GÖĞÜN KIRINTILARI
Adalet kavramının ne denli eşit olduğuna bir türlü aklım ermiyordu. Maaş bordolarına yazılı hayatların çok ötesinde yaşayan kiralık bir yaşamdı bizimkisi. Lüks şöminelerin önünde oturup kahve yudumlayanların çok uzağında, penceresiz bir evde bacası tutmayan sabanın etrafında oturup hayalperest duygularla ısınan insanlardık. Belki onların sahip olduğu mülkiyetlerden yoksunduk ama biz en büyük mülkiyetimizi yer sofralarında bölüşmüştük kardeşlerimizle. Belki de resmi makamlarda hiç geçmemiştir isimlerimiz ama çizdiğimiz bu yolda savunduğumuz kardeşliğin ve özgürlüğün kararlılığıyla yer sofralarında ekmeğini bölüşen emekçi insanların gönlünde senet olarak kayda geçmiştir isimlerimiz. Böyle bozuk bir düzende insanlığa tepeden bakanlarla bir tek ortak noktamız vardı. Oda aynı çağda nefes alıp, aynı gökyüzüne bakmamızdı. Herkes kendi yaşamlarını sürdüre bilmek için kalabalıkların arasında otomotlar gibi didinirken, ben top yekun düşünme yetisini yitirmiş böyle bir topluma ayna tutmaya çalışıyordum. Aynı zamanda bir nevi şu bozuk sisteme savaş açmıştım. Korkusuzca mitralyöz gibi satırlarda direnişin safında yerimi almıştım.
Kendimi bildim bileli A dan, Z ye yaşamın yerküreye bıraktığı acı, keder, zulüm, ölümle mücadele içindeyim. Evrenselliğe uzanan bu direnişin rengi, ırkı, dini yoktur. Bizim için insan olabilmek vardır, sadece insan olabilmek.
-
GÖĞÜN KIRINTILARI / Yadigar Sangan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.