- 670 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
VİRÜS CORONA
V İ R Ü S C O R O N A
Baktığınız zaman, ne kadar güzel ve masum. Saflığın ve temizliğin sembolü ‘’MAVİ’’ .
Sanki hayal dünyası çok gelişmiş bir sanatçının tablosu. Baş yapıt.
Seramik sanatı ile ilgilenmeye başladığım senelerde, kütüphanelere gidip, Virüs ve Bakteri görsellerini incelerdim. Allahım, sayısız renkte, sayısız güzellikte formlardı. Hiç biri diğerine benzemiyordu. O renk bolluğunu ve uyumlarını görünce, yedi renkten bu kadar değişik renk yaratabilmek için sadece sanatçı değil, yaratıcı da olmak gerekir diye düşünürdüm. Hiç zararlı görünmüyorlardı. Yaptığım formlarda, o görsellerden esinlenerek, çok değişik işler çıkardım.
Şimdi, bu yaşımda şunun farkındayım ki; yaratılan her şey mükemmel yaratılmış. Görünür, görünmez, bütün canlılar hayatın bir yerine tutunup, yaşamak ve soyunu idame ettirmek istiyor. Ne kadar masumane bir istek değil mi? Yakalandıkları zaman ise, hemen başka şekle girip, yaşam mücadelesine devam ediyorlar. İnsanlar da bunu yapmıyor mu? Yaşamak için her şeyi, ve hatta her türlü kötülüğü yapmıyorlar mı? Görünür görünmez her türlü canlı için ‘’Yaşamak temel iç güdü’’ dür.
Şimdi bana virüsleri mi savunuyorsun demeyin.
Yaratılan her şeyin bir nedeni, kâinatın dengesinde bir yeri vardır.
Her canlı yaşamak derdinde. Güçlü olan yaşar, zayıflar yok olur.
İş, bu kadar basit.
AYTEN TEKİN
YORUMLAR
Hayatta güzel olan ne varsa;
Ya sağlığa zararlıdır,
Ya ayıptır,
Ya da dinen caiz değildir.
Yıllar içinde gözlemim bu. Maalesef mikroskopta güzel görünse de ölümcül bir illet. Yazınız her okuyan tarafından farklı algılanmış. Ne demek istediğinizi çok iyi anladım. Kaleminize sağlık...
Ayten Tekin
Anlatmak istediğim buydu. Çok teşekkür ederim. İyi hafta sonları..
Her okuduğumda başka bir şey anladım. Allah'ın yaratışındaki mükemmellik, hiç değişmiyor.Ne yaratsa en mükemmeli o oluyor dedi ilk önce yazı. Sonra insan algısının güzel bakmakla güzele bakmak arasındaki hayretini nakş etti içime. Son okuyuşumda ise hayata tutunmanın zahmeti çarptı gözüme.Oysa bu rahmetti sonradan bizim zahmete çevirdiğimiz koca bir zahmet.Ki o yüzden İnsan ömür sahibi hayat değil.
Hayat sahibi olanlar yaşamayı bilenlerdir.Ve yaşamak yaşatmakla mümkün olan yanı insanın. Git gide mikroplaşıyormuyuz dedim sonra içimden.Sahi yaşamak için her şeyi mübah gören bir yanımı var insanın. Kendi nefsim buna hayır dedi.Canı olmak varlığı can almaya itiyorsa bu onun hayvan olmasından yada İnsan olamamasından. Hayvan
deyince bir çoğumuz İnsanın dışındaki mahluku anlasa da.Ben çok eminim Hayvan canlı demek olup canının her istediğini yapan değil insan, Kedi Köpek Kuş kurbağa yarasa Pire Bit, ez cümle isim isim her şey kendini özellikleriyle sınırlarken.Ademoğlu dediğimiz beşeriyet bunun tek istisanası Yani HAYVAN. Evet bunlar mikrop kadar hatta ondan da tehlikeli yaratıklar.Sadece canının istediğini canı istediği için yapan zavallı zevat.
Evet Şu kainatın dengesi hakikaten Kuvvetlinin zayıfa galebe çalması ise
Anne baba çocuğuna,Öğretmen öğrencisine,Erkek kadına neden hep mağlup olur.
Ağaç meyvesinden neden alır ismini ?
Yok kardeş yok. Ulu orta Allah'a küfredene de Allah Tövbe kapısını açar onu taş etmez o esnada.
Finali yok sayarsak elinize sağlık. Yoksa sözün tükeneceği yok.
Saygı ve selam.:)
Ayten Tekin
yeğinadnan
Onuda Toplumun içinde bulunduğu hassasiyete verin. Çok uzun zamandır yazı ile dğil yaznla kuruyoruz ilişkiyi maalesef.
Hayırlı akşamlar.
Yazın güzel ve farklı bir boyuta tanımlıyorsun
Zamansız geldiğinden ınsanlar salgın hastalıkla cebelleşirken yanlış anlaşılma oluyor
Güzelliği yokeden tehlikeli kılan biz insanlarız
Eyvallah
Ayten Tekin
ne ilginçtir ki her sene bi virüs peydahlanıyor ve insanlara musallat oluyor...sonra da uygun bi isim takıyorlar...tıpkı her sene bazı toprakları kasıp kavuran fırtınalara verdikleri ad gibi...
diğerlerinde olduğu gibi bu virüsün de durduk yere öylesine çıktığını düşünmüyorum...yani bunun bile isteye üretilip piyasaya sürüldüğü ihtimali daha yüksek...
şöyle bir söylenti var ne kadar doğru bilmiyorum ama önüne geçmek ve rizikoyu azaltmak için de olsa ya da içimizi bi nebze rahatlatmak adına belki bi faydası dokunur...
biri demiş ki: bulaşık makinasına, çamaşır makinasına ve evi temizlerken bi çay bardağı üzüm sirkesi dökün...güya bu virüsü öldürüyormuş...aslı astarı ne kadar doğru emin değilim...
tabi insanın aklı yine almıyor...yani yirmi dört saatte öldüren bi virüsün hakkından üzüm sirkesi nasıl gelsin?..n'olmuşsa olmuş, en iyisi biz bunu direk içelim gitsin...hiç yoktan karaciğer yağlanmaz, zayıflatır hem sonra...e halk arasında nazara iyi geldiği de söyleniyor madem...virüsü öldürmese bile başka şeylere faydası var...
velhasıl kelãm ilaç piyasasının, firmaların, dünya sermayesinin bu döndürdüğü dolaplar bir değil, iki değil...hangi birinin önüne geçeceksin..?
Ayten Tekin
onu dönüştüren insan ve o sevimli dediğiniz böcük mutasyonunu insana borçlu yani bunun Allah ile ilgisi yok Allahlık taslayan kulların kitle imha silahı o, laboratuvarda üretildi bu canavar
umarım size uğramaz o sevimli virüs :-)
malumunuzdur ki ülkemize gelmiş hatta yayılıyor celladıma sizin gibi bakabilir miyim bilemiyorum
esen kalın
Ayten Tekin
İşin ciddiyetinin farkında olmadığınız belli size sevimli gelen
bu virüs 24 saat içinde insanı öldürüyor.Biyolojik silah olduğunu
söylüyorlar,domuz gribi ve kuş gribinin karışımından daha güçlü bir
virüs elde ediliyor ve insanda uygulanıyor.Bu virüsün aşısı yok ve çinde insan ölümleri hızla artıyormuş,Dalga geçilecek basit bir
şey değil.Fip hastalığı,bağışıklık sistemini çökertiyor ve
24 saat içinde ölüm oluyor