- 324 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEKLENMEYEN MİSAFİR BÖLÜM-10
BEKLENMEYEN MİSAFİR
BÖLÜM-10
Biz Lazo’dan haber beklerken, bonzai ile bağlantılı olarak, üç ölüm vakası ile karşı karşıya kaldık. Topkapı’da sur dibinde metruk bir evde, on altı ile yirmi bir yaş aralığında üç genç ölü bulundu. Bütün belirtiler Ölümlerinin bonzaiden kaynakladığını gösteriyordu.
Kesin sonucun, yapılacak otopsiden sonra ortaya çıkacağını biliyorduk.
Serra,
‘’ Baş komiserim, bir kullanıcının bonzai kullandığını nasıl anlarız?’’
Kirli,
‘’ Her şeyden evvel kullanıcının, hareketleri, huyu suyu yüzünün şekli değişiyor. Nefes almakta zorluk çekmeye başlıyor. Saatlerce kendine gelemiyor, konuşamıyor. Sekiz, on kullanımdan sonra tam bağımlı oluryor.’’
İhbar Asayişin bilgisayarına düştükten sonra, vakit kaybetmeden, olay yerine hareket ettik. Sokağa girdiğimizde, olay yeri ekibinin çalışmaya başladığını gördük. Hemen Cemal’i buldum. Beni uzaktan görünce, yanıma gelin Baş komiserim diye seslendi.
Büşra,
‘’ Cesetler nerede?’’
‘’ Dört ceset bulduk Baş komiserim.’’
‘’ Bizim bilgisayara üç ceset ihbarı düştü.’’
‘’Odalardan birinde iki ceset, diğerinde bir ceset var. Dördüncüsü kız, tuvalette can vermiş.’’
Heval,
‘’ Bonzaiden öldükleri kesin mi? Kızın üzerinden kimlik çıktı mı? Kaç yaşlarında?’’
Cemal,
‘’ Öyle görünüyor, Müge Bahar, iki bin dört Bursa doğumlu, Fatih nüfus müdürlüğüne kayıtlı. Daha on beş yaşında.’’
Üzüntüyle başımı salladım. ‘’ Bu dünyanın çivisi çıkmış ama biz bunu dahi idrak edemiyoruz.’’
Eda’ya seslendim. ‘’Eda benimle gel cesetleri yerinde görelim.’’ İçeri girdik, evin içi tavandan yere sefalet akıyordu. Gençlerden biri duvara yaslanmış, başını yaslamış olduğu duvar kan içinde öyle can vermişti. Arkadaşlar kimliğini yanı başına bırakmışlar. Kimliğe göre adı, Adil Habibsa Suriye uyruklu iki bin bir doğumlu. Bunlar daha çocuk. Kim bilir ne umutlarla gelmişlerdi buraya, uyuşturucu bataklığında kaybolup gidiyorlar.
Eda,
‘’ Baş komiserim, çocuk diyorsunuz ama benden sadece üç dört yaş küçük. Bu gençler bile, bile ölüme gitmişler baş komiserim. Biraz araştırırsanız, kısacık yaşamlarına koca bir dram sıkıştırıp gitmişler.’’
Telefonum çalınca, dikkatim dağıldı. Arayan Lazo’ydu. ‘’ Baş komiserim, Sinan beyin yanında, işe başladım. Sayenizde odacı oldum ya, sağ olun. Bir hafta sonra Edirne gümrüğünden, madeni eşya yüklü üç tır yurda giriş yapacak. Daha detaylı bilgi elde edebilirsem sizinle paylaşacağım.’’
Bu sırada Hansa ile Büşra yanıma geldi.
Hansa,
‘’ Cesetleri gördünüz mü?’’
Heval,
İkisini gördük içimiz cız etti.’’
Hansa,
‘’ Bende tuvaletteki kızı gördüm. Dünya tatlısı bir kızmış ama bu mereti kullanmaya başladıktan sonra zombiye dönüşmüş.’’
Büşra,
‘’ Tecavüz var mı, onu da araştıralım’’
Serra lafa karıştı, ‘’ Hiç sanmıyorum Baş komiserim. Bu kadar bon
zaiyi çektikten sonra, değil tecavüze yeltenmek yerlerinden bile kalkamazlar.’’
Heval,
‘’ Bu benimde kafamı kurcalıyor, üç erkek bir kız? Üç erkek üç kız desen aklım yatar her biri kız arkadaşıyla geldi. Sanmıyorum bu işte tecavüz en son düşüneceğimiz şey?’’
Büşra,
‘’Merak etmeyin en kısa zamanda hepsinin köküne kibrit suyu dökeceğiz.’’
2
Kirli, Sedat Amirin odasına girerek, ‘’ Amirim bir konuda fikrinizi almak istiyorum.’’
Sedat Amir,
‘’Söyle kirli.’’
‘’ Son on beş günde iki bonzai vakası, altı ceset. Yarın devriye dönüşü, arkadaşlarla konuşup bonzai ve diğer uyuşturucular hakkında bilgilendirmek istiyorum. Ya da narkotikten bir arkadaş bize bu konuda yardımcı olabilir. Ne dersiniz?’’
Sedat Amir,
‘’ İyi düşündün Kirli,
Narkotikten bir arkadaşla çalışmıştık. Cahit Komiser. Onu da çağıralım, arkadaşlara bonzaiyi anlatsın. İyi oldu bunu hatırlattığın.’’
Sabah sekize doğru, ofisin önünde, Sinan Beyi bekliyordum. Biraz sonra elinde meşhur çantası ile göründü. Uzaktan beni ofisin önünde görünce, gülümseyerek el salladı. Yanıma gelince, ‘’ Aferin Lazo gözüme girdin. Sözünün adamıymışsın.’’
Ofisin kapısını açtı içeri girdik. Yerine oturduktan sonra bende karşısında ayakta beklemeye başladım.
‘’ Ofisim fazla büyük değil, fazlada işi yok. Ben yokken telefonlara bakacaksın, çayı çok severim. Semaver devamlı kaynayacak. Birde kahveyi şekersiz içerim. Ara sıra dışardaki işlerin peşinde koşmakta sana ait. Karşımda öyle ayakta durma otur.’’
‘’ Baş üstüne Sinan Bey.’’
‘’ Bu gün öğleden sonra izinlisin, senin için kapının anahtarından bir tane yaptır. Senin yanında bulunsun. Şu parayı da al. Üstüne başına bir şeyler al. Ha tıraş olmayı da ihmal etme ama sana sakal yakışıyor. Bir kahve yap karşılıklı içelim. En sevmediğim şey sigara, eğer içiyorsan dışarıda içeceksin.’’
‘’ Sigara kullanmıyorum efendim.’’
Sinan Bey yerinden kalkarak, dolaptan bir telefon alıp Lazo’ya uzattı.
‘’ Bu telefonu al, yanından hiç ayırma, seni aradığım zaman bulayım.’’
‘’ Baş üstüne Sinan Bey.’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.