- 752 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Ortadoğu
Elimize bir harita alalım güneye şöyle bir bakalım. Gördüğümüz devletleri özetleyelim Suriye-Fas-Libya-Irak-İran-Tunus-Cezayir vs. kültür desen kendilerine özgü tarihi kültürleri var medeniyetleri neredeyse insanın varoluşuna bağlı, doğal zenginlikleri saymakla bitirilmeyecek kadar bol fakat nedir bu istikrarsız yaşayışları?
Bölge ülkeleri genel manada birlirlerine benzer kültü nüfuslarına sahip lakin dağınık Devlet yapıları hakim bölgedir. Dünya hakimi büyük sömürü devletleri bu dağınıklığı kendileri açısından pozitif bir yöne dönüştürmektedir. Bölgenin iç kargaşa sebebi israil devletidir. İnandıkları inançlarının kaynağı Kur’an "bir olun kaynaşın cem olun" diye ısrar etsede bölge devletleri malesef ayrışmadan yana duruyorlar. Bu durum toplam güç olmalarını engellemekte ve güçlü devletlerin etkisi altında kalmaktadırlar haliyle sömürülmelerinede sebep olmaktadır.
Gün yoktur ki bölgede bomba patlamasın ve insan ölmesin, malesef her gün haber ajanslarında bölgenin kaos durumu ile ilgili haberler ile uyanmaktayız. Artık bu vahşetli yaşam bölgesinin nüfusları zihinsel olarak kendi öz değer yargıları ile kendilerini değerlendirme durumundadırlar. Küresel emperyal sömürü ülkelerine karşı mendilerini kendi güç birliklerini kurarak karşı durmalıdırlar...
YORUMLAR
Orta doğu
2004 yılında ABD’nin SEA adasında G-8 toplantısı yapıldı. Bu toplantıdan sonra ilk defa BOP Projesini ilan ettiler.
Bildiride bu projeyi şöyle ilan ettiler, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Müslüman ülkelerde tek adamlık var, diktatörlük var bu ülkelerde insan haklarıyla ilgili ihlal ve sınırlamalar var denildi.
Bu ülkeler için rol modele ihtiyaç var, örnek gösterilecek liderlere ihtiyaç var özendirmek için. Bu noktada bölgede demokrasiyle idare edilen tek ülke var o da Türkiye’dir. Dolayısıyla o ülkelerin halkına Türkiye’yi ve başbakanını rol model olarak göstermek lazım diye düşünmüşleri. Bu nedenle Türkiye G-8 üyesi olmadığı halde o toplantıya davet edilmiştir.
Bu toplantıda alınan bildirinin içerisinde, BOP’la ilgili demokrasi eş başkanı o dönemde Türkiye’yi ve başbakanını Sayın Erdoğan’ı ilan etmişlerdir. Bu uluslararası metin gizli değil, kurgu ve yakıştırma değil, her yerde vardır. Bu gerçek bir vakıadır. Burada sadece demokrasi eş başkanı olarak sadece Sayın Erdoğan ilan edilmemiştir. Üç eş başkan ilan edilmiştir. Biri Türkiye ve Erdoğan, biri İtalyan Başbakanı Berlusconi diğeri ise Yemen’di. Ancak aktif olarak bu eş başkanlığı sürdüren, basında da yer aldığı üzere tespit edilebildiği kadarıyla, otuz iki kez ‘ben Ortadoğu Projesinin eş başkanıyım’ diyerek bizzat açıkça söyleyen sadece Sayın Erdoğan olmuştur.
Büyük Ortadoğu Projesi ABD Devlet Başkanı Bush döneminde açıklandı. Erdoğan yaptığı bir çok konuşmada, “Türkiye’nin Orta Doğu’da bir görevi var. Biz Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanlarından biriyiz. Bu görevi yapıyoruz” demişti.
Sonunda şu proje çıktı ortaya, denildi ki İsrail, bölgesinde Emperyalist bir devlet gibi davranmalıdır. Bu da yetmez, etrafındaki Müslüman ülkelerin küçük parçalara ayrılması lazım. Yani öyle olaylar meydana getirilmeli ki bölgede ve Kuzey Afrika’da İsrail’in etrafını çevreleyen devletler, birinci çevre, birinci halka anlamında söylemiyorum, daha geniş bir halka olarak çiziliyor. Kuzey Afrika da denilince bu bölgede bulunan İslam devletleri var Müslüman devletler var işte Libya’dan, Tunus’tan tutun Mısır’dan, Suriye’den, Irak’tan hatta Arabistan’ı ve Yemen’i buna katmak lazım o İsrail’i kuşatan İslam kuşağındaki devletleri küçük parçalara ayırmak lazım, İsrail bunu sağlayacak politikalar geliştirmelidir. Küçük parçalara böldükten sonra da bu küçük parçalar üzerinde, dominant hakim bir devlet olarak, bunları yöneterek devam etmelidir.
Merhaba Özgür Bey!
Ortadoğu başlığıyla kaleme aldığınız makalenizi okurken en çok ilgimi"Kur’an "bir olun kaynaşın cem olun" ifadesi çekti.
Gerçekten günümüzün Müslümanları Kur'an-ın öğrettiği Dine mi inanıyor, yoksa siyasal İslamı din diye millete dayatıyorlar mı?
Mesela, Ülkemizdeki Diyanet İşleri Başkanlığı ve ona bağlı din kurumları, camilerde, Allah'ı kuranı mı öğretiyor, siyasi iktidara biat etmeyi, kolay yönetilmeyi mi aşılıyor?
Kanatım o dur ki, çağımızda eline kuran alıp meydanlara çıkanlar, Allah yerine kula kulluk etmenin kapısın aralarken bizati kendileri, paraya tapıyorlar.
Onun içindir ki, Ortadoğu coğrafyasında, kan gövdeyi götürüyor. Zira Yer altından fışkıran petrol, dolardan da, EURO'dan da hatta altından daha kıymetli .
Yoksa Okyanus ötesinden gelip, Irak'ı-Suriyeyi niye işgal etsin Emperyalist güçler.
Düşündüren makaleniz, Umarım bir mum olur ışık saçar etrafa.
Sevgilerimle.