevkler icat etmeye başladı.
Önce içki ve kumar, sonra eğlence yerleri, ardından zina ve alemler, bunlarla da yetinmedi esrar ve eroin partileri. Daha da tatmin olmadı sapık zevklere düştü. Bir yandan sapık ilişkiler, diğer yandan çarpık ilişkilere yol açtı, ardından çocuk istismarlarına yol açtı. Savunmasız çocuklar kaçırılmaya, bir yandan çocuk tacirleri, bir yandan organ mafyası, diğer yandan çocuk istismarcılarının kurbanı oldular. Toplumun en korumasız kesimini büyükler de muhafaza edemediler. Anneler, babalar yandı. Yürekler kavruldu. Masum çocuklar acımasız katillerin sapık zevklerin tatmin ettikten sonra vahşi cinayetlere kurban gitti.,
Sırf AB ye gireceğiz aldanışına kurban giden toplum idam cezasını kaldırdı. Katiller ve sapıklar az bir cezayla toplumda yeni kurbanlarını aramak üzere ellerini kollarını sallayarak gezer oldu.
Şimdi caniler her türlü şer planlarını insan haklarına sığınarak hafifletilmiş ceza yasalarını istismar ederek icra ettiler. Buna tv ve sinemalarda oynatılan film ve diziler de ilham kaynağı oldu. Üstüne üstlük dini inançtan yoksu bırakılmış bir toplum yapısı buna müsait bir ortam sağladı. Ayrıca oturmayan toplum yapısı, kültürel değerleri yeterli olmayan bir gençlik, çıplaklığın ve cinsel açlığın tavan yaptığı bir düzen tam da bu sorunların odağına yerleşti.
Dahası eğitim sisteminin seküler yapısı ve yetişen seküler nesiller bu tiplerin bolca üretilmesini sağladı. TV programları ve topluca medyanın materyalist değerler üretmesine karşın toplumun yeterli oluşumları sağlayamaması, devletin eli kolu bağlı, şer güçlerin itelemesiyle yetersiz ve cılız eylemleri insan tipini değiştirdi, İslami ve insanı değerlerden yoksun bir toplu doğdu. Hayır, duygusunun azaldığı, giderek yok olduğu bir dünyada bu hazin sona ulaşmak hiç te tesadüf olmadı.
Bir de son yıllarda gelişen İslami hareketlere karşı devletin iç dinamiklerinin engelleyici, ezici, yok edici tavır ve eylemleri toplumu iyice dindışı hale getirdi. Önce devrimci ve Kemalist değerlerle kurulan yerleşik düzen dini toplu dışına itti ve camilere hapsetti öte dünyaya sıkışan din ahlaki değerlerini yayamadı. Kemalist sistem de ahlaki değerler üretemedi. Dinin yerine ürettiği kutsallar tatmin edici olmadı. Toplum yok edilen değerlerin yerine hedonizmi yerleştirdi ve yaydı. Teşhircilik, çıplaklık, moda, porno yaygın hale geldi.
Bütün bu bozulma, yıkılma ve çürüme ardından bu facialara yol açtı. Şimdi ahlayıp vahlanıyor, toplumsal öfke duyuyor, galeyana geliyor, linç kültürü iler ayaklanıyoruz. Ama elimizden bir şey gelmiyor. Çünkü bu bir sebep değil sonuçtur. Sebepleri değiştirmeden sonuçları değiştiremeyiz. Öncelikle bunları bilmeli acil tedbirler almalıyız. Hükümetler ekonomik krizleri ciddiye alıp acil eylem planı yaptıkları gibi, manevi krizleri de önemsemeli acil eylem planları hazırlamalı. Kara kara düşünmeli, uzmanları toplamalı, acil tedbirler için görüşleri alınmalı ve hemen yürürlüğe konulmalıdır. Yoksa iş işten geçmiş olacak, atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak. Ondan sonra bade harab ’ül Basra.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.