- 851 Okunma
- 7 Yorum
- 2 Beğeni
Ölüm Var
Sevgili arkadaşım, kıymetli kardeşim diyor ki “içinde ölüm olan yazı yazma, değilse ....”
“Değilse okumam” diyor. Bu yazıyı da oku söz yazmamaya çalışacağım.
Aslında haklı.
Birincisi ölümün yüzü soğuk. Yazmamak lazım. Bana kıyamadığından kondurmak istemiyor.
İkincisi geçen günkü yazdığımda resmen saçmalamışım. “Ben erken öldüm ......” falan.
Erken mi öldün geç mi öldün onu Allah bilir. Nereden biliyorsun erken olduğunu. Her insan ölecek yaşta değil mi..!
Ama kabullenmesek de, istemesek de ölüm var. Ölüm var da Yunus ne demiş “göğ ekini biçmiş gibi” O göğ ekinler insana daha zor geliyor, Allah korusun.
Bazılarına bakıyorum da hiç ölmeyecekmiş gibi hareket ediyor. Sonsuza kadar yaşayacak. Yerini gençlere bırak da taze bir kan gelsin. Benden sonrası tufan düşüncesinde. Ne biliyorsun belki senden sonrası çok daha iyi olacak.
Elbet çalışacaksın ama ölümü de unutmayacaksın.
Ne demiş sevgili Peygamberimiz “hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünyaya, yarın ölecekmiş gibi öbür dünyaya çalış.” Söze bakar mısınız, sözün güzelliğine bakar mısınız..!
Hiç ölmemek !!
Ab-ı hayat derler ya eskiler, ölümsüzlük. Hani Masallarda olur “ölümsüzlük iksiri”. Şahsen ben içmek istemem. Diyelim ki içtin, tüm yakınların, çoluk çocuğun geçti gitti Allah korusun. Sen sap gibi ortadasın. Ne yapacaksın. Onların acısı ! Bir de para konusu. Sonsuz para kaynağın yok ki har vurup harman savursan. Onu yaptın sıkıldın, bunu yaptın sıkıldın. Çalışmak istiyorsun. Elinde CV iş görüşmesine gittin. Masada oturan genç eline alıyor CV’yi ‘ Oha 213 yıl saha mühendisliği mi..? ’
“Bir şey mi dedin abi”
“Yok yok bir şey demedim”
‘213 yıl saha mühendisliği, abi diyor ya, 186 yıl şantiye şefliği, 114 yıl ince işler şefliği …..’
“Abi sen Nuh Nebi ile mi yaşıtsın, bu ne ya..?”
“Hehehe yok canım o kadar da değil, amma yaptın haa..! Henüz 877 yaşındayım, gördüğün gibi zıpkın gibiyim. Çalışmak istiyorum. Ne iş olsa yaparım abi.“
"Emeklilik yok mu abi emeklilik?"
"Bu işin emekliliği mezarda olur. Mezar yok ki, emeklilik olsun !!"
.
Ölüm var..
.
Hocanın biri yaşlanmış.
Köylerde artık hoca olarak tutmuyorlar, iş veren yok.
Sırtında heybesi dertli dertli giderken Azrail’in dikkatini çekiyor. Azrail acıyor haline. Hocaya gözüküyor. Konuyu anlayınca,
“Bak benim sana bir önerim var.
Biz seninle arkadaş olalım. İş birliği yapalım.
Sen çeşitli otlar, ilaçlar hazırla. Ne bileyim nane limon kekik falan sağlığa zararsız şeyler işte. Muska demiyorum haa. Muskadan nefret ederim. Kendini şifacı olarak tanıt. Hastaların yanına git. Ben de orada olacağım. Merak etme senin haricinde Kimseye gözükmem. Ben hastanın ayakucunda oturuyorsam o hasta iyileşecek demektir. O önceden hazırladığın otlardan verip “günde üç vakit bunun suyunu kaynatıp içirin” dersin hasta iyileşir. Sen de paranı alırsın. Yok eğer ben hastanın başucunda isem hasta gidici. ‘Bu hasta iyileşmez yapacak bir şey yok’ dersin. Hiç uğraşma.”
Anlaşmışlar.
Bir iki derken hocanın namı almış yürümüş. Para gani keyifler iyi.
Epey sürmüş.
Bir gün sabah hoca bir uyanmış ki Azrail başucunda oturuyor. “Bismillahirrahmanirrahim. Galiba ters yattım” demiş öbür tarafa dönmüş. Azrail yine başucunda. Bir böyle iki böyle derken Azrail “hiç başını kıçını oynatma sıra sende..!” demiş.
Ölüm var abi. Olmalı da..
Allah öyle yaratmış. Emrine şükür.
Her şeyin hayırlısı.
Suat Zobu
.
YORUMLAR
İyi ki var ölüm. Bir de ''İmanlı insanlar ölümden korkmaz.''derler. Onun da dayanak bulduğu ayet kanımca şudur ''Allah buyurdu ki iki ilah edinmeyin ilahınız bir tek ilahtır ve yalnız benden korkun.'' NAHL/51 ... Çok açık ve net Kur'an ayeti, Rahman ve Rahim olan Allah ayet de ''Yalnız benden korkun.'' diyorsa o zaman canımızı alacak olan Azrail as. adlı melekten niye korkalım ki, değil mi ama? Allah'ın adaletinin de en büyük tecellisidir ölüm. Zenginde fakir de, devlet başkanı da, gariban da ölecek illaki... Hesap kitap olduğunu bilenler ve düşünenler doğru yaşamaya gayret etmeli... Kutlarım güzel yazını yürekten...
Her ölüm yeni bir doğumdur ne öleceğinize üzülün nede doğacağınıza.
Anamın rahminde ikizimle yaşıyorduk ortam gayet güzeldi sıcaktı ruhun gireceği binayı inşaa ediyorlardı .
Derken girdik bize özel yapılan cesede kalu belada öldük can bulduk anamızın rahminde.
Bazen ikizimle tartışıyorduk yer dar diye olan garip anama oluyordu biz dünyaya geldikten sonra anam dedi siz hiç rahat durmuyordunuz diye şikayet ediyordu bizden.
Derken bazı memurlar geldi sizin işiniz burada bitti diye kapı dışarı edildik ikizimle.
Anamızın rahminde öldük dünyada doğduk.
Haylaz çocukluk serseri gençlik yasal enayilik orta yaş sendromu ah büküldü mü beller
Hayda..... Dünyayı da terk etme vakti geldi çattı.zaten içinde olduğumuz cesette çok eskimişti.
Başka bir vazifeli memur geldi ayırdı cesetten cesedi yaşatan beni.
Geldik mi kabre
Markette alışverişini yapmış bir müşteri gibi kasada ödeme yapma zamanı
Hesap kitap işleri bayağı karışıkmış.
Hesabı kitabı safi edemeden yine öldüm mü kabirde açıldı mı kabirler yürü dediler anadan üryan,kimi uçarak kimi sürünerek gidiyoruz bir menzile.
Of ya herkeste bir telaş bir endişe hani derler ya çarşı karıştı aga o misal.
Ne vakit geçti bilmiyorum bir mizanın başında sorutuyorum endişeyle derken yağmur gibi gökten kitaplar yağıyor.
Mevzu çok ağırmış be ağa açılan sayfalar dökülen ameller ağlayanlar gülenler mizanda alınan tartılar anlaşıldı bu yer mahşeri kübra desene burada da öleceğiz
Peki nerede doğacağız işte orası muallak.
İşin özü şudur ben bu yaşıma kadar gerçekten ölen bir insan daha görmedim.
Kim demiş ölüm var :)
Selçuk KORKMAZ tarafından 1/13/2020 12:42:20 AM zamanında düzenlenmiştir.
"Bahar geldi. Toprakta bir telaş, bir telaş. Çiçekler açmış.
Toprağın kıpırtısı gözle görünüyor. Kulak verirsen sesi de duyuluyor"
" Öyle bir gündü de. babam öldü."
Aman Allah'ım bu nasıl bir kış? Bir kar bir fırtına. Göz gözü görmüyor."
Öyle bir kışta. Annem öldü. Donmuş toprağı zor kazdık."
"Sonbahar geldi. Tabiatın benzi sarardı. Ağaçlar soyundu. Dallar çıplaklıktan utandılar."
"Öyle bir gün de teyzem öldü."
"Aman Allah'ım bu ne sıcak? Suyu içmelere doyamıyorum.
Bir ter. bir ter. Güneş san ki üstümde değil de içimde."
" Öyle bir günde dayım öldü."
Ölüm böyledir işte Eğer girdiyse beynine. Her yol ona çıkar.
Bana da kızıyorlar ölümü andığımda.
3-5 nöbeti gibidir ölüm. Gençlikte de aklındadır. İhtiyarlıkta da...
Peki böyle tatsız bir konuyu kim bal niyetine sunar bizlere??
Ben biliyorum.
Sizler de biliyorsunuz.
Benim canım GARDAŞIM SUAT ZOBU...
Öptüm seni Suat. Biz yaşayalım. Kötüler ölsün...
Bedri Tokul
Bu yorumdan sonra düşündüm.
Yukarı da anlattıklarım benim hayatım olarak algılana bilir. Onlar gerçekler değil, örneklerdir.
Demeye çalıştığım; ölüm her mevsim. her mevsimin herhangi bir günü o günün her hangi bir saatinde uğrayabilir.
Ölüm gerçektir. Ve... Mutlaka gelecektir.
Tekrar öperim gözlerinden. Canım Kardeşim.
Evet ya, düşünsene ölümsüzlük iksirini içiyorsun, herkes gidiyor ve tek tanıdık kalıyor, o da Ajda PEKKAN ! :)
Valla Eflatun'un dediği gibi bu kadar kasvetli bir konuyu böyle eğlenceli aktarabilmek büyük marifet :)
Ama benim gönlümün mimarı yapar...
Her zaman kalitesin kardeşim. 950 sene sonra bile kalitenden taviz verme :)
Sevgi ve saygılar...