- 575 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Saklambaç Paradoksu
Çocukluk yıllarımda, kan ter içinde, kahkahalar eşliğinde oynadığım, saklambaç oyununun; kaldırımlardan ayak sesleri kesildiğinde, içimde başlayan koşuşturmacanın telaşıyla, koca bir ömür, geceler boyu devam edeceğini bilemezdim. Herkes derin uykusundayken, yalın ayak yollarda, kelimelerle saklambaç oyununda, birine sobeleyip, diğerine koşmak düştü payıma. Gerçi böyleymiş hali şairlerin, deli divane gecelerin koynunda.
Ah bu kelimeler!
Nasılda yorarlar bilir misiniz insanı? Nasıl da hızla kaçarlar, kayboluverirler gözden biranda?
Şairler kovalar, kelimeler kaçarlar, oysa bir yakalansalar şiir olacaklar.
Gerçi yakalayan mı yakalanıyor, yoksa yakalanan mı yakalıyor? Bilinmeyen bir paradokstur bu aslında. Av da Avcı da belli değildir bu oyunda. Tüm bu bilinmezliğin içerisinde, kollarına zincir olup dolanacağını bile bile, seslenendir şair kelimelere. Gelin der; şiir olun, türkü olun, mürekkep olun akın kalemlerden, kirletin beyaz sayfaları. Biliyor musunuz? Dünya kirleniyor, siz sayfaları kirletmedikçe.
Oysa nice sürülecek, ekilecek, yeni baharlara gebe, hiç el değmemiş topraklar var önünüzde, yağmuru beklercesine, yollarınızı bekleyen dört gözle. Pir Sultanın dediği gibi ‘’Bin çiçekten bir kovana bal işlercesine’’ nice boş kovanlar var işlenecek, nakkaş titizliğiyle.
Hem size ne oluyor? Neden bu kaçışınız bilemedim ki? Kelepçe vuramayacaklar, yüzlerce yıl sonraya ses olacaksınız nihayetinde. Zamanı aşıp, yıllara meydan okuyacaksınız, dilden dile dolaşıp, nice dertlere derman olacaksınız işte. Oysa saklandıkça, kıyıda köşede, içinizi boşaltacaklar inanın elbirliğiyle. Anlamlarınız kaybolup gidecek, kuşa çevirecekler, yonta yonta sağınızdan, solunuzdan, yok olup gideceksiniz böyle. İnsanlık tarihinin o baş döndüren hızında, gömüleceksiniz sahte duyguların çöplüğüne.
Biliyor musunuz? Sizler sayesindedir, yaşamlarında ne kadar acılar çekseler de; birçok şairin, kalmışsa yüreklerde izleri ve aşk ile anılan kadınların isimleri. Ama şairler sayesindedir, sizlerin de pırıl pırıl, bir nehir gibi akarak, seven yüreklere dokunuyor olmanız. Köy çeşmesinden, elleri kınalı gelinlerin testilerine dolmanız. Türkü olmanız, acılara dem tutan, zeybek olmanız, düşmana gözdağı verircesine oynanan, dizleri yere vurduran. Hele İstiklâl Marşı olmanız ki; koca bir milletin yüreğine kazınarak, ayakta tutan.
Evet tek suçu sobelemekti şairin, belki de sobelenmek, dedim ya tam bir paradoks. Belki de kelimelerin attığı pusularda, gecelerde defalarca vurulan, güneşin doğuşuyla yaraları iyi olan ve gece tekrar vurulan, ruhu beden kafesine sığmayan, isimsiz bir delinin cinnet hali.
YORUMLAR
Bazen saklambaç oynarsınız kelimelerle... Bazen tıpkı yap-boz parçası gibi, bir kelimenin ait olduğu yeri bulmak için uğraşırsınız... Bazen, bir yığın kelime üşüşür aklınıza, bir türlü hizaya sokamazsınız... Zor iştir sizin başardığınız, bilirim!
Yine ziyafetti benim için. Eksik olmasın kaleminiz...
Saygıyla
Yazmayı unutmuşum; başlığı çok ama çok sevdim:)
Bir Eflatun Ölüm tarafından 1/21/2020 12:59:19 AM zamanında düzenlenmiştir.