Nazım Hikmet Ran.. İyi ki bu dünyaya geldin!
“Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından. “
Güzelliklerle donanmış gönlümün şairi Nazım hikmet.. Hayranlığımı anlatmak isterken kelimeler bulamıyorum, o kadar kalben seviyorum ki! Varlığı bir ödül gibi resmen. Yaşamda verdiği mücadelesi ile, çektiği zorluklar, aşka bakışı, memleket sevdası en ufak problemde yıkılan bizlerin böyle yaşamlardan ders çıkarması gerekiyor.
Kim ne düşünür bilmem ama, ben devrimin şairinin doğum gününe bir yazı yazmayı hak buldum kendime.. Şiir yazmak bir insana yakışır tabi ki ancak onda mükemmel duruyordu. O tatlı bakışı, güzel gülüşü saçları ve sanatı yapan elleri.. Özene bezene yaratılmak dedikleri!
Sonsuz saygı duyuyorum, hep örnek alıyorum. İyi ki bu dünyadan bir nazım geçmiş diyorum.. Yukarıda ki şiirde insanlara yaşam ile ilgili verdiği öğütler bana insana olan sevgisini düşündürüyor.. Sevdiğimiz insana değerli bir hediye armağan ederiz ya hani, sanki oda bu verdiği öğütlerle insanlığa eşsiz bir hediye sunmuş gibi!
İnsanlara şiirlerinde aşkı, memleket sevdasını, direnişin önemini, yenilmemeyi, savaşmayı; insanlık için.. öğretiyor!
Ve sonra diyor ki; “ Çocuklar inanın inanın çocuklar, Güzel günler göreceğiz güneşli günler “ ! Böylece şiiri ile insanlığa umut aşılıyor.. Bize kattığı güzellikler için gönlümün şairine minnettarım.
Yine kendi sözleri ile yazımı burda bitirmek isterim; “ Ne güzel şey hatırlamak seni yazmak sana dair “ .