Güçlü kadın Suçlu kadın

• 31 Aralık 2019 Salı 13:45:47

Olgunluk yada kemal. Olma seviyesinin zirvesi. Bu sebeple ortalama dokuz ay on gün diye bilinen bir sürecin neticesi olarak yeryüzüne teşrif eder her insan.Doğan İnsandır. Doğuran da öyle.İşte burada; Erkek ne o zaman. Sorusu takılıyor aklıma.Doğan ile doğuranın arasında ortak bir şey var kendisine daha sonra Baba diyeceğimiz o mahlukun asla bilemeyeceği bir şey. ACI.Evet evet müspet bir sevince tevil edilmek üzere yoğunlaştırılmış katı bir sancı. Annenin feryadını çocuk devralınca geçen. Ve bu acıdan yüzüne bahar düşen bir baba. Beleş zahmetsiz ama hak edilmiş bir tebessüm.
Çocuk; Birinden Olma ve diğerinden doğma şey. Yani yok.Yani hiç. Evet. Hiçlik aleminden bir numune. Muradı ve Muhatabı Allah’ın.
Biz; Yaş ve cüssece büyük olanlar. Hakiki manada büyüklüğümüzü daha sonra çocukları önünde yuvarlanıp ona hızmet etmekten alacağımız, imtihanımız olan, bu hiçlikten üretiriz lazımı, Lüzum nedir bilmeden.
Anne bir görünmez baltaya, baba bin esrarlı maskeye direnmenin eşiğine o gün gelir.
Çocuk; Eşyanın esasının ne olduğunu öğretmeye amade ; Olmuş olmanın verdiği Ölüm sessizliğiyle yatar beşiğinde. "Ölen olur olan ölür" Hakikatinin İlk makamıdır doğum. Ona atfettiğimiz acizlik,yetersizlik,zayıflık, bizde tecellisidir "biz"in. Bizden kastım Eş olanlar. Yani anne ve baba sıfatı kazanmış,rüştünden habersiz, iki can.Ki
iki ayrı şeytan da desem yalan olmaz. "Yer yüzüne inin ve orada bir müddet kalın. Sonra hesap vermek üzere toplanacaksınız " Mahiyetindeki ayetin tecelligahı. Dün birbirine Mecnun olan bu iki canın. Leylayı aradığı yerdir Dünya. Bunu aramaya vesile kılan şey ise vuslat. Çocuğun doğduğu da, doğmadığı da birdir.
Toprakla buluşan tohumun ağaç olması, onu rüzgara, kışa ve bahara muhatap eder. Meyvesi olmuş olmamış mühim değildir. Odun oluncaya kadar ağaç olmak vazifesidir. Tıpkı bir erkekle bir dişinin;Tabii olarak nikahla değilse sosyal olarak birlikteliği ile. (İkinci şık normal diye değil sadece olduğu için maalesef yazıldı).
Bu kadar şeyi yazma sebebim bundan sonra okuyacaklarınız.

Yukarıyı anlamayanlar bundan sonrasına bakmasın derim. Zira Onlar
Ya erkektir
Ya kadın.
Ben bu yazıyı İnsanlar için yazdım. Sadece onlar anlayabilirler.
Yukarıda da arz ettiğim gibi bu iki can.Birbirine Şeytan olur. Şeytanın varlık sebebini bilmeyenler Onu Kötülük olarak değil "KÖTÜ" diye tanımlarlar. Oysa şeytan olması gerekenin ne olduğunu bilene.Olmaması gerekeni hatırlatan şeydir.Şeytan musallat olduğu şeye cehenneme giden yolları anlatır. Şeytana maruz kalanın bilmesi gereken ise, kendisinin Cennet için yaratıldığı dır. Evlilerin birbirini sevmemeleri muhtemelen bu yüzden. Kendisine hayran olduklarımızın evlerinde bizimkinden daha beter hallerin olduğunu bilmemek ise bizim cehennemimiz.
"Kendi şeytanını Müslüman etmek" Bilmiyorum kaçınız duydu bu cümleyi. Eşine sabır ve hizmetle mümkün olan
bu muvaffakıyet ; Onun karşısına dikilmekle yenilgiye dönüşür. Yenilmiş birer yonca tarlası evlerimiz.Ve Çocuklarımız bizim yıkılan hayallerimiz bu yüzden. Suçluyu çevrede arayan,aynada olduğunu fark edince bitecek arayışın. Yanmadan tuğla bile olunamıyorken, insan olmayı beklemek neden.
Bizi "eşsiz" yaratanın bize bizden yarattığını söylediği;Eşlerimizi tevekkül ırmağında yıkayıp ondan inşa edeceğimiz köşkleri, dünya nimetlerine duyduğumuz hasretle yıkıyor yerle yeksan ediyoruz.
Evlilik yer yüzünün en zor imtihanıdır.Ve Eşler birbirlerine Allah’ın ikramı.
Bu imtihan; Kaybettikçe kazanmanın, burada bulamadığını; Öteye inşa etmenin en kısa yolu.
Muhakkak ki evlilikler Allah’ın seçimidir.
Allah ise yanlış seçim yapmaktan münezzehtir.
İçine düştüğümüz şey, dışına çıkmak istediğimiz şeyden hayırlıdır.
İki kişinin "BİR" olduğu yerdir evlilikler.
Olamıyorsak iki suçlu olarak bizi yaşamaya mahkum eder.
sevgi saygı ve selam.