- 450 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
mektup
Ve aleyküm selam
Sabahın ilk ışıkları yerden karanlığı kazırken yazıyorum bu satırları
Kalü beladan kalma bir yorgunluk var üzerimde.Kavuşunca gözkapaklarının
gece kıldığı aklımızın da ayrıldıklarında aynı işi yaptığını düşündüm nedense.
Bir düzen içinde sıralanmış kirpiklerimizin gözlerimizi koruyan kurşun askerler
olduğunu ardından. Kimi görsün diye korunuyorlardı acaba.
Küçücük bu iki çukurun içine ne çok şeyin sığdığının farkına vardım. Koca bir semt,
ilerdeki dağlar.ufuk,yollar,irili ufaklı eşya,insan bu çukura sığıyor ve bir toz zerresinin
yaktığı kadar yakmıyordu canımızı.Gayri ihtiyari:“Allahım herkes verdiğini alsın
Senin verdiklerin kalsın” diyiverdim içimden.Kimse duymadığı içinde kendimce
amin dedim. Yüzüme bir tebessüm dağıldı ister istemez.Allah kabul etmeyeceği
duayı kuluna ettirmez müjdesi geçti aklımdan.Ben bunları düşünürken
sen yanımdaydın.İkimizde farkında değildik bu yakınlığın. Gurbet dedikleri
şey de bu zaten.Yakın olma isteği.Tek bir İlah,Tek bir Baba tek bir anneden
doğmuş bilmem kaç milyar yabancıyız birbirini arayan ve herkes tek.
Hiç kimseden iki tane yok.İkizlerin bile ikisi ayrı ayrı kimliğe sahip.Bu tekliğin
bir sebebi olmalı.Buluşmak kaynaşmak anlaşmak gibi.Bir ipin etrafında top yekün
ve sımsıkı sarılmayacaktı isek bu tekliğe gerek mi vardı.İnsanlar tekildirler
Bir araya gelince İNSAN olurlar.Uzun,kısa şişman zayıf kadın erkek bebek çocuk
yaşlı yada genç olmak; İnsan olmaya yeterli değildir.Aynı kaba doğranmış muhtelif
nebatın ateşe maruz kalarak yemek olduğu gibi.Birbirimizin noksanını tamamlamaya
talip olarak ancak insan olabiriz. Dedikten sonra yine ara vereyim.Muradım
canını sıkmak değil gönül bahçende filizlenmektir.
yeniden yazışıncaya kadar Mevlanın muhafazasında ol
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.