- 418 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çekirdek Hasan (Öykü)
Aralık ayının insanın iliklerine kadar işleyen soğuğu… Son iki gündür dur durak bilmeden yağmıştı. Bizim mahalle dahil olmak üzere tüm şehir adeta beyaza bürünmüştü. O gün sabah vardiyasına kalmıştım bu sayede akşam maçı izleyebilecektim. Eve doğru giderken bizim sokaktaki parka bir an için göz gezdirdim. Oda ne ? Bizim Hasan abi yine çekirdek çitliyordu. Hem de şita’nın (kışın) tam ortasında… Üzerindeki ince paltoya rağmen… Selam vermek için yanına yaklaştım. Ben selam bile vermeden söze girdi:
-Ooo Yiğenim hoş geldin. Nerede kaldın? Bende bu bizim Beşir nerelerde diyordum? Gel kardeşim gel sana çekirdek ikram edeyim.
Hasan Dayı birine selam veriyorsa mutlaka bir istediği vardı. Bu işin parolası çekirdek ikramıydı. Bu ikramdan sonra bir şekilde arzusu için tatlı dille yolunu yapardı. Bu istek genelde bitmek üzere olan kuruyemiş ya da mevcut bulunan çerezinin yanına gazlı içecek ısmarlatırdı. Hasan Abinin niyetini anlayan:
-Hasan Abi direk söyle kola mı? Portakal suyu mu? Maşallah, yine kabak çekirdeği kabuklarından bir dağ oluşturmuşsun.
-Yok yiğen yav… “Şu maçı sende izleyebilir miyim? “ diyecektim. Haneye giderken de bir 2.5 litre kola alırsın değil mi ?
-Abi senin evde televizyon yok muydu?
-Varda sorma yiğen bizim valide yine beni evden kovdu.
-Abi neden? Yine ne halt ettin? Eğer böyle kabuklar her tarafa dağılmışsa ben seni kovmaktan beter ederdim.
-Yok. İşten kovuldum diye kovdu. “Ne yapacağım ulan bir ömür sana mı bakacağım?” deyip sonra sopayla kovaladı.
-İşten niye kovuldun abi?
-Yav ne olacak? Kasaya bakıyordum ya hani. O arada iki çekirdek çitleyim derken müdüre yakalandık o yüzden kovulduk. Bir de ne yapayım kardeş? Bizim kuruyemiş reyonundan dayanamadım 100 gramcık kabak çekirdeği çitledim. Müdürde kovdu.
-Az bile yapmış. Ben olsam seni içeri de attırırdım. Gerçi sen orayı da kabak çekirdeği ile doldurursun. Neyse gel de eve gidelim. Merak etme kolanı da alırız.
Hasan Abi 32 yaşındaydı. Benden yedi yaş büyüktü. Ailesi mahallenin kurucularından biriydi bu yüzden babası çok sayıda mülkün sahibiydi fakat Hasan Abi’nin pederinin işleri ilk başta tıkırında gitse de sonrasında durumlar kötüleşince daireleri satmak zorunda kalmıştı. Babası vefat ettiğinde Hasan’ın ve validesinin elinde kala kala iki dairenin kirası kalmıştı. Hasan ailenin tek çocuğuydu; babasının işleri bozulmadan önce rahat bir hayat sürmüştü. Bunun rehavetiyle ne hakkını vererek okumuş ne de bir işe girerek sanat sahibi olmuştu. Liseyi altı yılda açıktan bitirmişti. Hasan’ın bu lakaytlığı annesi Ayşe Teyze’yi çılgına çevirir; kimi günler çileden çıkarak Hasan Abi’yi evden kovardı. Kovardı kovmasına fakat sert görünüşüne rağmen oğluna kıyamaz harçlığını da verirdi. Bunun yanında öyle sosyal denebilecek bir insanda değildi. Sigarası ve alkolü yoktu. Tüm parasını çekirdeğe ve yanında gazlı içeceğe harcardı. Arada bir sinemaya gider filmi de tuzlu kabak çekirdeği çitlemesine vesile olduğu için izlerdi. Yaz-kış demeden parkta oturur; çekirdek sefasını sürerdi. Bu yüzden mahalledeki namı “Çekirdek Hasan”dı.
Hasan Abi ile eve geldiğimizde saat 19.00 idi. Fenerin maçını izlerken benim bağırır çağırırken, gol pozisyonlarında kendimi paramparça ederken Çekirdek Hasan hiç oralı olmuyor, maçla ilgilemiyor sadece çekirdeğini çitliyordu. Maç bittiğinde Hasan Abi ile bizim apartmanın çatısında derin bir sohbete daldık:
-Söylesene Hasan Abi. Senin için çekirdek çitlemekten başka hayatın anlamı yok mu?
-Ne edeceksin yiğen?
-Niye abi biraz da sen anlat. Hep sen mi bizi dinleyeceksin abi? Birazda biz seni dinleyelim.
Çekirdek Hasan durağanlaştı. Sonra gözleri hafiften buğulandı. Ağlamak istercesine, bana bakıyordu. Sanki bana bir şey söylemek istiyordu da utancından söyleyemiyordu. Sanki o gamsız Hasan gitmiş yerine başka bir Hasan gelmişti. Dakikalarca sustu ve çatının manzarasından çevreye baktı. En sonunda:
-Biliyor musun Beşir? Bu mahalleye ne zaman böyle baksam aklıma babam geliyor.Ben kendimi bildim bileli bu mahallenin dışında bir dünyam olmadı. Kendimi hep o yüzden bir kaplumbağa benzetirim. Sürekli kabuğunun içinde yaşayan bir tosbağa… Pederim hayattayken hiçbir şeyi dert etmiyordum. Sırtımda yumurta küfesi yoktu. Hep bana derdi “ne zaman adam olacaksın?” ,“ne vakit elin bir iş tutacak ?” , “Ben ölürsem annene nasıl bakacaksın?” diye… Yaş 25… Babam kalp krizinden öldü. Hani “kaplumbağa” demiştim ya… İşte tosbağının kabuğu kırıldı. Sudan çıkmış bir balığa dönmüştüm. Peder Beyin borçlarını ancak diğer daireleri satarak ancak ödeyebildik. Daha doğrusu anam olmayaydı ben onu da beceremezdim ya… Diploma yok. Herhangi bir sanat yok. Kazara bir işe girsek onu da elimize yüzümüze bulaştırıyoruz. Kapının önüne konuluyoruz. Aha ondan sonra kendimi iyice salıverdim. İşte ondan sonra bu çekirdeğe dadandık. Çekirdek ve kola… Millet bizi sürekli bizi çekirdekle gördüğü için namımız “Çekirdek Hasan”a çıktı. İnsanlar beni hep gamsız ve vurdumduymaz bir adam, kendisine ve anasına bir hayrı dokunmayan bir adam gördüler. Hayırsız bir herif olduğum konusunda haksız sayılmazlar. Gamsızlığa gelince… İçim yanıyor. Kimse benim neler düşündüğümü, içimin nasıl acıdığını bilmiyor. Hayırlı evlat olamamanın ezikliğinin yüreğimi nasıl kavurduğunu bilmiyor. O sizin gözünüzde görünen ben sadece görüntüyü bozmamak için… Zaaf göstermemek için… Aptallık işte… Seninde kafanı şişirdik yeğen kusura bakma.
Hasan Ağabeyi dinleyince içim cız etmişti. Bunca zamandır içini dökmek istiyormuş ta. Kafasının dengini bulamamış. Hasan’a:
-Hasan Abi. Bizim elemanlardan biri bugün işten çıktı. Ben de sana kefil olurum. Patronla aram iyi… Beni kırmaz. Bu iş olursa gel başla fakat öyle eski işlerindeki gibi sırf kendini kovdurmak, parkta pineklemek için saçma sapan hareketler yapmak yok. Yoksa bir daha yüzüne bakmam.
-Sahi mi diyorsun?
-Abi sen benim hiç şaka yaptığımı gördün mü?
En nihayetinde kefil olmamla Çekirdek Hasan bizde işe başladı. İlk başlarda zorlansa da patronun toleransı benim ve diğer çalışanlarında yardımıyla bu işte tutundu. Annesiyle de arasını düzeltti. İş çıkışlarında kimi zaman bizim evin çatısında kimi vakitse mahallenin parkında ikimiz birlikte çekirdek çitlemeye devam ediyoruz. Çekirdek Hasan başka bir insan oldu sadece o eski Hasan’dan geriye çekirdekseverliği kaldı. Şartlar olursa olsun ümit ve azim en son terk olunacak şeydir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.