- 1019 Okunma
- 9 Yorum
- 4 Beğeni
Hayaller Mezarlığı (Kısa Hikaye)
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İnsanı iliklerine kadar donduran bir Ankara kışı… Yerler bir buz pisti misali buzlanmış. Dükkanlara bakına bakına geziyorum. Bir iş ilanı görürümde başvururum diye… Spontane gittiğim bir mülakattan yeni çıktım. İnsan kaynakları diğer müesseselerde olduğu gibi aynı cevabı verdi:
-Biz sizi arayacağız.
Halbuki aramayacak. Onların kriterlerine göre elendim. Kibarca bunu söylüyorlar. Alsalarda “gözünün üstünde kaş var” deyip çıkartacaklar. Çevremdeki bazı insanlar benim tarih mezunu olmamdan hareketle iş beğenmemekle itham ediyorlar. Halbuki asgari ücretli bir iş yahut diğer bir deyişle ücretli kölelik için başvurduğum yerleri bir görseler sözlerinden utanırlar mı bilmiyorum.
***
Eve geldim; valide hanım somurtkan bir ifadeyle:
-Yemek İstiyorsan git mutfaktan al.
Teşekkür ederek odama geçtim. Çalışma masamın karşısında çerçeveli, asılı duran diplomama saatlerce baktım. Bazıları için kağıt parçasından öteye anlam taşımayan belge için hazırlık ve bir yıl uzatma dahil altı yılımı verdim. Eskilerin tabiriyle şehadetnameme bakarken okul kantininde dostlarımla birlikte kurduğum hayaller gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti. Neler yapacaktım ? İlber Ortaylı ve Halil İnalcık gibi meşhur bir tarihçi olacaktım. Türkiye’nin en nitelikli akademik tarih dergisini çıkartacaktım. Alelade bir müverrih (tarihçi) olmakla yetinmeyecek tarihi romana da el atıp, eserlerim “çok satanlar” listesinin başında yer alacaktı. Masanın en maksimalist ve hayalperest olanı bendim. Hayri benden biraz daha gerçekçiydi. Onun hedefi akademik kadroya kapağı atıp Yakınçağ Avrupa tarihi üzerine yoğunlaşmaktı. Necip için ise herhangi bir okulda dolgun bir maaşla öğretmen olmak yeterdi ve artardı bile… Onun ben ve Hayri gibi entelektüel kaygıları yoktu. Masamızın tek bayan müdavimi olan Zeynep ise kitabın ortasından konuşan tek kişiydi:
-Beyler boşuna hayal kuruyorsunuz. Bizim bölümde bu söylediklerinizi öğrencilerin onda biri bilemedin onda ikisi gerçekleştirebilir. Çoğunuz soluğu bir mağaza reyonunda alacaksınız.
***
Zeynep hakikaten öngörülüymüş. Masadaki dört kişiden sadece Zeynep öğretmen oldu. Hayri bir mağazada orta reyon görevlisi olarak çalışıyor. Necip ise yevmiyesini çıkarmak için anketörlük yapıyor. Ben ise hala iş arıyorum. İşte hayaller mezarlığı dünyamızdan sıradan insan manzaraları…
YORUMLAR
Ben ne yazacağımı bilmiyorum. Çok gerçek ve haksız bir dünya. ''Cehennem'' başlıklı bir deneme yazmıştım. Halen Dünya hakkında aynı şeyleri düşünüyorum. Başka Ülkelerde de başka sıkıntılar var. Ama bizim Ülkede her şey çığırından çıktı. En çok gençler için üzülüyorum. Artık bu Ülkede hayal bile kuramıyor insan.
Metnin Edebi Niteliği Üzerine Bir Açıklama Zarureti
Kaleme alınan metin bir anı veya deneme değildir. Ben anlatıcı kullanılan bir kısa hikayedir. Zannediyorum gündemin sıcaklığı ve yaşamdan gerçek kesitler içermesi itibariyle kısa hikaye türünden farklı bir tür olarak algılanmasına sebebiyet verdi.
Kısa Hikaye türü özellikle 1980'den sonra edebiyatımızda post-modern eğilimlerin de etkisiyle yaygınlaşmıştır. Öykü üzerine yazılan teorik metinleri okuyacak yazı dostlarımızda göreceklerdir ki kısa öykü türü diğer türlerle (özellikle deneme ve anı) geçişkenliği dolayısıyla karıştırılmaktadır. Okuma zahmetine katlanan ve yorum yapan herkese teşekkürler...
Emre Güztoklusu tarafından 1/13/2020 11:36:28 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bekleyin arkadaşım, hele bi tebaa maaile iş sahibi olsun, sonra da Suriyeli din kardeşlerimiz. Belki sizi düşünme zamanı da gelir büyüklerimizin!
Bu yazının hiç yazılmamış olmasını dilerdim ama, güne gelmesi çok isabet olmuş. Çığırtkanlar gün boyu, gelip gidip okusunlar bu acı manzarayı.
Tüm bu adaletsiz düzene rağmen, en kısa zamanda istediğiniz gibi bir işe, hayalinizdeki gibi bir yaşama kavuşmanızı bütün kalbimle diliyorum...
Umudunu çöpe atanlar,hayal mezarlığında dua okumaktan başka bir şey yapmazlar.Karanliga küfretme bir ateş yak dostum... Sisteme sitemimiz çok, olmalı da...Lakin kendi sistemini yıkma ayağa kalk.... Selamlar
Aziz Remzi tarafından 1/13/2020 9:57:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
Çok üzgünüm :(
Başarıp kürsü sahibi olsa idiniz de sudan bir sebeple koltuğunuzdan olacaktınız. Yerinize liyakate değil de biati sebeplere bakılarak seçilen kişi nedensiz o göreve getirilecekti. Bundan on sene önce biri bana bunların olabileceğini söylese idi asla ama asla inanamazdım. İnanmak ne ki dalga bile geçerdim. Senin altı senenin üstüne bir altı da benden koy durum değişmiyor dostum.
Sevgilerimle...