- 376 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAR ÖZMEN İLE MEHMET BÜYÜKÇELİK'İN SÖYLEŞİSİ (SİLGİ DERGİSİNDE YAYIMLANDI)
SİLGİ DERGİSİ (MEHMET BÜYÜKÇELİK); Sanat felsefesi, fotoğrafçılık, resim, öykü ve şiir gibi alanlarla ilgilenen, “Bir Damla Suda Halkalar (şiir)”, “Saf Sanattan İnsana Şiir Çözümleme Tekniği ve Şiir Eleştirisi” isimli kitapları yayınlanan çok yönlü şairimiz Yaşar ÖZMEN’le şiir üzerine söyleştik.
SİLGİ: Sayın Özmen, çok yönlü bir sanatçısınız ve hepsinin içinde şiirin izlerini bulduğunuzu söyleyebilir misiniz?
Yaşar ÖZMEN: Her sanat türü, hangi dili (ışık, devinim, ses) kullanırsa kullansın, dil-düşünce, düşünce-dil bağıntısına dayanır. İmge kurma koşulları, ışık, ses, görüntü gibi dil kullanım tekniği dışında hepsinde aynıdır. İmgelemden imgeye yönelir. Düşünce-dil bağıntısını en etkin ve ilk elden şiir kullanır; dil şiirin gerecidir. Bu yüzden şiir, doğuş ve yaratım bakımından sanat alanlarının temelinde yer alır. Bana göre, her eserin içinde şiir olmak zorundadır; hatta iyi şiirin içinde de diğer sanatlar olmalıdır.
SİLGİ: Şiirle tanışmanız yaşamınızın hangi evresinde gerçekleşti, nasıl başladı ve gelişti?
Y.ÖZMEN: Çocukluğumdan beri şiire karşı duyarlılığım vardır. Ancak, eğitim ve iş koşulları gereği, zaman bulup şiir üzerinde hiç çalışamadım; ta ki 2011 yılına kadar. Bu yıldan sonra kısa kısa deneme ve şiirler yazmaya başladım. Veysel Çolak yönetimindeki Karşıyaka şiir atölyesiyle tanıştım. Atölye, etkinlikler, kitaplar ve dergiler sayesinde şiiri anlar gibi olmaya başladım. Baktım olmayacak, şiirin kuramsal yanını ve felsefesini öğrenmek için araştırmaya yöneldim. Ayrıntıya girdikçe karşıma kocaman bir bilgi dünyası çıktı. Bu alanda yazılanlarla ulaştığım çözümler arasında, çelişki ya da farklılıklar kafamı kurcalamaya başladı. Bu yüzden sanatın dayandığı temelleri çözmek için, sanat biliminin alanlarına daldım.
SİLGİ: “Şiir ve sanat eseri üretmek, bir savunmadır yaşama ve varoluşa karşı” diyorsunuz, bu konuda neler söylersiniz?
Y.ÖZMEN: İnsanın; yaşamsal sürekliliğini sağlama ve varoluşuna anlam kazandırma çabası vardır. Genlerimiz, temel güdülerimiz ve sonradan oluşan bilinç dünyamızın mutlak çabasıdır bu. Yani kendini gerçekleştirme ve ben de varım diyebilme çabası. Sanat üretmek, güzel olanla yola çıkarak insanın asıl yöneticisi olan duyguyu ele geçirme girişimidir. Mutlak amacı gerçekleştirmek için ben de adayım diyebilmektir. Kısacası sanat; yaşama karşı savunma, varoluşa karşı direniştir.
SİLGİ: Şiir dilini oluştururken neleri dikkate alıyorsunuz; genç şairlere bu konuda neler önerirsiniz?
Y.ÖZMEN: Şiir, var olanı, olayı veya süreci anlatmak değildir. Var olanı, olayı veya süreci yeniden anlamlandırmak ve okurun estetik kaygısını okşayan bir görüntü elde etme işidir. Diğer taraftan, var olmayan ancak düşüncede kurgulanabilen dünyayı görünür duruma dönüştürmektir. Anlatımcılığa kaçmayıp yeniden anlamlandırma yoluna gittiğimizde iyi bir şiir dili kendiliğinden oluşur zaten. Ayrıca, bağdaştırma, sapma, benzetme ve çağrıştırma tekniğini dikkate almak gerek; günlük dilden ayrılabilmek için. Gençlerin dünyayı ve yaşamı okuma biçimleri bizden çok farklıdır; bu yüzden gençler, kim ne demiş bakmadan kendi yollarına gitmelilerdir.
SİLGİ: Şiirinizi besleyen esin kaynaklarınızdan hangileri daha çok öne çıkıyor?
Y.ÖZMEN: Yalnızca esin kaynakları demeyelim, imgelem kaynaklarından da söz edelim. Esin ve imgelem, bir arada çalışırlar. İnsan, yaşam ve yaşadığımız coğrafyanın sorunlarıdır bizi büyüten, deneyim sahibi yapan ve bizi biz yapan. Turgut Uyar bu soruyu ne güzel yanıtlamış dizleriyle: … //Çocuksu, deli deli zincirler boğuntusu gök//Elimde kolumda senin seslerin var gel de aldırma// …
SİLGİ: Bir şiir için kitaba giden yolun dergilerden geçtiği bilinir. Dergilerin önemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Y.ÖZMEN: İsteyen herkes, sanat bilgisine ve sanata her durumda ulaşabilir. Şiirini her ortam yayınlatabilir. Eskiden olduğu gibi dergiler, tek başvuru kaynağı veya yayın ortamı değil artık. İkincisi; dergiler çok sağlıklı bilgi içermiyor. Sanatsal değer taşıyan şiirle sıradan bir betiği birbirinden ayırdıklarını çoğunlukla söyleyemeyiz. Yazı veya şiirim şu dergide yayınlandı mı, yayınlandı; eleştiri yok, tartışma yok, karşılaştırma yok; üzerinde düşünmek yok, geri bildirim yok. Kısacası esere, emeğe, şaire özen yok… Teknoloji, ekonomi, koşullar ve insandaki değişim, yazın dergilerini her geçen gün biraz daha önemsizliğe sürüklüyor. Keşke geçmiş saygınlıkları olsa.
SİLGİ: Şiir Sarnıcı adlı e-derginiz ilk sayısıyla okurla buluştu. Yayın hedefinizi kısaca açıklar mısınız?
Y.ÖZMEN: Okuru çok az olacak, biliyorum. Sayısal yayınlara (e-yayın) karşı bizim kuşağın önemli sıkıntıları var. Ancak; genç okurlar, basılı yayınlara değil, sayısal yayınlar üzerine yoğunlaşıyor. Hedefimiz gençler olmalı. Özellikle sanat eğitimi alan gençler. Ayrıca e-derginin hiçbir gideri yok emek dışında. Dünyanın her yerine bütün dillere çevrilebilir şekilde bir tuşa basarak gönderebiliyorsunuz. Böyle bir olanağı, özellikle gençlere ulaşmak için kullanmalıyız. Şiir Sarnıcı’nın asıl hedefi; nitelikli ve çözümlenmiş sanatsal bilgi ile nitelikli eseri okura en kolay yoldan ulaştırabilmektir. Yazar/Şair/sanatçı ile okur/izleyici arasında kolay ulaşılabilir bir kütüphane olmaktır.
SİLGİ: Şiirde anlam ile öyküde anlam arasında nasıl bir farklılık görüyorsunuz?
Y.ÖZMEN Anlam, her sanat eserinin temel varlık katmanıdır ve hepsinde aynıdır. Yalnızca anlamı kurma yöntemleri farklıdır. Öykü, olayları ve olguları doğrudan anlatarak anlamı kurar; başka yollara çok başvurmaz. Şiir ise örtüktür, çoğul anlama yönelir, çağrıştırma tekniğini kullanır, anlama varış yolu farklıdır. Özellikle şiirde anlam, okura göre değer alan bir yapıya sahiptir; rastlantısaldır, devinimseldir, çağrışımsaldır.
SİLGİ: Seçki hazırlasaydınız bugünün iyi şiirini nasıl seçerdiniz?
Y.ÖZMEN Sıra dışı dil kullanan, çoğul anlama yönelen, var olana benzemeyen, çağrıştırma gizilgücü yüksek şiirleri. Başka bir söyleyişle; imgelem yetisi güçlü şaire ait, imge gücü etkin ve okurda imgelem oluşturma yeteneği yüksek şiirleri seçerdim.
SİLGİ: Şiir ödülü veren kurullar için neler önerirsiniz?
Y.ÖZMEN Seçici kurullarda görev alıp dürüstlüğüne ve tarafsızlığına inandığım ustalar vardır. Kayırmacılık, kotarmacılığın döndüğü durumlar da söz konusu. Haksızlık etmek istemiyorum. Ancak seçici kuruldaki üyeler, her ne kadar adil ve tarafsız olsalar da bir şiiri veya şiir kitabını değerlendirmek için ellerinde nesnel bir sistem yoktur. Sanatta salt öznel yargıyla yola çıktığınızda, özellikle ülkemizde ulaşacağınız nokta, şiirin dışında bir yerdir. Elimizde bu ödül saygın diyebileceğimiz bir gerekçe ne yazık ki yoktur.
SİLGİ: Başka neler söylemek isterdiniz?
Şiir sevmektir; sevmekse şiirselliktir. Teşekkür ederim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.