- 602 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
ARALIĞIN İLK HECESİ...
Aralığın ilk hecesi…
Sarkıtların izdihamına muadil bir düşün de ilk karesi.
Edimlerde ne çok katre.
Aşka bağdaş kurduğum menevişli her renge körkütük aşığım: dengimde yok asla hüsran belki kaykıldığım o son eksen.
Satırlar kayıp geçiyor gözümün önünden ve çökmüş şebekesi ölü şiirlerin tıpkı batık kentin de efsanesi, Huda’ma dönük yüzümde elemle içli dışlı bir var oluş şarkısı ve tüm dikenler patlattı balonları aşka âşık bir sandukada saklı kalan yarım belki edası yürekte tükenmeye delalet bir gecenin ilk saatiyim ve iliklerine kadar üşüyor ilklerim.
Zabıt tutan yaralı küre.
Sabıkalı yüreğim tek göz şiirde dalyalarca acı sırtlandığım belki bir beynamaz gölgede saklı tümden gelen yanılgılarım.
Sevdiceğim gök kubbe.
Sefasını sürüyorum yalnızlığın ve her işgüzar şiirde bir çentik daha atıyorum biten ölü güne.
Ölü gömücü hezeyanlar yüklenmiş nice mahlûkat ve insan olmanın öz güveni değil öz verisidir yaşadıklarıma bir kulp takmak adına hazine sandığımda saklı gelinliğim ve duvağı yırtık düşler perçemlerime yağıyor.
Her halükarda sabrıma.
Her köşede içimdeki ayraca.
Her yarında saklı iken dünüm…
Boykot ettiğim ömrün de hulasasıdır yüreğimden dökülen küller ve sevdalı mizansende tutuklu sol yanım, seyyah ömrün de güncesidir ölü turna.
Göğün dolaylarında şakıyor gece.
Sancılı bir ölüm ve sevdalı bir ömür.
Lal satırlar ayyuka çıkardı yalnızlığımı.
Göğün sevdalı yıldızı.
Yeryüzünün sevdalı gülü.
İsmimde saklı asalet belki de kürediğim düşlerde saklı onca hezeyan yüklü metanet.
Bir sükûn bir de sütun dolu heceler aşkın kıyıma uğradığı gün gibi aşikâr.
Boyadığım beyitler var elbette kanımla ve tükenen mürekkep boş sayfalar rahmimde doğuma hazırlanıyor gecenin usulca kulağını çekip asılıyorum karanlığa.
Fısıldayan rüzgâr.
Enkazım.
Endamlı sırdaşım sevdalı kalemim.
Bir koşut.
Bir konuk.
Hayır, hayır, uğursuz baykuş ve gözlerine mil çektiğim ölü hikâye kahramanlarım sandığımda gömülü de esrarım.
Her hatim indirildiğinde ruhumu fırlatıyorum boşluğu ve ölüm dilenen bir bedevi olmanın verdiği ayrıcalıkla insanlığımı sorguluyorum deli gibi belki de sorgulandığım bir ömre de atıfta bulunduğum tek gerçektir.
Ölüden bozma canlar.
Canlar cansız üzünçlerin de şahikasıdır.
Sözcükler…
Yaralıyım ve Yaratana âşık bir dünyalı oysaki aşk küresinde bulutlar oynaşıyor ve mütemadiyen yazıyorum hikayemi.
Yoldan çıkan düşler… kabir azabı.
Yola çıkan yıllar… kebir hesabı.
Bir t-cetvelinde saklıyım belki de mesleğime ihanet edip de düşmüşlüğümdür yollara ve yere batasıca hayallerim.
Her açtığım artı parantez.
Ve nice ayraç.
Ölümü giyiniyor zangoç.
Her ezan vakti ruhumla tempo tutuyorum dualarıma ve mavi kasnağı hüznün.
Ömürlük sevdiğim ne çok ne çok insan.
Kendimi terk ettiğim bitimsiz hazan.
Bir ruhuma gebeyim bir de hüznüme ve bedenimden ayrı düştüğüm sırtına konduğum rüzgârın da tefe koyduğu ölü bir yaprağım ne de olsa azamet bekçisi nice yalan nice insandan kulağıma çalınan.
Sözcüklerin kökünü kazıyorum ve sevdalandığım her mizansende dünümü boykot ediyorum ve özenle serildiğim ölü toprağım her tebessümümü öldürenlere sitemim ki asla da çok şey istemedim ben hayattan.
Sevgiyi şiar edindiğim ve asla şairliğimi tasvip etmediğim.
Ülkümde saklıyım bir de ülkesine âşık, bir bıçkın faniyim ki kan kusup kar kürüyorum kandığıma delalet her fanide saklıyım ve hüznüne sadık bir otağıyım.
Mimlenen ismim.
Miadım dolmasa da mirasım…
Sefil yüreğimde kazıdığım ismimle fevri ruhuma bir ilik açıyorum bir de kaçıyorum ardıma bakmadan.
Sevmek hep ilkemdi madem, matem miydi illa ki payıma düşen?
Ve altına imzamı atıyorum yaralı dünyamın.
YORUMLAR
Gülüm Çamlısoy
derken kendimizi kendimize sunduğumuz ve kocaman bir yürek eşlik eden kalp gözüyle hayat anlam kazandırdığımız.
kıymet verdiğimiz kadar tüm insanlığa kendimize reva gördüğümüz acılar nihayetinde sevgiden ve huzurdan bir dünya kurup sığındığımız hiçliğin varlığı aslında varlığı da daim kılan.
selam
HASAN ÇAPRAZ
Her şey güzel gönlünce olsun
“Sefil yüreğimde kazıdığım ismimle fevri ruhuma bir ilik açıyorum bir de kaçıyorum ardıma bakmadan.
Sevmek hep ilkemdi madem, matem miydi illa ki payıma düşen?
Ve altına imzamı atıyorum yaralı dünyamın.”
Hayat filizlenen düşlerden ve yollardan, yolun sonunda uzandığı vardığı ölümden, ölüm duyusundan doğan yaşantı gönlümüze damlayan, bazen gülümseten bazen gözyaşı akıtarak gönlü titreten çılgın kahkahalarla dolduran, bir yaşam şekli. İçini düşlerimizle süslediğimiz doldurduğumuz, akıldan bazen türeyen yoldan ayıran, bazen gönülden örülmüş o çok gülünçlü akılla bizi saran çok acıklı bir dünya. Yüreğimizdeki dağlayıcı bir acılar ve bizler onu gülümsemeyle sarınca acı vermeyen, ama gülümsemeyle sarmayınca onu usul usul ölüm koridorunda acılar içinde gezdiren bir dünya. Hayata tutunanlar ve tutunamayanlar, hayatı olduğu gibi alanlar, almayanlar yaralıda olsa dünyamız onu sarmakla iyileştirmekle mesulüz ve ne kadar bunu başardık veya başaramadık diye üzüldüğümüz bir hayat, ey hayatı acılarla dolduranlar siz buradaysanız, biz sizin bıraktığınız acıları yok etmeyi kendine görev sayanlarda buradayız, sizler acıyla doldurdukça bizler gülümsemeyle dolduracağız ve çirkin yüzünüzü elbet insanlara göstereceğiz diye kendi halinde yazanlarız diyeceğiz. Emeğine gönlüne sağlık Yıldız kardeşim, selamlarımla.
Gülüm Çamlısoy
Sevmek hep ilkemdi madem, matem miydi illa ki payıma düşen?
Ve altına imzamı atıyorum yaralı dünyamın.
Yüreğine sağlık arkadaşım anlamlıydı sevgilerimle....
Gülüm Çamlısoy
Hep hep sevgilerimle arkadaşım