- 398 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
İNSANOĞLU BİRAZ YAVAŞ!...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
M. NİHAT MALKOÇ
Bu dünyada her kimi gördüysem acelesi var. Herkes bilinen bilinmeyen bir yerlere koş(tur)uyor. Sabahın erken saatlerinden başlayan (z)amansız koşu akşamın geç saatlerine kadar aralıksız öylece devam ediyor. Hatta işlerin bitmesi için 24 saatlik gün yetmiyor bile.
Doğan çocuğun bir an evvel emeklemek, sonra yürümek, sonra da konuşmak için acelesi var. Genç kızların ve delikanlıların mutlu bir yuva kurmak için acelesi var.
Bu dünyada her kimi gördüysem acelesi var. Sabahleyin okula ve dolayısıyla derse zamanında yetişmek için evden çıkan öğrencinin ve ona ders verecek öğretmenin acelesi var. Öğrencinin sınavlara hazırlıklı girmek için, öğretmenin de müfredatı yetiştirmek için acelesi var. Hastaların bir an önce şifa bulmak için, doktorların ise muayene saatine yetişmek için acelesi var. Trafikteki şoförün, araçtaki yolcunun vakit kaybetmeden gideceği yere tez varmak, ömür törpüsü yolları tüketmek için acelesi var. İşçinin işe yetişmek için acelesi var.
Körpe çocukların, masum kadınların başına gökten bomba yağdıran zalimlerin zulmünü icra etmek için; mazlumların bu aşağılık zulme maruz kalmamak için acelesi var.
Dünyada her ne varsa kendi hakkı sananların, başka güçsüz devletleri ve milletleri parya olarak görenlerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürmek için acelesi var.
Bu dünyada her kimi gördüysem acelesi var. İlk durakta herkes otobüse ilk binme, inerken de ilk inme hevesinde. ATM’lerden para çekmek için kuyruğa geçen emeklilerin de, hâlâ çalışmakta olanların da bir yolunu bulup da öne geçmek düşüncesi her daim deveran etmekte zihinlerinde. Marketlerde sepetini dolduranlar bir an evvel alışverişi sonlandırmak için ödeme yapmak üzere kasaya akın etmektedir. Bu yüzden hepsinin bir acelesi var.
Bu dünyada her kimi gördüysem acelesi var. Üniversiteye hazırlanan gençlerin iyi bir bölüm kazanmak için, üniversiteyi kazanan çocuğun ise okulu bitirip bir an önce iş sahibi olmak için acelesi var. Çocuğunu büyütüp evlenme çağına getiren anne babaların çocuklarını evlendirmek, onların mürüvvetlerini görmek, torun torba sahibi olmak için acelesi var. Kadınların evlenir evlenmez çocuk sahibi olmak için acelesi var. Hadi doğdu çocuk, bu sefer de büyü(t)mek için acelesi var. Tonton dedelerin ve ninelerin torun sevmek için acelesi var.
Bu dünyada her kimi gördüysem acelesi var. Dua edenlerin isteklerinin gerçekleşmesi için acelesi var. Kimilerinin daha çok kazanmak, daha çok biriktirip sermayesini ikiye üçe katlamak için acelesi var. Kimilerinin bir an evvel yiyip sofradan kalkmak, yarım bıraktığı işi tamamlamak için acelesi var. Herkes bir yerlere yetişme telâşında, herkes ayrı bir panik modunda, herkesin zamanı altın değerinde... Zira şehir acelesi olanları toplandığı yerdir.
Mevtayı defnetmek için imamın, ona son vazifesini yerine getirmek için cemaatin acelesi var. Yağmurun yağmak için, rüzgârın esmek için, güneşin doğmak için acelesi var.
İnsanların kahır ekseriyetinin acelesi olsa da bazılarının hiç acelesi yok. Kimlerin mi acelesi yok? Hiç kimsenin iyilik yapmak, mazlumları zalimlerin zulmünden korumak ve kurtarmak için acelesi yok. Hiç kimsenin açları doyurmak, evsizleri evlendirmek, çıplakları giydirmek, öksüz ve yetimlerin başını okşamak için acelesi yok. Hiç kimsenin günde beş vakit namaz kılmak, senede bir ay oruç tutmak, malının kırkta birini zekât olarak vermek için acelesi yok. Hiç kimsenin büyüklere saygı, küçüklere sevgi, ahde vefa, fazilet, tevazu, kanaatkârlık, nezaket, şefkat, diğerkâmlık, hoşgörü ve merhamet için, gıybeti terk etmek için, adil olmak için, emr-i bi’l maruf nehy-i ani’l münker için, haramlarla arasına mesafe koymak için acelesi yok. Hiç kimsenin Allah’a iyi bir kul(mümin ve muvahhit), Peygambere layık bir ümmet olmak için acelesi yok. Oysa sadece hayırlı işlerde acele olunmalıdır.
Her nedense sıra ölüme gelince kimse acele etmiyor. Hep geri duruyor insanlar ölümden. Hakkından feragat etmeyi arzuluyorlar. Ölüm sırasını savmak istiyorlar.
Atalarımız aceleciliğin kötü bir huy olduğunu şu atasözleriyle vurgulamışlardır: "Acele işin sonu pişmanlıktır", "Acele ile menzil alınmaz". İnsanoğlu biraz yavaş!...Lütfen!