- 379 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
garabetlik çökerdi... ardahan öyküleri... 32- 2019
-bir-
aklım ermiyordu.
olana inanıyordum.
çocukluk; hayvanların ve bizim: herşeyi oyun gibi tahayyül edermişiz.
evi bilirdim.
yolu ve suyu.
alabalık deresi gümüş dereydi.
boğulacağımı telkin etmiştiler.
eğer suya kapılırsam.
çoygun kopmuşsa ve sendeleyerek düşmüşsem: seyrederken.
öleceğimi belletmiştiler.
ölmeği ise eve geri gelmeyeceğime benzetmiştiler.
o deremizi hasret çektiğimi bir Allah bilir bir ben.
hayallerimde... ileri gidiyor rüyalarıma... gündüz rüyalarım da.
alabalık deresinde ördekler yüzüyordu.
kamber teyze ördek cücükleri suya bırakınca, tahta şeyler gibi akardılar şefiklerin köprünün oralardan kalaycı memet eminin oğlu koçogil toplar getirirdiler.
yitmesin!
aman ha bi’şey olmasın!
salkım söğütler ihata çeperden başını sulara salardı.
kürt alinin bahçesindeydi ağaçlar.
ta ordan oraya.
raile teyze kucağına almıştı bir defasında...
beş yaşımda olduğumu sanıyorum...
müteaddit kereler düşündüm... beş yaşımdı!
vel’den geldikleri seneymiş.
iç içe geçilir üç odalı evdi.
birinci odanın bizim evin kapı önüydü... hayata bakan pencereden bahçeye sözleri saçılıyordu raile teyzenin...
ölücek miyiz diye mübahise ediyoruz.
ben de mi?
sen de mi?
evet! birinciye...
ikinci soruya evet!
nurlar içinde uyu raile teyze.
alabalık deresi o köprü, ali karaçobanın evi, şükrü hocanın evleri, şems-i nur teyzenin evi...
bizden taraf tarassutu bilzaruriydi.
ruhum, bilinçaltım ne ile nitelersen nitele... o tablo ile hele bugün yaşayırdır.
yalçıner yılmaz
toki960 çanakkale
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.