1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
623
Okunma
Hayatın Değeri Nedir?
Hayat esasında kısadır. Yaratılmış için uzun görünsede, Yaratıcı açısından kısadır. Bu kısa süre, insanın varlık mücadelesinin, sevinçlerinin, acılarının, arayışlarının ve kayıplarının içine sıkıştığı bir dönemeçtir. Yaşamın evresi üç aşamadır: doğum, gelişim ve ölüm. Son aşama, aslında perdenin kapanacağı andır; doğarken ise perdenin açılacağı andır. Aslında tüm olup bitenler, tam da ortasında gerçekleşmektedir. Zamanın içinde kaybolurken, bir yandan da zamanın dışına çıkmaya çalışıyoruz, fakat bir şekilde hep bu döngüde sıkışıyoruz.
Hayat, ne kadar çok arkadaşımız ve dostumuz olduğu, ne kadar mutlu olduğumuz, zenginlik ve varlık mücadelesinin zirveye çıktığı bir süreçtir. Ancak insan, bir yandan da hayatın esas amacını, derin anlamını ve varoluşunu arar. Oysa her varlık, bu dünyada kendi koruma kalkanını oluşturmak zorundadır. Fakat bu kalkan ne kadar sağlam olursa olsun, hiçbir şeyin sonsuza kadar garanti olmadığını anlamamız gerekir.
Çıktığınız bir yolda, aracınızı kendiniz kullanmakla, şoförün kullanması arasındaki fark; arkada sizin uyumanıza izin verilmesidir. Ama gerçek anlamda önemli olan, uyanık kalabilmektir. Uyandığınızda, geriye dönüp bakmak, neyi başardığınızı görmek değil, neyi hala başarabileceğinizi görmektir. Düşünün! Birinci sınıf bir uçuşunuz var, mükemmel bir menü sunuluyor. Ekonomik kısımda su veya bir kek, yanında çay ikram ediliyor. İnsanlardan aranızda bir perde var ve bu perde, hayata ödediğiniz bedeli simgeliyor. Ama unutmayın, bu perdeler bazen o kadar ince olabilir ki, hiçbir şey aradaki farkı hissettirmez.
Uçak arıza yapar ve düşerse, düşünün; birinci sınıf olmanızla, ikinci hatta üçüncü sınıf yolcularla aranızda bir fark yoktur. Belki o kazada sen öleceksin, belki o insan hayatta kalacak ya da hastanede onun bir damla kanına ihtiyacınız olacak. Sonuçta, son perdenin kapanacağı o an, hayatın içindeki herkesle aynı mevkide yolculuk yapıyor olacağınız andır. Gerçek olan tek şey, her şeyin sonlu olduğudur. Zaman, her şeyin eşitliğini sağlamak için her an karar verir.
Kısacası, hayat üç evreden oluşur: doğum, gelişim ve ölüm. İnsan doğarken eşittir, ölürken eşittir. Ama gelişirken, eşit değildir. Çünkü gelişim, herkesin kendi iç yolculuğudur. Herkes kendi potansiyelini fark etmek için farklı bir zaman diliminde, farklı adımlar atar. Kimisi erken, kimisi geç, kimisi ise hiç atmaz. Ancak bir şey var ki, o da her adımda bir gerçeği öğrenmemiz gerektiğidir: Hayatın değeri, ne kadar var olduğunda değil, nasıl var olduğundadır.