0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
615
Okunma
Konu Sadece Libya mı?
2020 yılına ait bir not olarak, bu yazımızda Libya’daki gelişmelere ve Türkiye’nin bu süreçteki rolüne bir göz atalım. Akdeniz’de doğalgaz arama faaliyetlerinde Türkiye, Libya hükümeti ile "Kıta Sahanlığı" anlaşması imzaladı. Ancak tam da bu dönemde Libya hükümeti, kendi topraklarında meşru olmayan Halfter Güçleri ile çatışmaya girmişti. Halfter Güçleri, Arap ve Batılı ülkelerden aldığı destekle, Libya’nın meşru hükümetine darbe yapmayı amaçlıyordu.
Peki kimdi bu Halfter?
Halfter, Kaddafi döneminde orduda görev almış ve Çad ile Libya arasındaki savaşta Libya hükümetinin cephe komutanıydı. O savaş sırasında esir düştü ve ilginç bir şekilde, şu anda Libya hükümetine darbe yapmaya çalışan Halfter’e Çad hükümeti, yedi bin kişilik bir asker gönderdi. Bu, bölgedeki gelişmeleri anlamak için önemli bir detay.
Sonraki süreçte, ABD hükümeti Halfter’i esaretten kurtarıp kendi topraklarında barındırdı ve CIA’nın konuşlandığı bölgede bulundurdu. Halfter, Libya hükümetine karşı darbe girişimlerinde bulundu, hatta Kaddafi’nin güçlerine karşı da bir mücadeleye girdi.
Ancak, şu an Libya’da Halfter Güçleri’ne destek veren ülkeler arasında ABD, Fransa, Rusya, Yunanistan, İtalya, İsrail, Somali, Mısır, Çad ve daha pek çok ülke yer almakta. Bu ülkelerin Libya’daki varlıkları, çok sayıda küresel gücün bölgedeki etkisini pekiştiriyor.
Peki, Türkiye’nin bu çatışma ortamında nasıl bir rolü var? Türkiye, Libya hükümetine resmi destek sağlamak amacıyla silahlı kuvvetlerini Trablus’a gönderecek. Ancak, Libya ile doğrudan kara sınırı olmayan Türkiye’nin, bu küresel güçlerin var olduğu bir çatışma bölgesinde yer almasının ne kadar hakkı var?
Bu sorunun cevabı, sadece Libya’nın geleceğini değil, aynı zamanda bölgedeki jeopolitik dengeleri ve Türkiye’nin dış politikasını da etkileyen önemli bir mesele. Türkiye’nin bu harekete girişmesi, sadece Libya ile olan ilişkilerle değil, Akdeniz’deki enerji kaynakları, bölgesel güç mücadelesi ve uluslararası ittifaklarla da yakından bağlantılı.
Sonuç olarak, Libya’daki çatışmalar sadece bu ülkenin geleceğiyle sınırlı değil. Akdeniz’deki enerji kaynaklarının paylaşımı, bölgesel ve küresel güçlerin çıkarları, Türkiye’nin stratejik hamleleri ve Libya’daki güç mücadelesi arasındaki ilişkiler, bu meselenin daha geniş bir perspektifte ele alınmasını gerektiriyor. Sadece Libya değil, tüm bölge ve dünya siyasetini etkileyen bir güç mücadelesi söz konusu.