- 482 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Kaybolan yılların içinde..
Hayatı anlasaydım bu kadar yıkılmazdım. Sevdiklerime adadığım hayatımın bir gün aynı kişilerce değersizleştirileceğini bilemezdim. Hep böyle kalacak hep böyle devam edecek zannettim. Bunun böyle olmadığını anladığımda ise iş işten çoktan geçmişti.
Her tarafım acımaya, canım yanmaya başladığında çevremin sahte insanlarla dolu olduğunu anladım. Sevenlerim zannettiklerim çıkarlarına dünyamı karartmışlardı.
Gerçek olanın sadece ben olduğunu öğrenmiştim. Çevremdekilerin gerçekle alakası olmadığını ise daha çok geç öğrenmiştim.
Bundan sonra ne olacak tı ?
Sahte sevgileri gerçeğiyle ayırt edememenin cezasını bedenime yükleyecektim. İnanmışlığın cezasını çekmek zorundaydı bu beden. Ruhun derinliklerinde sakladığı iyi niyetini kullandırmanın ağırlığını hafifletmek içinse bu yaşam, mücadele etmesini bilecekti.
Keşke sevgilerimi aile dışına taşırmasaydım. Sadece hak edenin kendi kanımdan, kendi canımdan olanlar olduğunu bilseydim. İşte o zaman bu kadar yıkılmazdım.
Benim karanlığım başkalarına aydınlık olmuştu. Bunları gördükçe kahretmemek elden bile değildi. Biliyordum benim aydınlığımı karartanların, sonuçlarına katlanacakları bir günlerinin geleceğini.
Ama şunu öğrendim. Birileri çok fazla mutluysa, kesin birilerinin mutluluğunu çalmışlardır. Bir insanda bulunması gereken mutluluk miktarı belirlidir. Bunun aşırısı çalınmış bir mutluluğun sahibi, azlığı ise başkalarına kurban edilmiş mutluluğun sahibi olduğunu gösterir.
Çevremde ve kendimde gördüklerim bana çok şeyler öğretti, ama benim için her şey çok geçti. Dönüşü olmayan bir hayatın içerisinde kendime bir yer aramakla zamanım geçecekti. Geçen zamanın geri dönüşü yoktu artık.
Her şey eskisi gibi olmayacaktı.
Ama bir gün gelecekti, benim için olmayanlar onlar içinde olmayacaktı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.