- 327 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEKLENMEYEN MİSAFİR BÖLÜM-15 LAZO
BEKLENMEYEN MİSAFİR
BÖLÜM-15
LAZO
Pazar günü sabahı saat ona doğru, Yahya’nın beklediği tır Habur sınır kapısında gümrükten çıkarak tırların bulunduğu parka girdi. Neco, tırdan inerek Yahya’nın yanına gitti. İki arkadaş uzun zamandan beri görüşemiyordu. Birbirlerine sarıldılar. Yahya doğrudan konuya girdi.
‘’ Hoş geldin kardeşim, seni gördüm mutlu oldum. Ne zaman yola çıkarız?’’
‘’ Acelen ne Yahya, şöyle bir kendimize gelelim.’’
‘’ İştahını Ümraniye’ye sakla. Sinan Bey seni sabırsızlıkla bekliyor.’’
‘’Önce iyi bir kahvaltı yapalım, sonra yola koyuluruz. Daha önümüzde bir günlük yol var.’’
‘’ dediğin gibi olsun, şoför arkadaşları da çağır, kahvaltıyı ben ısmarlıyorum.’’
Pazartesi günü öğlene doğru, hiçbir engelle karşılaşmadan Ümraniye’ye geldik. Sinan Beyi hiç bu kadar heyecanlı görmemiştim.
‘’ Gel bakalım Neco, yolda her hangi bir problemle karşılaştın mı?’
‘’ Tereyağdan kıl çeker gibi hallettik, Sinan Bey. İstikamet Çekmeköy’mü?’’
‘’ Beni takip edin, çiftliğe gidelim ondan sonra iş konuşuruz.’’
Salona girdiğimizde, masanın çeşitli yiyecekler ve içeceklerle donatılmış olduğunu gördük. Sinan Bey,
‘’ Hem yiyelim, hem içelim birazda iş konuşalım. Seni dinliyorum Neco?’’
‘’ Sinan Bey, teslimatta biraz değişiklikler oldu. İstediğimiz miktarda mal alamadık. Ancak beş kilo getirebildim. Kilosunu kırk bin dolardan alabildim.’’
‘’ Bu iyi olmadı, neyse sınırda zorluk çıktı mı?’’
‘ Hediyeler yerini bulunca zorlukla karşılaşmadık.’’
‘’ Güzel.’’
Yemlerden haber var mı Sinan Bey diye sordu Yahya.
‘’ haber aldım ama tafsilatlı olarak bilmiyorum. Ofise döndükten sonra işin aslını astarını öğreneceğim. Tek bildiğim tırların didik didik arandığıdır. Ama bilmedikleri bir şey vardı tırlar zaten temizdi.’’
2
Eda Komiser, Asayişten içeri girdikten sonra, Heval Baş komiseri bir kenara çekerek, ‘’Heval baş komiserim, dün yaptığımız operasyon hakkında seninle biraz konuşmak istiyorum.’’
Bu arada, Büşra ve Hansa yanlarına geldi. Hansa,
‘’ Yine ne kaynatıyorsunuz kızlar?’’
Heval,
‘’ Eda, dünkü operasyon hakkında bir şeyler söylemek istiyormuş?’’
Büşra,
‘’ Anlat Eda her fikir bizim için önemlidir.’’
‘’ Dinleyin o zaman, gece yattıktan sonra çok düşündüm. Dün yaptığımız operasyonun, kurmaca bir oyun olduğuna karar verdim. Oyunu kuranlar başkaları, oyuncular bizdik. Şöyle ki, bütün dikkatimizi batı sınırındaki gümrük kapılarına çektiler. Çünkü üç tırda Sinan Bey adına geliyordu. Ya doğu sınırındaki kapıların herhangi birinden, X Bey adına giren tır varsa önlem alma şansımız ne kadar? Biz Silivri’deki tırları araştırırken, öbür taraftan ellerini, kollarını sallayarak girdiler ve haberimiz dahi olmadı.
Büşra,
‘’ Bunu Sedat Amirle hemen konuşmamız gerekiyor? Edanın düşünceleri çok mantıklı geldi bana.’’
Hansa,
‘’ Daha Lazo’dan ses çıkmadı?’’
Eda,
‘’ Eğer düşündüğüm gibiyse Lazo’yu bugün unutun.’’
Büşra,
‘’ Nedenmiş o?’’
Hansa,
‘’ Lazo, bu gün paçasını kurtarmak için uğraşacak. Dua edelim işi rast gitsin, yoksa adama yazık olur.’’
3
İşler Sinan Beyin düşündüğü gibi hiç aksamadan tıkır, tıkır yürümüştü. Mallar laboratuvara teslim edilmiş, artık biraz eğlenmeyi hak etmişti. Acele etmeden ağır, ağır dönüş yoluna çıktı. Akşam üzere saat yediye doğru, içeri girdiğinde adamlarının kendisini beklediğini gördü.
‘’ Evet, Karşıma geçin, neler oldu anlatın. Şu işin aslını anlayalım.’’
Ramazan,
‘’ Valla Beyim, hiçbir şey anlamadık desem yeri var. Bizi Silivri, Kavaklı sapağında çevirdiler saatlerce aradılar.’’
‘’ Cemşit, sen ne diyeceksin, bu günkü olay hakkında?’’
‘’ Hiçbir şey aklıma gelmiyor Sinan Bey. Hala çok şaşkınım.’’
Sinan Bey, şimdi Lazo’ya bakmaya başladı. Hiç sesini çıkartmadığını görünce,
‘’ Sen bir şey söylemeyecek misin Lazo?’’
‘’ Söyleyeceğim söylemesine de, ama şaşkınlık falan demeyeceğim. Diyeceklerim şudur, Sinan Bey. Aramızda bir hain olduğunu düşündüm.’’
Sinan Bey, birden kaşlarını çatarak, Lazo’ya dik, dik bakmaya başladı. Lazo kaldığı yerden konuşmaya devam etti,’’ Ramazan ve Cemşit, sizin eski ve en güvendiğiniz adamlarınız. Bu fikri hemen aklımdan attım. Geriye bir kişi kaldı, oda ben. Bende hain olamayacağıma göre, geriye bir kişi kaldı.’’
Sinan Bey, gülerek lazo’nun konuşmasını kesti, ‘’Kimmiş o hain?’’ Lazo, Sinan Beyi işaret ederek, ‘’ Sizsiniz Sinan Bey, Siz belli bir plan çerçevesinde, hareket ederek kendi kendinizi ihbar ettiniz.’’
Sinan Bey, iyice neşelenmişti, ‘’ Devam et hoşuma gitti. Lazo,’’ Kendinizi sözle değil, görüntüyle ihbar ettiniz. Kurnaz bir Sinan Bey, isteseydi bu tırlardan kimse şüphelenmezdi. Üç tır yerine bir tır gümrük kapısından geçer, kendi adınıza değil, Ramazan veya Cemşitin adına kayıtlı olurdu. Siz özellikle kendinizi öne sürdünüz. Yapmanız gerekende buydu. Şimdi, izin verirseniz ben size bir soru soracağım efendim. Dördüncü tır Hangi kapıdan girdi? Nerede diye sormuyorum, o sizin özeliniz?’’
Sinan Bey , büyük bir hayret içerisinde, Lazo’ya bakmaya başladı.
‘’ Senin zeki olduğunu anlamıştım, ama bu kadarını beklemiyordum. Seni yürekten tebrik ederim. Ve daha da önemlisi duracağın yeri çok iyi biliyorsun. Hadi çocuklar, Akşam yemeği benden. Çok iyi bir lokanta biliyorum. Hep beraber başarımızı kutlayalım.’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.