Zorlu Sohbetler

• 8 Ocak 2020 Çarşamba 05:10:52

Selamün Aleyküm kardeşim. Merhaba hocam, hoş geldin, nasılsın. Senin için üzülüyorum. Niye ki? Selam veriyorum, Merhaba diye karşılık veriyorsun artık. Hocam sanırım ikisi de arapça kökenli. Türkçesi ne bunların, Ne demeliyim hocam veya sen kendini alemlerin yaratıcısından selam getirecek kadar yetkin hissederek selam veriyorsun? Değerin ne ki bahsettiğin Tanrı karşısında?

Yapma kardeşim, daha toplum hazır değil! Şimdide kılık değiştirip, daha önce duyduğum bir sözü mü bana karşı kullanıyorsun? Kimden Duyduğunu bilmiyorum ancak toplum daha hazır değil, bunu iyi biliyorum. Nerden biliyorsun, nerede yazıyor, kutsal dediğiniz kitaplarda mı, yoksa hızır dediğiniz hayallerinizden mi ilham alıyorsun hocam?

Dünkü yazını okudum, Allah ile konuştuğunu yazmışsın. Sonra da bana gelmişsin. Evet hocam, sen de bana onlar büyük şeytanın işleri demiştin, hatırlıyorum ve benimle dalga geçtiğini de biliyorum. Dalga geçmiyorum kardeşim, beynin sana yanlış komutlar veriyor. Bu sefer de beynimizi okuduğunuzu mu söyleyeceksin, çok mu ilerdesiniz toplumdan ve toplumun ne düşüneceğine, ne yazacağına, ne yapacağına sizler karar veriyorsunuz. Kardeşim sadece öyle değil, anlamıyorsun.

Hocam boşver, sizler inancın kölesi olmuşsunuz, kölelerden iyi insanlar belki çıkabilir ancak insanın özünü kavrayan düşünceler hasıl olmaz. Ve sizler yaşatmaktan ziyade öldürmeye programlamışsınız kendinizi, dininizin etkisinde. Siz dindarlar herhangi bir dinin etkisini büyükleriniz tarafından doldurulmuş beyninize mahkum olanlar, sınırlarınız sadece çıkar, hediye ve ceza odaklı çalışıyor. Dünyadaki en bencil insanlarsınız ancak bunu laf oyunlarıyla, din oyunlarıyla kapatıyorsunuz?

Şu tespiti uunutma hocam, Fakiriniz; helal, dürüstlük, kul hakkı, ata ana sevgisi, vatan sevgisi, doğa sevgisi vb yaşar, bu şekilde anlatır dini… Biraz orta gelirliniz, din anlatmaya kalkar, dinden geçinir biraz, bu yönüyle saygınlık kazanmaya çalışır, şeklen fikren kendini dini olarak geliştirmek ister.. Zengininiz ve muktediriniz; darül harple kafayı yer, sonra kendisine herşeyi caiz görür, haram işler bahanesi vardır, küfreder bahanesi vardır, insanlara tepeden bakar kibreder, bahanesi vardır, kelle keser bahanesi vardır, hırsızlığa, yolsuzluğa fetva uydurur veya uydurulmasına destek verir…

Din tüm toplumlarda bu şekilde işler hocam..Sadece bir dine ait değil bu tespitlerim, yanlışsam düzeltebilirsin..
Neden susuyorsun? Nereden mi biliyorum?

Çünkü bende senin gibiydim hocam. İyilik olsun diye değil, bir insana dinim emrettiği için iyilik yapmaya çalışırdım, sevap kazanmak için, daha üstünü rıza dediğinize kavuşmak için, belki 5 ay belki 6 ay bir nesildaşıma elimden her yardımı yaptım. Rabbaniden, Gazaliden, Mevlanadan, Nursi’den ve onların beslendiği arap kitabından edindiğim bilgileri açıklamaları yaparak bunların yanında dünyevi yardımda da bulunarak... Lakin sonuç neydi? Yıllar sonra düşünüyorum da, içimizdeki özde iyiliği dinin emirleri öldürmüş. Belki de bu yüzden sizlere ölü zihinler olarak bakıyorum şimdi. İnanırsın inanmazsın ancak benim sana gösterdiğim insaniyete, siz dindarların en insani emirleri bile yaklaşamaz..Çünkü sizler ya rıza ya cennet amacıyla yaşarsınız değil mi? Bu da sizleri çıkar üzerine kurulu bir sistemin parçası yapar. Lakin unutmayın gerçek insani sistemde sistem değil, sırf insaniyet vardır en doğal haliyle. Ve gelecekte dinlere yer yok, bunu siz de anlayacaksınız, umarım geç kalmadan farkedersiniz çünkü bir milleti, bir dünyayı mahvetmek üzeresiniz sizler.

Dinler vazifesini yaptı, ve çekti gitti. Bu devire taşımayın lütfen.

Kardeşim, şimdilik yanlış bir yoldasın umarım geri dönülmez bir noktaya ulaşmadan seni tekrar aramızda görürüz.

Hocam, sizler hangi noktaya varırsanız varın, her zaman kabulümsünüz, sizleri yanımızda değil görmek zaten yanımızdan ayrı görmüyoruz, buradaki ince detayı fark edebiliyor musun? Sen ötekileştirirsin, gruplandırırsın, seviyelendirirsin, ve bunu arabın istediği gibi yaparsın, insanca dürüstçe yaklaşımınız yok, dünyadaki ibadetlerde de böyle, cennet müjdeli ayrımlarınızda da lakin ben veya biz bu insani olmayan sistemden sizleri kurtarmak için hep yanınızda olacağız..lakin şunu da biliyoruz, siz öldürürsünüz, biz öldürmeyiz. Aramızdaki en büyük fark da bu.

Eyvallah kardeşim, bir ihtiyacın olursa biz buradayız yine de..

Hayır hocam, senin bana yardım etmeni inancın red eder, inandığın dinin istemez, o yüzden yalan söyleme.
Lakin bir yerde aynı yerdeyiz, daha toplum hazır değil. Siz öldürmeye programlanmış bir canisiniz, ben inadına yaşamayı sürdüren bir insan ve size rağmen.

Hani der ya, kıyamet koparken bile elinizde bir fidan varsa dikiniz… üzerinden 1500 yıl geçti çöller hala aynı…Oysa sizler gerçekten inanmış olsaydınız şimdi oralar kitabınızda anlatıldığı gibi altların ırmaklar akan cennetlere dönmüş olurdu, siz ganimet dindarısınız hocam, tarih bunu doğruluyor.

Lakin sizler, din ihraç eden İbranilerin, arapların, bedevilerin taşeronluğunu yapıp ülkemizin onların kitabında cennet diye tarif edilen toprakları satıyorsunuz, parselliyorsunuz ya..

İşte orada ayrılıyor yolumuz.. Sizler rant uğruna çıkar uğruna bahaneler bulurken, bizler bir Anadolu yoğuruyoruz.. isterseniz yedi düvele haber verin, son karşılaşma için bizler hazırız. Ve inanın ve yanlıştan dönün, torunlarınız utanmasın sizlerden..



Her zaman doğruyu söyle; ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın. (Mark Twain)