- 457 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BÜYÜK KAVGA
BÜYÜK KAVGA
BU kavga Hak ile batıl arasında. Bu kavga küfür ile iman arasında. Bu kavga Adem’le Şeytan arasında. Adem as cennette Havva anamızla birlikteyken ilk igvasını verdi şeytan. Bu igva: ayartı kadından yol buldu insana.
Her kadından bir yol olduğu gibi şeytana, her erkekten de bir yol vardır. Havva’dan yol bulan şeytan Kabilde kendini bulur. İki türlü şeytan vardır denir bu yüzden. Biri insan şeytanı diğeri cin. Cin’nin atası iblistir.(İns) İnsan atası Kabil. Firavun, Şeddat ve Nemrut onun soyundan. Hatta hak yoldan ayıran her insan. Arkadaş olsun, düşman olsun. Lider olsun, hükümdar olsun.
Batıl ile Hak arasındaki kavga o gün bugün devam etmektedir. Bu kavga hem dış alemde hem iç alemde cereyan etmekte. Dış alemde küfür ve iman cephesinde süren bu savaş insanın iç aleminde nefs ve ruh arasında cereyan etmekte. İşte imtihan da burada, dünyaya getirilişimizin amacı da bu.
Batıl açık, hak aşikardır. Şairin deyişiyle; ‘batıl hemişe batıl olur, amma müşkil odur ki suret-i haktan zuhur eder.’ İşte Gazali’nin deyişiyle ‘şeytanın şerden bin hilesi vardır hayırdan iki bin. İşte nefs ve şeytan -ki biz buna iç ve dış şeytan diyoruz- haramdan yollar edindiği gibi helalden hatta ibadetlerden yol bulmaktadır.
İşte doğruluk her an kazanılması gereken bir edimdir ve fani olan hiç kimse nefsini tezkiye edemez. Bu yüzden Yusuf(a.s.) ‘Ben nefsimi tezkiye etmem. Kuşkusuz nefs kötülüğü emreder.’
İşte Nizamülmülk ile aynı medresede talim gören Hasan Sabbah nasıl haşhaşilik mezhebini kurarak, batıla merkez olduysa öyle de nefis ibadetlerin gururuyla nemrutlaşır, önce peygamberliğini ve en son Allah’lığını ilan eder.
İşte nefs şeytanı insanı vezir de eder, rezil de. Nefs açıkça şeytana uyduramazsa ruhu ibadetlerle guru sahibi yapar, o guru içinde nefs öyle büyür, öyle büyür ki ilahlaşır.
Amerikan Müslümanlarının lider Elijah Muhammed bu yoldan giderek önce peygamberliğini ilan etmiş, sonra ilahlığını. Çevresindeki hemşire kızları ‘kendisini Hz. Ali’ye nisbet ederek, nikahımız göklerde kıyıldı diyerek aldatmış, sayıları 20 ye varan bakire kızlardan nesebi gayri sahih çocuklar edinmişti. Hatta saf duru İslam’ı değiştirerek ırk dini haline getirmiş, beyaz ırkın tümünü şeytan addederek siyah ırkı kutsallaştırmıştı.
Aynısını Samiri de yapmış, Musa’nın ümmetini buzağıya taptırmıştı. Günümüz Türkiye’sinde kendini önce mehdi, sonra peygamber ilan eden onlarca, yüzlerce sapık lider yetişmiştir. Bunların bir kısmının Abdullah bin Sebe gibi Yahudi münafıklarının olduğunu da hatırlamalıyız. Bunların içinde İbn-i Teymiyye, Cemaleddin Afgani, Abduh gibi ilim kisvesi altında arzı endam edenler olduğu da unutulmamalı.
İşte o ilimdir ki kişiyi Allah’a yaklaştırmaz uzaklaştırır. İşte o ibadetlerdir ki kişiyi Allah’a yaklaştırmaz, uzaklaştırır. Bu nefsini ibadette büyüten Belam bin Baura’lar ümmetin başına her zaman bela olmuştur, kıyamete kadar da bela olmaya devam edeceklerdir.
Ahmet Kemal