- 494 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
ŞİİR NEDİR?
ŞİİR NEDİR?
Şiir, kelâm-ı kibârdır,
nezaketin ve nezahetin, kelimelerle yüreklerimize naif bir dokunuşudur.
O bir sevda ki sönmez ve
söndürülmez bir hardır,
şairin elinde zannedilen ama yüreğinde
yanıp duran bir nârdır,
o hissiyatımızı toplayan ve bir ordu gibi harflerin arasına yerleştiren müzeyyen bir hisardır,
şiir birazcık da gönüllü bir hasardır,
şair o hasardan zaman zaman telezzüz eder,durup durup hicrana boyanır, lakin ne gam ki, bil cümle efkârına bazen de sevinir ki bunlar vesileyle yeni yeni iklim-i umman-ı şiirde seyahat edebilsin ,
şiir bir vakardır,
her kelimatın ağırlığı ehli kalemin sırtındadır , ezilir,çırpınır, fakat bu yorgunluğunu izhar etmekten ictinab eder, imâen dahi hissettirmek isteyebilemez muhataplarına bu en ulvi halini ... ,
şiir yârdır,
bazen aşk-ı mecazi gömleğini taşır, bazen de aşk-ı hakikinin bir yansımasıdır bu fani âleme.... bazen de kastedilenin ta kendisidir yalnızca ârif olanların anlayabileceği,
,hem de ne yârdır,
, gâh Mevlana’nın kaleminde Mesnevi, gâh bizim Yunus’un dilinde çağları aşan ilahi bir çağrı , gâh Abdürrahim Karakoç’un hitabında Mihriban, gâh Cemâl Sâfinin kitabında tek hece aşk, gâh Nurullah Genç’ in dizelerinde hayat bulan Rüveyda’sı, gâh Sezai Karakoç’un hayranlık uyandıran Monna Roza’sı, gâh Necip Fazıl Kısakürek’ in aksiyon dolu çilesi, gâh Nazım Hikmet Ran’ın, Hatice Piraye’si ..., gâh Cemal Süreya’nın Üvercinkası,gâh Attila İlhan’ın sevdiği ama zaten yok olan kadınları , gâh Yahya Kemal Beyatlı’nın âziz İstanbul’ u, gâh Aşık Veysel’in en sâdık yâri, gâh Mehmet Akif Ersoy’un bu şafaklarda ebediyyen yüzecek bayrağı .......... bizim de edebî bayrağımız dalga dalga.. ..
Şiir ayardır,ağyar değil,
Mahzun ve bîkarar kalpleri onarır şiir ,
şiir sadece şiirdir ne bir lahza eksiklik, ne de bir lahza fazlalık vardır onda, görünmez cihazat-ı maneviyyesiyle, kâfiyesiyle ,hecesiyle,serbestliğiyle, hissedilen ahengiyle,yalnız duymak isteyenlerin duyabildiği iç sesiyle ve kimilerine göre olmazsa olmazı imgesiyle örtülü bir şekilde ameliyat eder, iyileştirir gökkubbenin altında, doğudan batıya, kuzeyden güneye şiir vadilerini mesken tutan türlü türlü renkte ve lisandaki muhataplarını....
Şiir münasip bir karardır,
Duracağı ve haykıracağı yeri bilir, hoş bir incelikle zaman zaman yerer muhatabını, zaman zaman da beşerin fevkinde bir övgüdür , o övgü ki yeşertir aşksızlıktan kuruyan biçare gönülleri.....
.....
ZİYÂ NÛRDAN (TURAN ÇAKMAK)
01/11/2019 /Ankara
YORUMLAR
Şiir: buraya gelipte sabahlara kadar ayrılık özlem, gözyaşı anlatmak değildir. Önce bunu anlatmak gerekli. Şiir: kişinin psikolojik ve psikiyatrik dışa vurumu da değildir. Şiir: bir çok duygunun, yaşam gaye ve olmak gerçeğinin sosyal kültürel, ekonomik ve evrensel çağrısıdır.