- 449 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YENİKÖY
YENİKÖY
Bir ağustos gecesiydi, günlerden çarşambaydı, saat gecenin ikisiydi. Köyde bir tane bile yanan ışık kalmamıştı, sokak lambaları yanıyordu ve sokak köpekleri karşılıklı havlıyorlardı. Sokak lambasının altında telaşla ilerleyen bir kirpi otların arasında kayboldu. Köyün tam ortasından coşkun akan ırmağa doğru ilerledik. Ağı gerdiğimiz yere gittik. Irmağın karşısındaki Aytuğ’a ağın ipini çözmesini, bana doğru yavaş yavaş bırakmasını söyledim. Aytuğ, uzun yeşil otların arasından geçti, benim karşıdan tuttuğum ışıldağın ışığına doğru yürüdü. Ağın ipini el çabukluğu ile çözdü, yavaş yavaş gevşetti. Ağdaki balıklar ay ışığında pırıl pırıl parlıyordu. Ağı çektikçe ağırlığını iyice hissettim. Uzun zamandır bu kadar dolu ağ çekmemiştik. Yanımızda getirdiğimiz büyük kova kocaman balıklarla doldu. Aytuğ’a ’Yüz metre ileriye ağı tekrar gerelim, sabah hava aydınlanmadan gelir toplarız,’ dedim.
Sabah ezan okunduktan sonra ırmağın kenarına tekrar gittik. Ağı yine dolu çektik. Getirdiğimiz diğer kovayı da doldurduk. Köyün içine geldiğimizde camiden çıkan adamların köy kahvesinin önünde çay içtiklerini gördük. Ellerimizdeki kovaların balıkla dolu olduğunu gören Mahmut Amca ’Maşallah yeğenim, ırmakta balık bırakmamışsınız,’ dedi. Nusret Enişte ’Ne yapacaksınız bu kadar balığı?’ diye sordu. ’Köylüye dağıtacağım enişte,’ dedim. Kahveci Metehan, kahvehanenin önüne büyükçe bir muşamba serdi. Her haneye dörder tane düşecek kadar paylaştırdım. ’Namazı da ihmal etmeyin gençler,’ dedi imam Hasan Amca. ’Gideyim de camiden anons edeyim, herkes gelip balıklarını alsın,’ dedikten sonra çayından son bir yudumu aldı ve caminin yolunu tuttu. Mahmut Amca ’İmam doğru söylüyor, namazı da ihmal etmeseniz iyi olur,’ diye imamı destekledi.
Bir süre sonra Yeniköy Camii’den yapılan, her haneden bir kişinin köy kahvesine gelip balıklardan paylarını almalarının anonsu duyuldu.
Nusret Enişte ’Bu sizin yaptığınız ne güzel bir davranış. Yeniköy’e özgü bir adet bu. Başka köyde bunu göremezsiniz. Beş kilometre uzağımızdaki Karacaören Köyü’nün halkı asla bir şeyini paylaşmaz. El gibi parayla satarlar. Biz bunu başardık. Yüz yıldır atalarımızın geleneğini yaşatıyoruz. Siz delikanlılar da buna sahip çıktı. Maşallah.’ dedi.
’Ne görüyorsak onu yaşıyoruz ve yaşatıyoruz enişte. Geçen hafta Davut Amca kestiği dananın etini bütün köye dağıtmadı mı? Bu gelenek bizim geleneğimiz. Bu güzel dinimizin tavsiyesidir, hatta emridir,’ dedim.
Herkes gelip balığını aldı ama her gelen balık götüreceği kabın içinde çörek, börek, katmer, yumurta, peynir, çökelek, domates getirdi. Kahveci Metehan ’Çaylar benden, yiyecekler sizden, kimse evine gitmesin kahvaltımızı burada yapalım,’ dedi. Gelenler kahvaltılarını yapıp evlerine gittiler.
Yeniköy ve Yeniköylü farklı kardeşim. Keşke tüm köylüler böyle olabilse. Hatta büyük şehirlerde sitelerde yaşayan insanlar da bunu yapabilse.
İSMAİL MALATYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.