Karşı çıkmak
Bir oldu bittinin, bir dayatmanın, Bir haksızlığın var olması halinde insani olarak tepki verilmesi doğaldır. Biz bunu özgürlükle bağlayınca araya hukuk gelenek görenek ve kültürde giriyor. Oysa bunların hepsi kendibaşına uzun uzun bir konudur.
Toplumumuzda eskiden akil kişiler konuşamaz, ilim sahipleri dinlenmez, Bilgi sahibi olanlar bilgisini paylaşamaz bir ortamda yarı donanımlı birileri enine boyuna konuşur dururlar. Bunları takip edenlerde onlarla beraber hareket etmeyi kendilerine şiar edinmişlerdir. Bunlara ne anlatsan anlamazlar ne söylesen dinlemezler. kaynak belge olarak birbirlerini gösterirler. Doğruyu yerindeliği bilmeye hiçte ihtiyaç duymazlar. Oysa hiçte sonuç böyle yürümez.
Her fert idareden hizmet bekler, her ferdin idareye karşı koruyup kollama görevi olduğu gibi, İdarenin kişileri koruyup kollama görevi kesindir. Vaz geçemez, devredemez.! hatta savsaklanamaz. İdare haktan hukuktan uzaklaşırsa kaybeden idare bir daha yerini alamaz. Bu durumu herkes bilir ancak; İşine yarayan fayda ve yarar sağlayanın sesi elbette çıkmaz, mağdur olanın feryadını diğeri dindirmediği gibi "Oh iyi oldu,sen şuydun sen buydun" gibi tanımlamayla vicdanını susturduğunu zanneder. Gelişmiş ülkelerde kişisel hak hürriyet görev ve yetkilerin sınırları keskin çizgilerle belirlendiği için, sıkıntı duyulmaz, bizde çıkan yasalarda vatandaşın avukatların hatta yargıçların yorumlarıyla "yasal açıklık" üzerine kurulan muhakemeler elbette yerindeliği olmadığından adil değil. Yasa koyucu yasada açıklığı bırakmasa bu uygulamalar elbette olmaz. Vatandaş ta verilen karara ve sonuçlarına karşı çıkmaz.
Sosyal medyada teknik konuları, hukuki konuları, idari konuları. bilgisiz ilgisiz veya uzman olduğu değil tamamen avam olarak bulunduğu tarafta tartışıp karşı çıkanlar. Topluma doğru gibi. yetersiz ve yetkisiz bilgiler verince bilenler gülüp geçse de bilmeyenler eğer doğru diye anlarsa daha sonra bu algıyı çürütmekte zorlaşıyor. Mesela Kanal İstanbul genişliği üç yüz metre olacak deniyor, karşı olanda İstanbul boğazının genişliği dokuz yüz metre buradaki kaza orda olmayacak mı? diye yorumluyor. İstanbul boğazında gemi trafiği dünyanın her yerinde soldan seyrederken burada niye sağdan olduğunu bilmezler oysa boğazdaki akıntı soldan trafiğe izin vermez bu gibi bir çok noktada akıntıdan dolayı dümen kilitlenmesine neden olduğu veya kap<boğaz trafiğinde kılavuz kaptan almadan yoluna devam eden tecrübesiz kaptanların karaya vurduğu bilinmektedir. buna göre kanal İstanbul’da akıntı olmayacağına göre yan yana geçen geminin dümen suyu biri birini etkilemeyeceği için sıkıntı çıkmayacaktır. Bu durumlara karşı çıkanlar bilgileri yetkileri ve birazda söylediklerinde yerindeliğin ne olduğunu bilirlerse kimse zarar görmez.
Zarar herkese dokunursa zarar olmaktan çıkar suç olmaya başlar, belgi ceza kanunlarında karşılığı yoktur ama vicdani cezayı vicdan sahibi taşıyamaz taşısa da hayat boyu sıkıntı duyar.
Artık birçok bilgiye ulaşmakta zorluk çekmediğimiz bilişim çağındayız. kişilerin her şeyden en hızlı şekilde yararlanması güzel bir nimet. fakat; Yalan yanlış çarpıltılmış bilgilerde aynı hızda dolaştığına göre. bireyler her gördüğüne her yazılana hatta belge diye sunulanların nasıl ve olayın neresinden alındığına bakmak ona göre her önüne gelene karşı çıkmanın yarar ve zararını bilmek zorundadır
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.