ANILARDAKİ SIR
Ergün 17 yaşında genç bir lise öğrencisidir. Esnaf emeklisi babası ve annesi ile beraber yaşamaktadır. Bir gün televizyonda kendi yaşında bir gencin haksız yere öldürüldüğünü, katillerinin bir türlü bulunamadığını öğrenir. İçinden ; ’’Keşke sıra dışı yeteneklerim olsa da bu çocuğun katillerini bulsam, polise ihbar etsem.Ne iyi olurdu ’’ diye düşünür. O gece rüyasında o gencin katillerini ve saklandıkları yeri görür. Uyanınca o yeri polise sahte bir isimle ihbar eder ve katilleri yakalattırır.
Bir hafta sonra bir komşusu evlerine ziyarete gelir ve otuz yıl önce köylerinde altı yaşında bir çocuğun kaybolduğunu, hala bulunamadığını anlatır. Komşusu bu olayı anlatırken Ergün hayale dalar ve otuz yıl öncesine gider. Hayalinde komşusunun anlattığı görür. Komşusunun anlattığı çocuk yalnız başına oynarken bir yabancının arkasından gitmiş, yolda da kötü niyetli bir kişi tarafından kaçırılmış ve bir zengine para karşılığı satılmıştır. Ergün bu olayı da aynı şekilde gizli olarak sahte bir kimlikle polise ihbar eder ve bu olayı da aydınlatır.
Ergün bu şekilde ; kazandığı manevi bir yetenek ile aydınlığa kavuşamayan olayları kendini gizleyerek aydınlığa kavuşturur. Ancak bir süre sonra annesi geçmişte başından geçen bir olay nedeniyle tutuklanır. Ergün aynı şekilde bu olayı kendine dert eder ve rüyasında annesinin suçu işlediği o zamana gider ve annesinin suçsuz olduğunu ve asıl suçlunun vefat eden yakın bir akrabaları olduğunu öğrenir. Aynı şekilde bu olayı da delilleri ile emniyet yetkililerine bildirir ve olay aydınlanır. Annesi de kurtulur.
Ergün aynı rüyasında kendisinin evlatlık olduğunu da öğrenir. Bu durumu önce annesine sonra babasına sorar. Evlatlık olduğunun gerçek olduğunu öğrenir. Ancak annesi ve babasına olan duyguları değişmez. Bu son olayın ardından manevi yeteneğinin kendisine ağır geldiğini anlar. Artık bu yeteneğinden kurtulmak ister. Böyle manevi yeteneklerin sandığı kadar kolay olmadığını her insanın bunları taşıyamayacağını anlar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.