- 745 Okunma
- 6 Yorum
- 3 Beğeni
BİR KADININ DRAMI.BİZLER ÖNCE İNSANIZ
BİR KADININ DRAMI.
ÖNCE İNSANIZ BİZ.
Bir kadının isyanı . Orta okulu bitirdiğim yıl beni istemeye geldiler,aileme kesinlikle evlenmeyeceğimi okumaya devam edeceğimi
Söylememe rağmen peşimi bırakmadılar ısrarla defalarca geldiler.Damat adayı olursa o kız olur yoksa başkasını istemem diye dayatmış.Ne kadar direndiysem’de sözümüzü kestiler ,bir kaç ay sonrada nişanımız oldu,bir yıl nişanlılık devresinden sonrada evlendik.Mutlu bir başlangıcımız oldu.
Bu arada bir kaç ay sonra hamile kaldım senesine de bir oğlumuz dünyaya geldi,mutluluğumuz daha’da arttı.Annemler arka sokağımızda oturuyorlardı,sık,sık görüşüyorduk.Mesut bahtiyar yaşarken bir akşam üstü sofradaydık eşimin telefonu çaldı balkona çıktı el kol hareketlerinden ha_
raretli bir görüşme yaptığı anlaşılıyordu.Konuşması bitince sofraya oturdu ama neşesinden eser kalmamıştı neşesi kaçmıştı neler olduğunu sorduğumda önemli değil iş yerinde’ki problemler dedi,bende ısrar etmedim bu konu burada kapandı.Aradan bir kaç yıl geçti oğlumuz’da büyüyor du.Bu arada eşimde değişiklikler olmaya başladı. Zamanlı zamansız gereksiz şeyler bağırmalar bana zıt gitmeye başladı.Allah,Allah neden böyle davranıyor diye düşünmeye başladım.Çok üzülüyordum .
Bir gün neden böyle davrandığını sorduğumda ne varmış davranışımda ne yapıyorum sana diye bağırmaya başladı
(SUSTUM).Ertesi günü anneme teyzemler gelecekmiş beni de çağırdı dedim,hayır dedi!Neden dedim canım öyle istiyor’da ondan diye cevap verdi,yüzünün ifadesini görünce tatsızlık ol-masın diye (SUSTUM).Ama bu durum ben rahatsız etmeye başlamıştı.Evliliğimizin İlk yıllarında ,akşama ne yemeği yapayım diye sorduğumda
sorduğumda önemli değil ne olsa yeriz kendini yorma derdi.
Daha sonraları sorduğumda bana ne ne pişirirsen pişir demeye başladı.O Kibar adam gitti yerine sanki başka biri geldi.Aradan yıllar geçti oğlumuzda iyice serpildi büyüdü.Eşim genelde Sofra-
ya oturunca tatsızlık çıkarmayı adet haline getirdi bizde iştah diye bir şey kalmazdı.Oğlum babasına karşı gelmezdi ama dişle-
rini sıkar dururdu.Çok acı çektiğini biliyordum. Üzülüyordum
durumumuzu annemler’de fark etmişler’ki annem kızım neler oluyor anlatırmısın diye sordu,ben sizinle bir ilgisi yok iş yerinde sorunları var dedim.Zaten anneme eskisi gibi gitmiyorduk devamlı beni dili ile döverdi,Dili dövmek yetmiyormuş ’ki eliylede dövmeye başladı.Ondan hem korkmaya hemde nefret etmeye başlamıştım.Bir akşam sofra hazırlıyordum Eşimde kanapeye uzanmıştı,bana telefonumu getir dedi. Sofra hazırlıyordum, elimde sürahi vardı bir dakika dedim demez olaydım, neden öyle söylemişim,neden öyle demişim terliğini nasıl attı ise alnım çarp
tı derinden bir sızı duydum ve yanağımda doğru bir sıcaklık hissettim hastaneye gittik kaşım yarılmıştı 4 dikiş atıldı.Yaptığı davranış terli-
ğin acısından daha çok yakmıştı canımı ve bunları alışkanlık haline getirdi sık,sık uygulamaya başladı.Beni hep beceriksizlikle suçlar olmuştu,halbuki elimden her iş gelirdi,kendimi meth etmi-
yeyim küçük yaşta anne oldum hiç bir tecrübem olmamasına rağmen kimsenin yardımını almadan büyüttüm çocuğumu.Zaten okuldan çıktım ev hanımlığına soyundum. Artık eşimle eski mu-
habbetimizden eser kalmamıştı,ben de ondan soğumuştum.Eve geç gelmeler başladı neredeydin diye sormazdım,çok aksileşmiş
ti benim beyaz dediğime siyah, siyah dediğime beyaz demeye
başladı devamlı zıtlaşırdı susardım.Daha sofrayı hazır etmeden bizi beklemeden yer kalkardı.Bir sabah işe giderken bu akşam biraz gecikeceğim beni yemeğe beklemeyin siz yiyin dedi,san’ki onu bekliyoruz da ne oluyor,biz oturmadan kalkıyordu.O gece eve gelmedi ama haberi geldi alem yaparlarken basılmışlar nezarete atmışlar, ertesi gün eve geldiğinde hiç bir şey sormadım ,o olmayınca daha rahat oluyorduk.ona olan sevgim tamamen tükenmişti.Rolümüzü soran olursa o evimizin erkeği,bende kadınıydım. Ama öyle değildik artık, biz ev arkadaşıydık.Böylece yaşamaya devam ettik.Ona sınır yoktu beni ise bir yere bırakmazdı resmen göz hapsindeydim yıllarca yasakları oynadım .Bir akşam tavuk çorbası yapmıştım bu çorbamda çok güzel olurdu bu çorbamı çok severdi kimse senin gibi yapamıyor derdi.Çorbaları kaseye koydum yemeye başladı beğenmedi her zaman’ki yaptığım çorbaya bahane buldu kaseyi hırsla nasıl bana doğru itti ise çorba koynumdan içeri döküldü bir acı duydum gerisini hatırlamıyorum gözlerimi açtığımda hastanedeydim
Derilerim akmış birinci derecede yanık iyi olmam yıllar sürdü eşim demeye dilim varmıyor günden güne nefretim artıyordu.
Her şeyime karışır olmuştu huzursuzluk çıkarmak için bahaneler arıyordu.Akşam eve geldiğinde sırtındaki gömleği çıkarıp bunu yıka yarın onu giyeceğim dedi. hemen yıkadım hava yağışlı olduğu için nenden dolayı tam kurumadı ütü ile
kurutmaya çalıştım yalnız yakası ve kolları kalın olduğu için manşet yerleri biraz nemli kalmıştı.Neden iyi kurutmadın dedi anlatmamı beklemeden hiç beklemiyordum ,nasıl saçlarımdan tuttu ise birden topaç gibi döndüğümü hatırlıyorum omuzum duvara çarptı dayanılmaz bir acı duydum kolum yanıma düşmüştü,gene hastane hastanenin yolunu tuttuk.Omuzum hem çıkmış hem çatlamış uzun zaman kendime gelemedim
Allah bana acımış’ki başka çocuklarım olmadı bir çocukla kaldım oda iyi ki var can yoldaşım sırdaşım arkamı dayayacak bir duvarım o benim.Eşim bir pazar sabahı gayet şık giyinip çıktı.Otomobiliyle gezecekti ,hız yapmayı çok severdi.Aradan 15 dakika geçmedi zil çaldı bir şey unuttu herhalde dedim kapıyı açtım,polisle karşılaştım ,acı haber çabuk gelirmiş eşim aşırı hızdan virajı alamayıp bariyerlere çarptığını o anda hayatını kaybettiğini söyledi inanın üzülme
dim.(Su testisi su yolunda kırılırmış).Yıllardır çektiğim sıkıntılar son bulmuştu eşimin işkencelerine maruz kaldığımdan ,Şu an yaşımdan 15 yaş fazla gösteriyorum yıprandım hem ruhen,hem fiziksel olarak büyük çöküntüye uğramıştım .Aradan yıllar geçti ben hala kendimi toparlayamadım bu ara-
da oğlum evlendi biri kız biri erkek iki torunum var ona her zaman eşine ve çocuklarına iyi davranmasını söylerim gözleri dolar sen merak etme anneciğim der ,Evet fiziksel olarak
acılarım sona erdi ama yüreğimdeki acılar kat,kat içimi sızla-
tıyor.İşte benim hayatım böyle geçti yaşadıklarım unutamıyo-
rum dedi..Kadıncağız 42 yaşında ama 60 yaşlarında gösteri
yor ,yüzü kırışıklarla dolmuş gözlerindeki acılar silinmemiş bakışlarından anlaşılıyor , bende çok üzüldüm çokkk yazarken çok duygulandım .Böyle’mi olmalıydı.
Ayten Özgün
Hikayeleri
8 : 3 : 2016
YORUMLAR
Bu gün ağlamayacaktım.Yine beceremedim.Ellerinize sağlık.
Bizde musallat diye bir kelime vardır İçine herkesin rahatça sığacağı bu kelime daha ilk satırlarda kullanılmalıydı. Kendisine musallat olan erkeği anne babasının aracılığıyla baş tacı edinen birinin yalnız başına verdiği mücadele ve Ölümün imdat ettiği maküs bir talih. Mevlam çilesini ecre çevirsin demekten öteye de geçemiyoruz maalesef.
Başlıkta ÖNCE İNSAN ız ibaresini görünce. Neden öncelik sonralık olsun ki diye düşünerek başladım okumaya. Aklımın aradığı soruya cevap ta bulamadım. Merhamet kaynağı olan Hanımların merhamet dilendiğini görmekten utandım. Her halükarda bize merhametin yağdığı yerdir hanımlar.Gerek evde gerek sokakta onların merhametinden öte bir hayatımız yokken onları merhamet dilenirken görmek Er dediklerimizin "her"; Erkek dediklerimizin "Ürkek" olduğu gerçeğini nasılda çakıyor alnımızın ortasına. Utançtan başka elimizde bir şey kalmadı sanırım. O nun Karısı olduğu için Utanan kadın cemiyetin kırılmış kanatlarıdır. Uçmak istedikçe debeleniyor;Debelendikçe durduğumuz yeri derinleştiriyor uz. Fert fert suçlusu olduğumuz bu halin sponsoru ise; dün erkeği önceleme siydi Devleti elinde tutan hükümetlerin, Bu gün aynı oyunun Hanımlar versiyonunu izliyoruz. Kız olmak kabahatmiş gibi Kadın da putlaştırdıkları cinselliğin pozitif ayrımcılık altında rezilliğine şahit oluyor ve aynı potada ölüyoruz birer birer. İnsan olarak Bir birimizi sevecekken kadın erkek eşitliğinde hepimizi yok ediyor her birimizi sarf malzemesi olarak kullanıyorlar. Şahsiyetsizleştirdikleri bizlerin cinsiyetteki kimliği av ve avcı hayatına bizi mahkum ediyor. Eli kalem tutanlar da dizilerle destekliyor bu yanımızı. Varlık sahnesinde Kimlik olamamaktan yada kendine bir kimlik bulamamaktan düşüyoruz birer birer. Ve emin olun hepimize yazık oluyor.
Yazıda acınması gereken Hanım değil.O zavallı kocaya acımak gerektiği geçmiyor bile aklımızdan.O gebermiş eyvallah. Oraya tükürenler. O ıstırabı giyinerek yaşamayı becermiş olan kardeşimizi alkışlayacak bir tek el olduğunu sanmıyorum aramızda.
Hakikaten acınacak durumdayız.
Bahsi geçen kardeşimizin önünde sevgi ile eğilerek bizi affetmesini diliyorum.
O bizi affetme dikçe ve biz onu yüceltmedikçe küçülerek cüceleştiğimiz bu hayat bizi Mikrop olmaktan öteye taşımayacaktır.
Fatma Ayten Özgün
Kadınların kaderi bu maalesef
her kadın az çok yaşıyor
neden mi suçlu çünkü
suçumu
kadın doğmak
yüreğinize sağlık
herkesin yüreğinde bir yara bir hikaye vardır kara kutusun da
Rabbim sabırlar versin henüz imtihanını tamamlayamayanlara
Fatma Ayten Özgün
Şimdi ben ne dıyım
Tesellim adamın gebermesı
Yazının başlığı gibi insan
Benim zamanda anlamadığım hep dilimizde hak hukuk tatlı sözcukler
Lakin özümüzde bişey yok
Gecen Bi haber okudum profosur tacizden yakalanmış
Bir sokak çocuğu dayak yiyen Bi kadını kurtarmış
Demek ki ne olursan ol
İnsanlık olmadıktan sonra boş
Canım yandı aynı kaderi yasayan dostum arkadasız kardeşim sırdasım
Dostluğun cinsiyetle alakası olmadığını öğreten kadın geldi
Ama o öldü
Son söz kalemin hep yazsın yüreğin hiç susmasın
Eyvallah