- 1164 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
.... HER OTUZ BİR ARALIKTA........!
.................... HER OTUZ BİR ARALIKTA...... !
.......... Yine böyle bu günkü gibi pulu mu, yağmurlu mu olduğu belli olmayan bir otuz bir Aralık günüydü. 1977 veya 78 Aralık ayı ola bilir. Öğleden sonra görev yaptığım Manisa ilinin Demirci ilçesine bağlı Çam Köy gençleri ile sıklıkla yaptığımız gibi köy camisinin yanındaki tuvaletin üzerinde şakalaşarak zaman geçiriyorduk. Arada bir gök yüzüne bakıp; " - Yüzü yine gülmedi." diye de hayıflanıyorduk. O ara gözüm okulun arkasında evi olan komşum Niyazi Akkuş’a takıldı ve; " - Niyazi sen bugün Hava yengemin kalbini mi kırdın? Baksana hiç yüzü gülmüyor ve suratı hep asık. Haydi gözünü seveyim eve kadar git de gönlünü al yengemin." diye espri yaptım ve oradaki arkadaşlarla hep birlikte gülüştük. Arada bir gençler de Niyazi’ye takılmaya devam ettiler. " - Len Niyazi, hocamın sözünü duymadın mı? Eve gidive gari..." diyerek gülüştüler. Niyazi de bana dönerek; " Len hocam, beni bu cıbaların ( çocukların) diline düşürdün valla." diye sitem etti ve yine gülüştük.
........... Kısa bir süre sonra dağıldık. Ben diğer komşu köylerdeki öğretmen ve memur arkadaşlarla yılbaşını kutlamak için eşimi ve oğlum Tuncay’ı Minnetler Köyüne gittim. Gece geç vakit eve döndük ve yattık. Gündüz öğleden sonra köyden gelen ağlama ve ağıt sesleri ile uyandık. Lojmanın penceresini açıp dışarıya baktım. Köye doğru bir Jeep geliyordu. ( O zamanki ulaşım aracımız) Merakla paltomu aldım ve dışarı çıkıp köye doğru baktım. Muhtar Nurullah Çiftçi’nin ( onu da geçtiğimiz yaz kaybettik) evinin önünde bir kalabalık vardı. Jeep orada durdu. Ben ; " Eyvah Nurullah’a veya Ünzile yengeme bir şey mi oldu? " kaygısı ile üzerimi değişip oraya gittim.
......... Muhtarın evinin önüne geldiğimde bir gün önce şakalaştığımız Muhtarın kayın biraderi Niyazi Akkuş’un öldüğünü öğrendim. Dünya sanki ayaklarımın altından kaymaya başlamıştı. Onunla şakalaştığımız anlar gözümün önüne geldi. Meğer o gece köy kahvesin otururken başına bir ağrı gelmiş ve fenalaşmış. Sabah Demirci’ hastaneye götürmüşler. Orası da en yakın hastane olan Kütahya’nın Simav ilçesine sevk etmiş. Ama ne yazık ki daha hastaneye varmadan yolda yaşamını yitirmiş o güzel insan. O gün kendisini toprağa verdik.
......... İşte o gün bu gündür ki kırk yılı aşan bir süre oluyor. Her yılbaşı arefesi olan otuz bir Aralık günü, hele de hava durumu aynı konumda ise burnumun direği sızlar ve içimde müthiş bir acı hissederim.
......... Ruhun şad olsun güzel insan. Yattığın yer ışıklarla ve çiçeklerle bezensin. Senden sonraki yıllarda yaşamlarını yitiren Nurullah dostum ile dünya tatlısı yüreği güzel insan Ünzile yengemin de ruhları şad, mekanları cennet olsun.
............................................................. Selamettin PULAT 31.12.2019 Erenler / SAKARYA
YORUMLAR
Yazınızda isimleri geçen bu gün hayatta olmıyan tüm ,varlığı ahrettekilerin
Ruhları şad olsun.Evet yıllar geçsede üzerinden yinede hatıralar iz bırakıyor.Bir
şekilde insanın aklına kazınmış anılar sisli hatıralar arasından canlanıyor akla düşüyor
Ben çok kırılgan bir yapıda olduğumdan zaman zaman gülûmseten espriler yapsamda
Hayatta şaka yapmayı birilerine takılmayı sevmem.Çûnkû bana yapılmasınıda kaldıramam.
Hani bir sefer oldu diyelim fakat uyarıma rağmen ûst üste aynı şaka yapılıyorsa
kesinlikle kendimi kaybeder fena cevap veririm😊sizin hikayenin sizde bıraktığı izde birde
Vicdan rahatsızlığı var .Bende olsam kahrolurum.Bunun içindirki bir çok şeyden sakınır
Kalp kırmaktan çekinir kimseye bulaşmam mûmkûn mertebe.
Selamettin PULAT
.... Ama şunda çok haklısınız her şeyin bir sınırı sınırı olmalı. Özellikle de şakaların. Çünkü bazen birlikte gülelim eğlenelim derken karşımızdakini ne kadar incittiğimizin olamaya biliriz. Hani bir söz vardır; " Her şeyi tadında ve dozunda bırakmak" diye.
..... Yorumunuz ile sayfama konuk olduğunuz için tekrar teşekkür ediyorum. Gönlünüzce bir sabaha uyanmanız dileklerimle iyi geceniz olsun.
..... Selam, sevgi ve saygılar.