- 479 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dua Ve Biz
Sevgili dostum;
Benim için dua edin lütfen demişsiniz, biri bana duadan söz edince anlıyorum ki çaresizliğin sona ereceği noktaya çok yakındayız.Zira dua insanın yıpranmışlık anının serzenişten yakınmadan,yalvarmaya yaklaştığı andır.Yani ki:gecenin en karanlık noktasının sabaha en yakın olduğu saat olduğu gibi…
Kur’an verdiği her meselde bize bir yaşam serüvenini ve o serüvenin döngüsünü resmederek hafızamıza Allah’ın her şeyin üstesinde üstünde fevkinde olduğunu gözümüze sokarcasına sergiler.
Hani güneş sabah ışıklarını yer yüzünde vurmaya başladığında ağaç dallarının arasından geçerken yeşilin tonunu kendi rengi gibi aks eder ama ağaçta ondan geri kalır değildir güneşten aldığı ışığı yapraklarında ışıltıya dönüştürerek ortak bir yaşamın iz düşümünü gözlerimizin önünde raks ettirir…
Çaresiz olduğumuzu zannederiz devamlı çareden bihaber olarak.Kur’an, Musa a.s’ın hikayesini anlatırken bize der ki;Musa kavminden bir adamı öldürerek şehirden kaçtı günlerce yürüdü belki ta ki çaresiz kalınca çareyi nerede bulacağını öğrensin çareyi bulduğunda ise çaresiz günlerdeki acziyetini zavallılığını unutmasın diye…
Derken bir pınarın başında sularını doldurmak için bekleyen kızları gördü,o kızlar erkekler pınardan su alıyor diye pınara yaklaşmıyor iffetlerinin gerektirdiği gibi bir kenarda bekliyorlardı.Musa bu durmu görünce istemeyerek işlediği cinayete kapılıp kendini katil diye görmeden bir öncesindeki insani yanına göre kızlara yaklaşarak ellerindeki testileri alıp su ile doldurup onları yolcu etti.
Gel gör ki o kızların babası da Şuayİp a.s idi evlerine döndüklerinde pınarda olanları babalarına anlattılar.Yaşlanmış olan baba bu iyi gencin hem kendi işlerine yardımcı olacağına hemde kızları için iyi bir damat olacağına inanarak kızlarına gidin ve onu buraya davet edin dedi.Evet Musa’nın kaçışında yolun sonu gelmiş miydi acaba?Hayır Musa davete uyarak kızlarla birlikte eve yöneldi eve geldiklerinde Şuayip a.s ona bir takım şartlar belirledi uzun bir süre onlara çobanlık yapacak işlerini görecek buna karşılık kızlardan birini alarak o alanda özgürce yaşama hakkını elde edecekti.Yani ödül yine kısmen gelmişti .
Analaşma dolunca içindeki boşluğu buranın doldurmadığının bilincinde olan Musa a.s ailesini yanına alarak yola çıktı"Musa’nın başına gelenlerden haberin var mı? Hani, o [uzakta] bir ateş görmüştü de ailesine: ’siz burada bekleyin; ben bir ateş gördüm’ demişti. ’Belki size oradan bir tutam kor getiririm yahut orada ateşin yanında bir yol gösterici bulurum.’" (taha, 9-10)
Musa ateşe doğru giderken içinde umut vardı eşine belki bir tutam ateş getirebilecek belki bir aş bula bilecek yada kendilerine bir kasabanın yolunu gösterecek birine denk gelecek umuduyla gidiyordu…
Kur’an bu manzarayı: "ateşe yaklaşınca bir ses ona ’ey Musa,’ diye seslendi: ’benim, ben; senin Rabbın! Öyleyse artık ayakkabılarını çıkar! Ve bil ki, sen mukaddes Tuva vadisin desin.’" (Taha, 11-12)
“Seni seçtim ben, artık sana vahyolunanı dinle…” (tâhâ, 13)
Evet bir yol gösterici bulmuştu ama yolların en güzeline ileten Rabbini bulmuştu.şimdi kendisinde bir sıkıntı kalır mıydı hiç?Tabii ki hayır…
İşte bizde bir sıkıntı duyduğumuzda tıpkı diğer insanlar gibi yürümeyi tek başımıza düşünmeyi severiz çünkü yürümek düşünmeyi hızlandıran bir eylemdir.
Yani dostum her kim duadan söz ederse içimde yanan bu sözler hep tekrarını bulur her sıkıntıda Musa olurum İbrahim olurum Eyüp olurum ve yüzümde bir tebessüm belirir kulağımda bu ses yankılanır; “lâ tahzen; innallâhe meânâ…”(tevbe, 40) üzülme…
Şimdi Rabbimin bana sana ve kulak veren herkese seslendiği gibi bende size sesleniyorum; “lâ tahzen; innallâhe meânâ…” “üzülme, Allah bizimle…
Allah’ın kendisiyle olduğuna inanacak kadar Allah’la olan her kul bu müjdenin muhatabıdır öyleyse lütfen unutmayalım biz layığımızı er yada geç bulacağız öyleyse son söz olarak size derim ki seçilen kendi küçüklüğüne bakmasın bundan böyle. Seçenin büyüklüğüyle uyansın. Seçilişinin ciddiyetini yeniden kavrasın.
Seçilmiş olmanızın dileğini taşıyorum ve sizin için diyorum ki;
Her kim Allah’ın boyası ile boyanırsa rengi Allah’ın boyasından güzel bir boya yoktur. “Allah’ın boyası ile boyanandan daha Ahsen (daha güzel) olan kim vardır? Ve biz, o’na kul olanlarız.” (bakara sûresi, 2/ 138)
Tüm güzellikler yanı başımızda ki Kur’an’da bizi bekliyor yeter ki biz görelim seyredelim Rabbim ailecek o resme bakma keyfini bizlere yaşatsın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.