- 343 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEKLENMEYEN MİSAFİR BÖLÜM-25
BEKLENMEYEN MİSAFİR
BÖLÜM-25
Leyla Kirli’nin yanına gelmesi için işaret etti.
‘’ Bu tarafa bakar mısın ilgini çekecek bir şeyler buldum?’’
Kirli, Leyla ile bilgisayarın başına geçti. ‘’ Anlat seni dinliyorum?’’
‘’ Adile Eroğlu, on beş yaşında evden kaçmış. Belirsiz bir zaman dilimi içinde ortadan kaybolmuş. Nerede ne yaptığı bilinmiyor. Ahlak zabıtası tarafından ilk fişlendiğinde on sekiz yaşlarındaymış.’’
Kirli,
‘’ Ne fişlenmesi?’’
‘’ Baba evine dönmektense fahişelik yapmayı tercih etmiş. Ve bir daha ortadan kaybolmuş, bu sefer, Kimya fakültesinde bir üniversiteli olarak ortaya çıkmış. Fakülteden dönem üçüncüsü olarak mezun olmuş. Bir daha kendinden haber alınamamış.’’
Kirli,
‘’ Fotoğrafı var mı?’’
‘’ Evet, mezun olurken çekilmiş resmi okul yıllığından buldum.’’
‘’ Aferin Leyla büyük iş başardın, sen araştırmaya devam et, ben Cehennem Zebanisinin yanına gidiyorum.’’
Bahadır Baş komiseri de yanıma alarak, tekrar sorgu odasına döndüm. Mehmet Eroğlu bizi görünce
‘’ Bütün sorularınıza cevap verdim. Beni daha fazla korkutamazsınız?’’
Kirli,
‘’ Niyetimiz seni korkutmak falan değil, istersem dosyanı hazırlar seni Savcılığa sevk ederdim. Ne işine yarar bilmiyorum ama sana yardım etmeye karar verdik.’’
‘’ Bana yardım mı etmek istiyorsun? Tabancanı alnıma daya ve tetiği çek.’’
Kirli,
‘’ Kızın yaşıyor olabilir, elimizde yaşadığına dair çok önemli bilgiler var.’’
‘’ Benimle dalga geçmek size yakışmıyor.’’
Bahadır baş komiser,
‘’ Yanında Adile’nin resmi var mı?’’
Mehmet Eroğlu, cebinden cüzdanını çıkartarak, iki vesikalık fotoğraf çıkarıp masanın üzerine bıraktı. Biri Şehnaz’ın resmiydi, diğeri ise Adile’nin.
Bahadır,
‘’ Ufak tefek değişiklikler var ama o kimyager. Buda demektir ki kızın yaşıyor.’’
Mehmet Eroğlu,
‘’ Allah’a şükür kızım yaşıyor. Tuhaf bana Cehennem Zebanisi demekten vaz geçtiniz?’’
Kirli,
‘’ Şimdi senden son bir isteğim olacak, Radar Memo’nun telefon numarasını vereceksin bize?’’
‘’ Gerek yok, bana bir telefon verin?’’
Biz ne olacak derken, Mehmet Radar Memo ile konuşmaya başladı, ‘’ Bizim iş buraya kadar Radar, neredesin adresini ver, bir ekip gelip seni alacak. Bütün suçu ben üstleniyorum.’’
‘’ Tamam, abi bulunduğum yerin adresini söylüyorum adresi yazsınlar, silahsızım.’’
Adresin yazılı olduğu kâğıdı bana uzatan Mehmet,
‘’ Radar’ı bu adresten alabilirsiniz arkadaşıma zarar gelmesin. Benden bu kadar.’’
Sorgu odasından çıkarken Bahadır’ı durdurdum,
‘’ Aklıma bir şey takıldı Baş komiser, Sedat Amir benim yanımda seni öldürülen iki torbacı için gönderdi, sen Cehennem Zebanisini de alıp gelmişsin? Nasıl oldu bu?’’
‘’ Tesadüf de geç oldu mu?’’
‘’ Hadi dediğin gibi olsun.’’
2
ADİLE BAHAR-1
Yahya, kapının önünde çaylarını içerken lazo’yla laflıyordu. Aklını kurcalayan bir soruyu Lazo’ya sormadan edemedi, ‘’ Geçen hafta Çarşamba günü önemli bir toplantı yapıldı. Senin orada olacağını tahmin etmiştim ama yoktun? Galiba Sinan Bey seni pek takmıyor.’’
Lazo biraz düşündükten sonra, ‘’ Yok, ya bu Sinan Beyin hatası değil. Ben o gün izin almıştım. Toplantı nasıl geçti?’’
‘’ Toplantıyı boş ver de kadın kimyager konuştu, arkadaş fıstık mı, fıstık. Boy, pos ne ararsan var, sanki Allah özene bezene yaratmış. Bir içim su.’’
‘’ Allah sahibine bağışlasın Yahya, başka ne denir ki?’’
‘’ Haklısın Lazo, kalkıp ta bize bakacak hali yok.’’
‘’ Bak bakayım bana, yoksa sen bu kıza aşık mı oldun?’’
‘’ Yok, be oğlum, öylesine konuştum.’’
Yahya uzaktan Sinan Beyi gördü, yalnız değildi. Deminden beri anlattığı o güzel kadın da yanındaydı. Lazo’yu dürttü. ‘’ İşte sana bahsettiğim kadın. İyi insan lafının üzerine gelirmiş.’’
Sinan Bey ofisten içeri girerken, Lazo’ya sen de içeri gel diye seslendi. Yerine oturduktan sonra,
‘’ Önce sizi tanıştırayım, kıymetli kimyagerimiz Adile Hanım. Sağ kolum Lazo. Tanışmanızı istedim çünkü sık, sık beraber çalışacaksınız.’’
‘’ Benden ne yapmamı istiyorsunuz Sinan Bey?’’
‘’ Leb demeden leblebiyi anlıyorsun Lazo. Adile hanımı Ümraniye’deki çiftliğe bırakacaksın. Gece çiftlikte kal, yarın sabahtan yola çıkarsın.’’
‘’ Baş üstüne efendim, hazırsanız yola çıkalım Adile hanım.’’
‘’ Çıkalım Lazo burada yapacak bir şey kalmadı.’’
3
‘’ Yolumuz uzun Lazo, böyle sus pus mu kalacağız?’’
‘’ Konuşalım konuşmasına da, ne konuşacağız?’’
Adile arkasına iyice yaslandıktan sonra, Lazo’nun sorusunu cevapladı,
‘’ Her şeyden konuşabiliriz. Mesela herkes sizden bahsediyor, Sinan Beyin son gözdesiymişsiniz?’’
‘’ Yanlışınız var ben sadece görevimi yapıyorum.’’
‘’ Biliyor musun? Hayatımı anlatsam roman olur derler ya benim hayatımda öyle.’’
‘’ Neden bana özel hayatınızdan bahsediyorsunuz?’’
‘’ Sizi tanımıyorum, siz de beni tanımıyorsunuz. Size anlatırsam sizde kalır, hem yolumuzda uzun.’’
‘’ Haklısınız, bana anlatırsanız bende kalır. Benim uyguladığım bir sistem var.’’
‘’ Nedir o sistem? Bana anlatırsan sevinirim.’’
‘’ Ben beynimin arkasında gözle görülmeyen bir karanlık oda inşa ettim. Unutmak istediğim her şeyi o odaya atıyorum ve kapısını kilitliyorum. O konu artık benim için sorun olmaktan çıkıyor.’’
‘’ Ne yazık ki benim öyle bir becerim yok.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.