- 414 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
ERKEKLER AH ERKEKLER AH
-şimdi size erkeklerden bahsedicem dedi genç psikolog!
herkes şaşkın bekliyordu dudaklarından dökülecek sözleri,
genç psikolog derin bir nefes alıp -ah dedi ah..!
nasıl yani erkekler sadece ah mıydı kafamda kocaman kocaman sorularla sınıfın içinde istemsiz volta atıyordum ve nihayet derin bir sessizliğin ardından genç psikolog sözlerine devam etti; tam nefes alıp arkama yaslanıp keyifle dinlemeye hazırlanırken yine döküldü dudaklarından -ah..!
artık hikayeyi merak etmeye başlamıştım ki zil çaldı ve ders sona erdi.
o gece sabah olmak bilmedi acaba ne demek istemişti bu genç psikolog?
ertesi gün hızlıca kahvaltımı yapıp okulun yolunu tuttum. Okul uzun bir patikanın sonundaydı her sabah beni yolda karşılayan Karabaş da orada duruyordu yelelerinden kırma olmadığı belliydi her gün yaptığı gibi yoluma çıktı ve bana kızarcasına homurdandı belli ki o yoldan geçmem onu tedirgin etmişti daha sonra nedenini anlamıştım. Meğer bizim Karabaş dişi bir Sivas Kangalıymış ve yavruları varmış onlara zarar vermemden korktuğu için bana her sabah kızıyormuş bir an göz göze geldim. Nihayetinde oda anneydi annelik iç güdüsü ile hareket ediyordu
-ne sana nede yavrularına zarar vermeyeceğim dedim beni anlamış gibi yavrularını önüne katıp oradan uzaklaştı
ve bende uzun ve bitmek bilmeyen yoluma devam ettim.
aklımda hep aynı soru vardı ne demek ti ah?
nihayet okulun demirleri görünmüştü daha kapıdan içeri girmeden okulun hademesi Mehmet amca beni karşıladı;
--Emre oğlum ne işin var bu saatte okulda rüyandamı gördün diye dalga geçerek bende biran önce sınıfa gitme telaşıyla bir şeyler zırvalamıştım.
sınıfa gittiğimde sanki yüzüme yüzüme vuruyordu soğuk belli ki daha yeni yanıyordu kaloriferler sınıfta bulunan dolapta kullanılmamış perdeler vardı hemen birini aldım! sarıldım sıcacık olmuştu ki vücudum uykuya daldım. kapının şangırt diye açılma sesiyle yerimden fırladım evet bu o genç psikologdu nihayet karşı karşıya gelmiştik.
gözlerime uzun uzun baktı ve
-günaydın Emre dedi şaşırmıştım! okulda çok az insan beni tanıyordu çünkü bu okula yeni nakil edilmiştim.
şaşkınlıkla gözlerinin içine bakarken içimden sanki gözlerine doğru sayısız kuş uçuyordu engel olamıyordum hızla çarpan kalbime dur dercesine elimi kalbimin üzerine kapatıyordum!
ve genç psikolog sözlerine devam etti
-Emre sen iyi misin iyi miydim bilmiyorum başımı iyiyim dercesine salladım.
-gel oturalım dedi!
her şey sanki yoluna girmişti nefes alış verişlerim düzelmiş kalbim gayet iyiydi.
-Nalan hanım dedim efendim -Emre dedi!
-size bir soru sorabilir miyim? -Tabiki Emre buyur dedi.
Başladım anlatmaya konuyu ben sordukça şaşırıyor hatta pür dikkat dinliyordu nihayet son sözlerime geldiğimde artık bitsin der gibi bakıyordu gözleri kıyamadım ve oracıkta kestim konuyu çok merak ettiğim soruyu sormuştum ama hala cevapsızdım.
Nalan Hanım biraz düşünüp cevap veriyordu.
Meğer hayatında erkeklerden o kadar çok çekmiş ki ellerinde sevda yanıkları;
yüreğinde aşk mektupları varmış anlattıkları karşısında donup kalmıştım teşekkür edip oradan ayrıldım!
bir hafta sonra okulda kompozisyon çalışması vardı herkes kendi seçebilirdi konusunu ben erkekler konulu bir yazı yazdım ve şöyle başlıyordu..!
erkekler ah erkekler ah!
yazım çok beğenilmiş yarışma için seçilmişti kocaman bir toplulukta sesli bir şekilde okuyacaktım.
bir hafta sonra yazının okunma günü gelip çatmıştı çok heyecanlıydım ve salon hıncahınç doluydu sıra bana gelmişti tam perdenin arkasından çıkarken,
o genç psikologu gördüm -a Nalan hanım da gelmiş dedim. Heyecanım iki ye hatta üçe katlanmıştı!
neyse yazıyı okumaya başladım çok uzun bir yazı idi bir ara sustu dilim dayanamadı okuduklarıma ve gözleri buluştu bir den Nalan hanımın gözlerimle oku Emre devam et der gibiydi gözlerinden aldığım cesaretle yazıyı okumayı bitirdiğimde Nalan hanım elleri kızarırcasına alkışlıyordu!
ve işte o gün anladım İnsanların değerlerine en az onlar kadar değer vermeyi
siz almayı bilirseniz hayat çok güzel öğretmen.