- 1100 Okunma
- 8 Yorum
- 2 Beğeni
***
#################
#######
####
#################
#######
#####################
#######
#####################
#######
#####################
#######
#####################
#######
####
#################
#######
#####################
#######
#####################
#######
#####################
#######
####
YORUMLAR
Merhabalar abim , kendimde birkaç katkıda bulunmak isterim bu yazıya .
Aslında devlete karşı eleştiri hep varolmuştur ilk insanlıktan beri . Devletsiz de insan yaşayamaz , insanların bitmek bilmeyen ihtiyaçları var sonuçta . Eleştiri de bir şeyleri çözmüyor genelde biliyorsundur . Savaşlar , bir sürü tanrılar , hastalıklar , cinayetler dolu bir tarih hep oldu ilerde de olacak gibi duruyor . Mankafalılar sürüsü devleti yönetiyorlar , bazı yazarlardan kalma ayaktakımı düşünceleri de yaygınlaşıyor . Devlet ve onun varlığını sağlayan ayaktakımı diyorlar ama kendi cinsine ihanet etmek gibi bir durum bu . Ayaktakımına kendi anne ve babanı koyacak olurlarsa kendi ailelerini ve kendilerini katletmiş olurlar . Bu ergen gençlerin anne babalarından utanmaları gibi bir şey .
Benim şahsi fikrime göre , bir insanı bilime yönelmediği için suçlayamazsın , onda merak uyandırman gerekir bilime yönelmesi için. Bilim de herşeyin temelidir, aydınlanmadır . Bilim (hangi dal olsun farketmez) her insanın hedefinde olsaydı , her insan işini en iyi yapıp , böyle savaş ve saçmalıklar dolu bir tarih olmazdı . Bir insan diğerini katlettiyse , bu cahilliğin ne kadar yaygın olduğunu kanıtlar bana göre. Dünyayı ele geçirmek , toprak büyütmek isteyenlerin anlamsız bir şekilde öldüklerini gördük . Katkıları ne peki , koca bir hiç . Batı medeniyetini de bu yüzden ileride kaldı bizden .
Ben de bazen haberlerden uzaklaşmak için derslere ve kitaplara kafa yorarım . Devlet ne yaparsa yapsın , ben bilim ve sanat dolu güzel bir insanlık düşlüyorum . Ütopya değil , gerçek bir insanlık . Üretmek ve yaratmak zordur , tüketmek ve bozmak ise konuşmak kadar kolay olmuştur her zaman :)
Konsantre Karanlık Madde
Belirttiğim gibi, minimal devlet anlayışının olduğu o da olmadı gerçek artı değerler üreten insanların el üstünde tutulduğu bir devlet benim şahsi isteğim. Sanat yolu ile olur, bilim yolu ile olur, bilimin ışığıyla yapılan tarım ile olur ki topraklarımız çok elverişli. Ancak tam tersi olunca da bize eleştiriden başka bir şey düşmüyor. Yaşananlar da artık katlanılmaz bir hal alınca eleştirinin dozu artıyor. En başta kişinin kendisini eleştirmesiyle başlayarak, eleştirinin taraftarıyımdır ben. Sanat da bilim de eleştiri olmadan pek ilerleyemez. Gerçekten bilim üreten insan 1000 kişiden 1 ya da 2 yi geçmiyor, bu sayıyı tüm insanlık bazında 1000/15'e çıkarsak çok daha yaşanılır bir dünya olacak. Gezegenimizin kaynakları artan nüfusa rağmen herkese yetecek seviyededir. Yeter ki bir şeyler algılanabilsin, yeter ki 3.dünya ülkesi olmaktan çıksın ülkem. Bu aptallığın kutsanmasını yazarak eleştirmezsem, çıkıp sokaklara adam dövmeye başlayacağım. O da iyi ihtimalle. Güzel katkına teşekkür ederim. Bizler de burada kendimizce fikir üretiyoruz.
Aydınlığın göz kamaştırıcı olsun güzel kardeş.
Öznel kader hükmetmedikçe yaşama, nesnel kaderin köleleri olmaktan kurtulamayız.
Küfredecek kadar öfkelendik yaşama ama o, kendi planını yine uyguladı.
Anarşist bir yazı okudum diyeceğim ama eski kuşağa ait bir "terim"... diyemedim.
Çok daha öteye gidersek "Herkes kendisinin Tanrı'sı olsun," der e geliriz.
Ethem_Namık tarafından 2/4/2020 2:07:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
Konsantre Karanlık Madde
Biz Dünyevi kardeşimle, bir yorumumuzda, senin kendi kuşağının ötesinde, berisinde olduğunu ama kendi kuşağının içinde ya da bizden sonraki kuşağın içinde olmadığın kanısına varmıştık. Duruyordur hala yorumlar. Terimler de biraz daha bizden sonrakilerin de anlayabileceği şekilde, özellikle seçildi.
Keşke şu egemen güçler, içinde Tanrı'dan bir şeyler olduğunun farkında olsa da, 1.tekil şahıstan gözlendiğini hiç unutmasalar. O zaman ne Tanrı olmaya gerek kalır ne de böyle yazılara gerek kalır.
Selamlar Abim'e.
Ethem_Namık
Sizi bilmem ama benim gözümde tütüyor sen ve bir dünyevi ile aynı masada oturmanın özlemi.
Az işlerim var bitmek üzere, sonra bir "angara" yapacağım.
Konsantre Karanlık Madde
Dünya var oldu olalı iyi ile kötü; güzel ile çirkin olan her zaman savaşacak. İnsan olmak insan olabilmek ve insan kalabilmek bu savaşın ta kendisi. İyiliğe ve kötülüğe kayıtsız kaldığımızda utanç verici bir hale gelmişiz demektir.
Savaşımsız yitirmemek adına bir yola girilmeli.
Eleştir, evet güzel şey eleştirmek. Ama kendini de eleştirinin tam ortasına koyarak, getirmek gerekir o eleştiriyi. Sanatta, estetikte, mimaride, edebiyatta daha ileri gidilmediği de aşikâr.
Acaba ben “iyi olan” adına “ güzel olan” adına “ faydalı olan” adına ne yaptım, yapıyorum ve yapacağım, diyebilmeli insan.
Doğrudur her şey daha da kötüye gidiyor ve gidecekte… Neden mi, değerlerimizden inadına uzaklaştırılmaya çalışıldığımızdan, inadına köklerimizden sökmeye çalıştıklarından, atamıza büyüğümüze saygıyı yitirdiğimizden, sevgiyi üç kuruşluk hâle getirdiğimizden, bitmek bilmeyen bencilliğimizden, pek çok zenginliğe sahip olup hâlâ yetinmeyen açgözlülüğümüzden...den.den.den...
Şu görsel basının, medaysı haline bak; ahlakın dibe vurduğu, vurdulu kırdılı tabancalı tüfekli, mafya bozuntusu bir yığın dizinin dayatılarak izletildiği, kadının hep aldatıldığı, kadının aşağılandığı, kadının yalnızca para için bir erkeğin ağzının içine baktırıldığı, ucuz haysiyetsiz bir yığın pislik… Sonrasında elbet kadın cinayetlerin ayyuka çıkar, sonrasında elbet haksızlık, ahlaksızlık, adaletsizlik vuku bulur. Ne bekliyoruz ki..
Ve en önemlisi biz ne yapıyoruz bunu değiştirmek adına. Ne özgürlüğe ne medeniyete kendiliğinden ulaşılamayacağı bi gerçek. Bunun uğrunda çok kavgalar verilmesi gerektiğine inanan biriyim.
Hangi nesil olursa olsun, eski ya da yeni, her türlü amaçtan uzak, yazgısına boyun eğen, kendini/neslini köklerine sahip çıkarak daha ileriye götürmüyorsa bu kabul edilemez.
Bizler de bizden öncekiler gibi bu dünyadan geçip gideceğiz, bi iz bırakabiliyor muyuz mühim olan bu.
Sözlerim, yazınızdan hareketle kendimi de içine alarak getirdiğim bir eleştiriden ibarettir.
Saygı ve selamlar.
Konsantre Karanlık Madde
Çuvaldızı, hem kendimize hem de başkasına batırmalıyız, kesinlikle katılıyorum. Ancak, içeriklerime bakarsanız, içimdeki hayvanlardan, bedenimin aciziyetine kadar çokça kendimi eleştirdiğimi görebilirsiniz. Bu kez manivelayı kırdım sadece dediğim gibi.
Saygılar benden, selamlar, görmek sevindirdi yazımda. (:
eklemeden edemedim, zamanın konteksinde, predatör-avcı filmi serisini izleyin, senaryonun merkezine inin, son serisinde; uzaylı avcılar son neslin beyin veya omurilik sıvısı alacaklardı amaç odur. oysa filmde oynayan yetişkinler ise, uzaylı avcının; insanda, önceki nesli grup başı yaptığı sanmışlardır..
çoğu sanıyor ki, kafayı bozmuşlar teknoyla, bilim kurgu ile..
eğer devlet aklı dediğimiz akıl, zamanı okuyamazsa; arada bahsettiğimiz toplu intiharlar artacak. elbette çoğu yeni nesil artık devletten bıktı. bizim bir kavgamız da, devlet diyerek sınırları çizilmiş bir yaşam.. bekçiler ve polis devletine gidiş ise tamamen bir çılgınlık aslında..
değerli yazına teşekkür ederim.
anlatabilmenin hazzını yaşatıyorsun resmen bana..
saygı ve huzurla..
Yinsani
"uyumsuz"-"kuralsız" ve "yandaş" adlı filmlerde anlatılıyor bir bakıma Aldous Huxley.
belki o kitaptan çevrilmiştir sinemaya bilmiyorum..
işte bu düşünsel ve geleceksel işkencelerin nasıl azaltılabilirliğini çözmesi gerekecek eski veya yeni dediğimiz devlet aklının..veya tam kapitaliszme destek verecek..
korku şu ki; ikinci dnya savaşına giden yolda ilerliyor yeni dünya.. bu ürpertmeye yeter dünyayı bence..
bizler diyorum genelde; özetiyiz yeni çağa girerken, bu özeti bizler anladıkça ürperiyoruz aslında. eskinin kalıba sokmasıyla, yeninin kalıba sokması arasındaki fark göremiyoruz??
daha şehirlerde apartman hobby bahçeleri bile ülkemizde sunulmadı. şimdilik zorunlu garaj uygulaması getirildi yapılaşmaya vaya şehirleşmeye..
çok geriden gidiyoruz ve yaşıyoruz..
eleştirme anla, zulmetme empati yap, sen ne istiyorsan bil ki karşındaki de onu istiyor..
işte bunu sağla.. belki çözebiliriz lakin bu çözümde de coğrafya fakı çıkacak ortaya mecburen..
toprak su hava diğeri neydi:) tahta değil elbet..
tamkapitalist çağda devlet ne işe yarayacak?? yeniden tanımlanmalı..
offf uleynofff... diyorum sadece...
saygı ve huzurla..
esen kalınız deniz hanım.
katkılarınız için teşekkür ederim.
Konsantre Karanlık Madde
Toprak elementinden olup da esaret altında olmamak gibi bir dünya yoktur. Ancak esaretin de katmanları vardır, dimi? Bir hücreye kadar götürebiliriz.
Şuradan batıya doğru çıktığımızda, batıya gittikçe, devlet denen mekanizma toplum için var olur, doğuya doğru gidersek tam tersi. Eskiden, evet, biz tam ortalarında bir yerde düşe kalka yaşıyorduk ancak son 20 yıldır iyice bir devlet için varız. Bu şartlarda milliyetçilik bana daha da ahmakça geliyor ve ırkçılığı da er ya da geç doğuruyor. ''Halk ağır vergiler altında eziliyordu,'' dememizin tek sorumlusu da mevcut hükümet değildir. Postal yalayıcılar da bu ülkeye bir o kadar zarar verdiler ve elemanlar o günlerin acısını çıkarıyorlar, çıkarıyorlar da biraz abarttılar sanki. Hani iyi bilirim, CHP'li belediye de kadrolaşır, liyakat denen şey buralarda pek olmadı maalesef ki. İş ahlakı hep sıfırdı.
Amerika'da mesela, vergiler çok önemlidir ve vatandaş çıkar bunun hesabını çatır çatır sorar, ''vergilerim nereye gitti,''şeklinde. Gelenek işte. Adamlar günde 2 saat çalışarak, bizim asgari ücretin, günlük ücretinin neredeyse iki katını kazanabiliyor. Bizim önce bunu sorgulamamız gerekir, o kapitalizmse bu ne diyebilmemiz gerekir.
Her düşünür bir şeyler söyler, Huxley de Marx gibi, Hitler gibi bir ütopyacıdır. Herkesin her dediğini kopyalayıp, günümüze paste edemeyiz ki. Çoğunlukla da sorunları tespit ederler ancak pek çözüm sunmazlar bu düşünürler. Çünkü genelde alanlarının dışına çıkarlar. Ben, kendisinin ölümünden 50-60 yıl sonra yaşayan birisi olarak, neslimizin bazı sorunlarından bahsettim ve çözüm olarak da devletin minimize edilmesi gerekliliğini savunuyorum. Örnekleri de mevcut, Canada, hadi abartı durduysa Uruguay bu sistemi yeni yeni uygulamaya başladı ve bir önceki başkanı 60 küsür model bir Vosvos ile geziyordu. Sakın bana burası Orta Doğu demeyin, Uruguay'ın etrafı buralardan daha pislik. Meksika'da benim diyen adamın yollarında yürüyemeyeceği mahalleler var, Brezilya'daki Favelalar'ın ülkemizin hiçbir yerinde bir örneği yok. İspanya da demografik olarak bize benzeyen bir ülke ve baya baya yol aldılar... Yarımızdan biraz daha fazla nüfusu var ve toprakları yarımızdan daha da az.
En acilinden, akılcı bir hükümet ile Milton Freidman'ın reçetelerini uygulamaktan başka şansımız yok. Bunu da mevcut partilerden ve çobanlardan hiçbirisinin yapacağına inancım olmadığı için, seçimlere filan gitmiyorum. Hiç ceza da ödemedim gitmediğim için. Y kuşağından, akılcı bir liderin çıkmasını bekliyorum, Z kuşağının taleplerini de kapsayacak olan. Bakmayın siz, baya bir şeyler değişiyor. Avrupa'da çalışma saatleri mısır patlağı gibi azalmaya başladı tek tek. Bunun sebebi otoriteye boyun eğmeyen bu iki kuşaktır. Z kuşağı ile çalışmak adlı makaleler üstünde çalışılıyor Mc Kisney gibi büyük şirketlerde. Elime geçti de okudum, ne yalan söyleyeyim umutlarım arttı.
Yinsani
belki kültürlerimiz uyuşmaz ama kafalarımız tam pişti ya hu..
kelamına kuvvet, ömrüne sağlık, geri kalanına da huzur ve saygı diliyorum.
Konsantre Karanlık Madde
Mesele frekans meselesi. ((:
Bugünlerde çok yoğun dil geliştirmelerine verdim kendimi, zaman ayarlayıp yazacağım bir şeyler.
Şimdi de köpek gezdirmeye çıkayım. Sabahtan beri bir etimoloji kitabından kelime kasıyorum. Zevkli ama beyin de yoruluyor. Es yaptım, bir gireyim bakalım, neler olmuş burada dedim. Seviliyorsun.
'Tımarhanelik'in ilk paragrafını okudum sadece. O'nu yeni uyandığım ve net bir kafada olduğum bir saate ayırdım. (:
Dünün çürümüşlüğüne isyan ederek çürüyen bu gün yarının tohumunu bünyesinde taşıdığını ümit edelim.Yoksa Biz filiz beklerken koku çıkacak çürüyen neslin devamından. Son 80 yılı çok güzel özetlemiş; Olunması gereken gençliği deşifre etmişsin de Kardeş ne kadar olabildiğinden bahsetmemiş kendi özelinde kalmışsın.
Yazı kendini okutuyor. ihtivası muhtevada yok maalesef.
Olsun diye hâyâl ettiklerimiz birer birer öldü gözümüzün önünde. Bu kadar cesetle yaşıyor olmanın zorudur sana da yazına da sirayet eden. Dişliler arasından sekip kurtulmuş biri olman güzel senden kaç tane vardır dersin ?
Hayırlı sabahlar O zaman.:)
Konsantre Karanlık Madde
Bir de dişliler arasından benim gibi bi' 500 bin tanesi sıyrılsın değil dileğim. Çoğunluk yükselsin ki dişlilerin potansiyeli de yükselsin, isteğim budur.
Saygılar Adnan Abi.
Sabahın dar-ında gördüm yazıyı ...hava daha aydınlanmamış şehir ufaktan aydinlanmaya başlamış...ve heyecanlandım konuyu kavrayınca...
Evet dedim çoğu yerde evet, aynen, himmm, keşke gibi iç seslerle yazıya eşlik ettim.
Metal bir tencere içine koymuşlar ve dedim biz her şeye rağmen ayaklarınızla, ellerimizle o tencereyi kalıbının dışına çıkmaya zorladık...şekli şemali bozduk gitti.
Bir hapishane yaratıp avluyu bir lütuf gibi sunanlara karşı.
Ama bir isyan var içerlerde, bir nefret uyuyor köşelerde, bunu yapmak zorundasın, böyle olmak zorundasın diyenlere karşı ....kontrolü zor bu nefreti bile kontrol etmeyi öğrendik çoğunlukla...
Ama o tencere artık yuvarlak ve düzgün hatlara sahip değil ve o bile yırtılabilir...
Daha yazacak çokça yorum var şimdi bir kahve icip birkez daha okuyacağım..
Güzel bir gün dilerim.
Yinsani
evet tencere artık dayanmamaya başladı.. tek korkum bizler biz şekilde düdüklü tencerenin düdüğüyüz, yetemezsek patlayacak...:))
nefreti kontrol edebilmek en büyük sermayemiz olsun..
saygı ve huzurla..
black_sky
Güzel geceler dilerim an itibarıyla
Konsantre Karanlık Madde
Kaleme dökmek yeterli, aman hayatlarımızdan uzak dursun, zehrimizi atalım da.
Güzel akşamlar ikinize de.