- 499 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Ben Bu Gece Ölmezsem
Eskiyen sadece yaşlar değil, yaş aldıran hatıralar.
Yitik bir çocukluk resmi. Sonra sahici cümlelerin yer aldığı sararmış mektuplar, ilk sevgiliden kalan. Bir yığın acı birikintisi, şuracıkta; elmacık kemiklerine yayılan.
Hıçkırık.
Nereden geldiği belirsiz. Dinliyorum. Eksilmeden, anbean artarak bir melodiye dönüşüyor. İçimde bir oyuk açılıyor oraya akıyorum. Dingin bir su sesi. Bir ferahlık. Sakinleşiyor.
Karşımdaki koltuğa fotoğrafını koyuyorum. Sorularımı hazırlıyorum cevapsız. Bir gözaltı çemberi çiziyorum ellerimle. İşgale uğramışım. Tutuksuz bir hükümlüyü yargılıyorum. Gözlerindeki boşluklar derinleşiyor. Önce elleri siliniyor çerçeveden, sonra gözleri, sonra
“hiç”liği görüyorum.
Durmaksızın devam eden, derin bir ağlama nöbeti.
Kalkıp bütün odaları geziyorum. Sesin gelebileceği her yeri dinliyorum. Bir çocuk gülüyor alt katta. Sonra durakta ani fren yapan otobüsün tiz sesi. Birileri bir yere yetişiyor.
Kahvemi yudumluyorum . Bir şiir akıyor gözlerimden, koltukta oturan fotoğrafın üstüne düşüyor. Gözleri yaşarıyor. İçimde uzun bir yola girdim. Yürüyorum. Vardığım , başladığım yer.
Şimdi kendi etrafımda dönüp kendimi arıyorum. Adı sanı bilinmeyen yabancı yüzler geçiyor yanımdan. Silik bir
kitap sayfası gibi ,bütünlüğü bozan bozuk bir sokak lambası, pencerede yapışıp kalmış kar tanesi gibi eriyor ,yitiyorum.
İçimdeki kadın hıçkırıklara boğuluyor.
Bir boşluk derinleşiyor zaman eskidikçe.
Yaralarımla oraya akıyorum.
O çerçevede donuk yüzüyle gülümsüyor.
Ben boşluğun yarasına bakıyorum.
Ocak- 2020
N.K