- 1039 Okunma
- 7 Yorum
- 3 Beğeni
BEN NEYMİŞİM BE ABİ...
NOT: Bu yazıyı okumadan evvel Suat ZOBU’nun ALİBABAYA MEKTUP3 PEŞREV yazısını okumanız yararlı olacaktır.
Hanım:
“ Ben arkadaşıma gideceğim. Evde bir şey kalmadı. Sen de çarşıdaki köy pazarına gitsen de, biraz alış veriş yapsan diyorum.”
“Yahu hanım gözüm almıyor şimdi. Başka gün gitsem almaz mı?
“Tamam, sonra git. Evde ekmek de yok.”
Boynumu büktüm ellerimi açtım.
“Tamam, ben dönüşte ekmeği de alırım.”
Sinirlendi. Çıktı gitti. O gittikten sonra ben de Suat’ın o yazısını tekrar okumak için bilgisayarın başına geçtim.
Eğer evde sözüm geçsin istiyorsanız. Evin ihtiyaçlarını ertelemeyeceksiniz. Giyindim. Çıktım dışarı.
Çarşıya gidip ihtiyaçları alacağım. Yoldan karşıya geçip otobüse bineceğim. Okullar bir haftalık tatile girmiş. Isparta Antalya yolunda araçlar vızır vızır. Hiç birisi yavaşlayıp karşıya geçmeme izin vermiyor.
Yola bariyer gibi kolumu uzattım. Bütün araçlar zıng diye durdu. Geçtim karşıya. Otobüs bekliyorum.
Dolu geldi. Beni almadı. Sinirlendim. Bir… İki… Üç… Dört… Beş… Altı adımda otobüsten önce çarşıya geldim. Şoföre dersini vereceğim. Otobüs gelince indirdim şoförü. Sigara izmariti kadar bir şey şoför. Tuttum ensesinden başımın hizasına getirdim.
“Niye almadın beni?”
“Niye alacakmışım? Görmedin mi otobüs doluydu. Sırtıma mı binecektin?”
Ters ters konuşuyor. Otobüsünün tekerlerini ters dönmüş tosbağa (O hayvanın asıl adı tosbağadır. Kaplumbağa sonradan uydurulmuştur.) gibi yukarı getireceğim. Fakat otobüs insan dolu onlara yazık olacak. Şoförü alacağım ayağımın altına ezeceğim. Acıdım. Çoluk, çocuğuna ekmek götürmek için akşama kadar direksiyon sallıyor.
“Hadi neyse seni affettim”. Dedim. Bıraktım.
Evin ihtiyaçlarını görüp, torbaları çakmak cebime koydum. Eve döneceğim. Bir… İki… Üç adım attım. Yol üzerinde durakta dört kişi bekliyor. Aman Allahım bir de yağmur yağıyor ki şakır şakır… İkisini bir omzuma diğer ikisini de diğer omzuma aldım. Üzerlerini de ıslanmasınlar diye saçlarımla örtüm. Onları evlerine bıraktıktan sonra üçüncü kattaki daireme bir sıçrayışta balkondan girdim. Çakmak cebimden çıkardığım evin ihtiyaçlarını dolaba yerleştirdim.
Bir el dokundu omzuma. Hanım:
“Kalk elini yüzünü yıka. Koymuşsun başını klavyenin üstüne uyumuşsun. Yine Defterdeydin değil mi? Bıktım senin bu Defterinin elinden. Gece defter, gündüz defter. Senin bu defterini kumam gibi hissediyorum artık. Bir gün ben de senin defterini düreceğim ama ne zaman bilmiyorum. Atacağım balkondan bu bilgisayarını sen de kurtul, ben de.”
Suçlu suçlu geçtim mutfağa.
“Karnımız aç. Şimdi bir şeyler hazırlarım.”
“Benim karnım tok Çarşı dönüşü yolun üstündeki marketin ekmek dolabından yirmi beş otuz ekmeği hap gibi yuttum.” Demedim. Diyemedim.
Buzdolabının kapağını açtım. Acaba gerçekten eve bir şeyler aldım mı diye.
Hanım bağırdı:
“Ne bakıyorsun dolaba. Dolap boş. Ne aldın ki neyi görmek istiyorsun?
Böyledir işte hayat. Ne demiştim? Evin ihtiyaçlarını zamanında almazsan, otuz yıl emir verdiğini unutturup emir almayı öğretiyorlar. Sesini soluğunu kesiyorlar adamın…
Her şey Suat’ın yüzünden oldu. O Benim boyumu uzatıp, lüle lüle saçlar da çıkartmıştı o yazısında.
Madem böyle bir şey var. Biraz da ben ekledim boyuma. Galiba fazla abarttım ki bunları yaşadım.
Boyumu uzattım ama bu yazıyı fazla uzatmamak lazım değil mi?
SAYGILARIMLA…
YORUMLAR
siz ne güzel yazıyorsunuz öyle, keyifle okunuyor dahası yazı okuru içine çekiyor ve yazıya dahil ediyor.Suat beyin kalemi de öyle onun yazılarını da okudum hasılı bayıldım
sevgi ve selamlarımla saygı sunuyorum
Bedri Tokul
Beğeniniz beni çok mutlu etti.
Selam ve Sevgiyle...
Bedri Tokul
Bakar mısın şu Suat'ın başıma açtığı işlere ???
Öperim gözlerinden.
Selamlarımla...
Resmen aile faciasına yol açıyormuş Suat Kardeşimiz... Artık bunun bir af şekli olur Suat kardeşten... Ne yapar ne eder bir şekilde telafi eder diye düşünüyorum... Dengeli gitmek lazım Abi defter ile yengeye eşit zaman ayır sen de, hatta yengeye biraz daha fazla... Defter belki üç beş yıldır hayatında yenge otuz yıldır... Kutlarım yürekten selamlar saygılar...
Bedri Tokul
Bir ortasını bulacağız çaresiz.
Sağı olasın.
Selamlar Ahmet Kardeşim.
:))
Abiii ben ne ettimse kendime ettim. Ben nerelere gideyim. Derdimi Kızılırmağa anlatsam çekemez tersine akmaya başlar.
Ağrı Dağına anlatsam yerin dibine geçer o yüksekliği kadar çukur oluşur.
Trump'a anlatsam başkanlıktan istifa eder. Putin’e anlatsam Amerika’ya savaş açar 3. Dünya Savaşını çıkarır.
Ben ne ettimse kendime ettim Abiii..
Kel gitti Abi kel..!!
Kelden öpemiyorum.
Duman oldum Abii..
*
:))
Abi sen çok yaşa emi.
Ne güzel bir yazı kaleme almışsın. Beni mahcup ettin Abi VAROL..
İyi ki varsın. İyi ki varsınız. Sizler yazın Abi, hep yazın. Biz de zevkle okuyalım.
Çok güzel olmuş. Çok güldüm sağol. Sabah sabah Koraspin gibi geldi. İnşallah Ahmet’in boyun tutulmasına da iyi gelir.
Ahmet deyince sorma kaç gündür boyun tutulmasından muzdarip. Doktora falan gitmiş inşallah geçer.
Yengemin dediklerini harfiyen yerine getir Abi. Kış günü kış günü aman haa..
Ne varsa gene onlarda var.
Selam ve saygımla yengemin de senin de ellerinizden öperim.
Ahh ben ne yaptım kelden öpemiyorum.
Baki selam..
Bedri Tokul
Sana göre hava hoş. Olanlar bana oldu.Bilgisayarı hanımdan
bu yok zamanda bir çeyrek altına geri aldım.
Ahmet'le sabah konuştuk. Çok üzüldüm.Acı çekiyor.
Söz verdi.Bu gün mutlaka doktora gidecek.
Size bir şey olmasın. Tırnağınızı derin kesseniz benim elim
bileğimden kopar.
Öperim gözlerinden. Gardaşım benimmm...
Abi seni seviyorum ya :)
Suat'ın yazısı ve koyduğu resimler bu kadar mı içine işledi ?
Abi sen her halinle güçlü ve güzel bir insansın. Ve sende mangal gibi yürek olduğunu biliyoruz biz.
Senin en güzel yanlarından biri de, kendinle barışık olman. Lütfen bunu yanlış anlama. Yani barışık olmanı gerektirecek tek kusurun var o da tarama özürlü olman. Bunu da aslında dert etmediğini biz gayet iyi biliyoruz.
Yazını ağzım kulaklarımda, gülerek okudum. Yani "adam yazıyor kardeşim" dedirten cinsten bir yazı daha...
Sabah sabah bana öyle iyi geldi ki anlatamam.
Bir boyun tutulmasından muzdaribim ki hiç sorma. Ne ağzımın tadı kaldı ne uyku. Aha da bugün iyiyim derken birden bire başlıyor yeniden. Ama dediğim gibi bu güzel yazı ilaç gibi geldi.
Yine harikalar yaratıyorsun.
Yemin ederim acaba ne zaman bir yazı paylaşacak diye pusuda bekliyorum artık.
Bizi sensiz bırakma...
Seni seviyoruz...
Bedri Tokul
Sağ olasın koca yüreklim.
Sağ olasın yiğit gardaşım.
Sabah ezanlarında sağlığın için dualar dayım şimdi.
Beni habersiz bırakma emi !