- 532 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
UÇAN BALİNA
UÇAN BALİNA
Beyaz balina, okyanusun derinliklerinden sıkıldı, suyun üstünde atlayıp zıplamaya, düz ve ters taklalar atmaya başladı.
Bir an gözleri uçan martıya takıldı. Uzun süre ona hayran hayran baktı. ’Ne kadar güzel uçuyor. Okyanusta ben de özgürüm ama asıl özgürlük uçmak olmalı,’ dedi kendi kendine. Özellikle martının suya dalışına, bir balık kapıp yükselişine hayran kaldı. ’Ben de onun gibi uçabilir miyim acaba? Bilmem. Denesem mi bir kere?’ diye aklından geçirdi. ’Kimsecikler yokken denemeliyim. Kendime güvenim sonsuz,’ dedi.
Ertesi gün sabah erkenden uyandı. derinlere daldı, hızlandı hızlandı, var gücüyle sudan sıçradı. Hem de ne sıçradı, ok gibi fırladı adeta. Biraz yükseldi ’Acaba düşer miyim?’ dedi kendi kendine. Endişesi yersizdi. Düşmedi.Bulutların arasına kadar yükseldi. ’Başardııımmm! Başardııımmm! Bundan sonra herkes Uçan Balina diyeceeek!’ diye haykırdı uçsuz bucaksız gökyüzünde. Mutluluğuna diyecek yoktu. ’Martıya özeniyordum. Artık ben de sonsuzluğa yükseliyorum. Ulaştım amacıma. Özgürüm! Özgürüümmm!’ diye haykırırken bir şeyler ters gitmeye başladı. Ters giden şey, derisinin kurumasıydı. ’Olamaaaz! Sevincim yarım kaldı, tabi ki hevesimde kursağımda kaldı,’ diye üzüntüsünü dile getirdi.
Daha fazla yükselmesi hayatına mal olabilirdi. Yaşaması için okyanusun tuzlu ve serin suyuna ihtiyacı vardı. ’Uçmak bana göre değilmiş. Her canlı doğal ortamında yaşamalı,’ dedi. Hemen kendisini okyanusa doğru bırakmaya başladı. Tıpkı yükseldiği gibi, alçaldı da alçaldı. Onu uçarken gören martıların ağızları açık kaldı. ’Uçan Balinaaaaaa! Uçan Balinaaaaa!’ diye koro halinde bağırdılar. Gerçekten de ona Uçan Balina dediler ama az kalsın canından olacaktı. Okyanusa daldığında kendisine geldi. Derisinde oluşan hafif çatlakları okyanusun tuzlu suyu kapattı. ’Uçmak bana göre değilmiş,’ dedi ve bir daha da uçmaya kalkışmadı. Uçsuz bucaksız okyanusun tadını çıkardı.
İSMAİL MALATYA