- 800 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Her evin bir kokusu kendine ait bir dokusu olurdu.
Nice yıkık dökük
taş duvarlı haneler gördüm.
Her biri de kale gibi sağlamdı.
Bırakın adam geçmeyi
tavuk bile geçemezdi üzerinden.
Lakin keramet tabi ki
taşlarda değil içindeki başlardaydı
Sonra kilit bilmez kapılar,
rüzgar dinmez pencereler gördüm.
Gördüm ama gördüklerim
dünyanın en güvenli ve en sıcak yerleriydi.
Apayrı bir iklim apayrı bir mevsimdi sanki.
Mevsim demişken baharda sallanıp duran kavakları görürdüm de
ne hoş olurdu seyretmesi ,
Her seferinde kopacak sanırdım yerinden
ama köklerine o kadar sağlam tutunuyorlardı ki
sanki yere düşüp tekrar kalkıyorlar gibi gelirdi.
Sonra
Her evin bir kokusu,
kendine ait bir dokusu olurdu.
Ne aman vermez kara kışlar işlerdi o eve,
nede amansızca kopan fırtınalar.
Şimdilerde gördüklerim
birer hayalmiş gibi geliyor nedense.
O taş duvarlara öylece bakıp kalıyorum,
ne bir ruh ne bir tılsım sanki hepsi bomboş
bir harâbeden farksız eğreti duruyor.
Sanki her biri çoktan masal olmuş
bir varmış bir yokmuşlara misal olmuş. ...
Ömer Koç
YORUMLAR
Kavakların o sallanışını, benden başka da seven varmış demek:)
İnsanın içini ısıtıyor yazınız. Teşekkürler...
AŞK-I VEFA
için çok teşekkür ederim...