- 859 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ÖZÜR DİLEMENİN ÖBÜR YÜZÜ
İnsanlar tarafından sıkça başvurulan "Özür dilemek bir erdemdir" yaklaşımı yaşanan olaylar gözönüne alındığında öyle çok da doğruyu yansıttığını söylemek mümkün değildir.Bu,istisnai bir durumdur ve asla geneli kavramaz.Genel ifadesi tam anlamıyla bir ikiyüzlülüktür.O yüzden "erdem" sayılmayı hak eden samimi özür dilemeleri bu kapsamın dışında tutarak içeride kalan öze dönük eylemin neyi amaçladığını anlamak zorundayız.
Bir defa özür dilemenin arkasında işlenmiş bir suç olduğu kesin.Bu suç genellikle bilerek, isteyerek ve şartların itimiyle işlenir.Ve işlendiği andan itibaren de hedefe korkunç bir hızla gider vede mutlaka hedefi vurur.Namludan çıkan merminin bazen hedefi şaşırdığı olur ama bu eylem asla hedeften sapmaz.Namludan çıkan kurşunla tek ortak yanı,ikisinin de artık eski haline dönemez oluşları vardır.
Özre konu olan eylem yıldırma-sindirme politikasının,teslim alma,engel olma,çıkar sağlama düşüncesinin aracıdır çoğunlukla.En iyimser tahminle "baldan tatlı öfke" nin çekiciliği vardır içinde. Özürcü,böyle durumlarda öfkeyi denetleme zahmetine de girmez; giremez.Çünkü o, özdenetim kültüründen de yoksundur.Böylece öfkenin doğasına yatkın güdülerine teslim olur ve kestirme yoldan egosunu yatıştırır.Artık olan olmuş,ego açığı giderilmiş ve öfkenin ısısı da düşmeye başlamıştır.
Ancak bu defa yatışan duyguları şeytani bir şekilde başka hesapların içine girer ve karşı taraftan gelecek saldırıların vereceği tahribatı nasıl geçiştireceğinin hesabını yapmaya başlar.İşte tam da bu sırada "özür" imdadına yetişecektir.Hiçbir bedel ödemeden,bir miktar manevi duygu ezintisiyle ,hiç çekinmeden bunu kullanır ve işlediği suçun kendince bedelini ödemiş sayar.Böylece daha da çamura batar.Artık özrü kabahatinin önüne geçmiş ve "özrü kabahatinden büyük" suçun girdabına girmiştir.Halk deyimiyle tükürdüğünü yalamıştır.
Öyleyse ’ ASLOLAN ÖZÜR DİLEMEMEKTİR; ÖZÜR DİLEMEK DEĞİL.’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.