- 1176 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
2.BÖLÜM
Telefon çalıyor! Müziği dinliyorum.
“Sadece ağlamayı kes, bu zamanın işareti. Son şova hoş geldin, umarım en güzel kıyafetlerini giyiyorsundur.”
Çalmaya devam ediyor!
“Sadece ağlamayı kes, bu zamanın işareti”
Bulutların üstünde özgürlüğe kanat açmışken uçuyorum. Uçuyorum. Gözlerimi açmak istemiyorum. Sonsuza dek.
Telefonun müziği durduğunda. Telaşlanıp sağıma soluma bakıyorum, balkona ne zaman çıktığımı hatırlamıyorum. Salona doğru yürüdüm. Sehpanın üzerindeki sigara paketi ve çakmağa uzandım bir dal sigara alıp yaktım. Koltuğa oturup sigaramın dumanını izlediğim sırada gözüm duvardaki tabloya takıldı. Elleri arkadan bağlanmış yaşlı bir adam ve onu emzirmeye çalışan genç bir kadın. Sigaramdan bir fırt çekip salona bakıyorum. İçim daralıyor, duvarlarda ne çok yaşanmışlıklar var. Ya kitaplıklar sıkış tepiş üzerime geliyorlar, ruhum daralıyor.
Gecenin kör yanı
Tik tak sesleri
Saat bilmem kaç
Birdir bir oynuyor zaman
Yalnızlığım
Yumak olmuş
Bir sokak kedisinin patilerinde
Saatin sesine takılıyorum, tik tak tik tak… Ne kadarda sıradan kafamın içinde benimle konuşan sesler ve bitmek tükenmek bilmeyen soruları. Sigaramı söndürüyorum. Ayağa kalkıp kitaplıkta üst üste duran boş defterlerden birini, kalemlikten de kurşun kalem alıp koltuğa oturup gecenin iki buçuğunda bekliyorum.Niçin bekliyorum…
Elimde kalem dizimde defter. Boş boş sayfaya bakıyorum. Ne yazacağımı bilmeden. Saatin sesine takılıyorum tik tak tik tak…
Yazmak için mi yazmalıyım yoksa yazmam gerektiği için mi? Daha buna karar vermeden; ne yazacağımı bildiğim halde, ne yazmam gerektiğini bilmediğimi yazıyorum.
Neden mi? Çünkü yazacak o kadar şey var ki bocalıyorum. Kelimelerle oynayıp kendimi avutmak istiyorum.
Tik tak tik tak… Aslında saat bu sesi çıkarmıyor, neden tik tak yazıyorum? Tık tık çıkardığı ses bu. Birde kulağımdan gelen çınlama sesi ama kalp atışımı hissedemiyorum, sanki atmıyor. Bu mümkün olabilir mi? Olur neden olmasın! Gerçekte olmaz tabiî ki de ama atmıyor! Kalbimin sesini duymuyorum! O zaman gerçeklikte yok muyum?
Kısık bir ses “senin gerçekliğin ne?” diyor. Bedenimin uyuştuğunu hissediyorum, dişlerimi sıkıyorum, ellerim buz kesiyor, kalemi tutmakta zorlanıyorum, yazmalıyım, yazmam gerekiyor!
Boş boş sayfaya bakıyorum. Simsiyah gözler, yüreğim ağzıma geliyor, nefesim daralıyor, tüylerim diken diken oluyor, korkudan titriyorum, terden sırılsıklam oluyorum. Bana bakıyor, bakışlarında hüzün var; keder var; fısıldayarak konuşmaya başlıyor.
- Gerçekliğini kaybeden kadının yazacak neyi olabilir ki?
Korkudan defteri fırlatıyorum. Yerde duran defterin sayfaları arasından süzülerek karşımdaki koltuğa kurulup bacaklarını kolçaktan sallandırarak
- Sakin ol korkmana gerek yok
Kimsin sen?
- Ben senim sende bensin
Kendi kendime mi konuşuyorum. Çıldırdım mı?
- Sanmıyorum yorgunluktan olsa gerek birazda yalnızlık ve bugünü yaşama arzusu
Niçin kısık sesle konuşuyorsun? Korkuyorum!
- Çünkü fısıldayarak konuşanlardan korktuğunu biliyorum biraz kendimi eğlendirmek istedim.
Sinirleniyorum ve gerçekten çok korkuyorum
- Sinirlenmene gerek yok, acı çekiyorsun ve mutsuzsun
Neden acı çekiyorum? Neden mutsuzum?
- Senin seçimin, düne takılıp kalmışsın, bu günü yaşamaya bak
Sen kendini ne sanıyorsun? Yanılıyorsun böyle hissetmiyorum. Ben sadece yazmak istedim. Sonra yazmak istemediğimi fark ettim. Hiçbir şey hissetmiyorum anlıyor musun?
- Sevilmek ait olmak istiyorsun, insanları sorguluyorsun, kendini suçluyorsun vazgeç, kimsenin merhametine ihtiyacın yok, kendine acımayı bırak, sen kurban değilsin ki hayatın tadını çıkarmaya bak. Her şeyi dert ediyorsun?
Omuzlarımın çöktüğünü kamburumun çıktığını hissediyorum.
-Gerçekliğini kaybeden kadın olma
Amaçsızca yaşamın içinde savrulup duruyorum, günler bensiz geçiyor.
-Ay hafakanlar bastı. Biraz eğlenelim oyun oynamaya ne dersin?
ilgiye şefkate ihtiyacım var
-Beni duyuyor musun?
Bencil insanlar çevremi sarmış, koparıp atmak istiyorum
-Ama atamıyorsun. Senin sorunun bu
Verici taraf sürekli ben oluyorum neden?
-Çok nevrotiksin gevşe rahatla biraz
Oyun demiştin nasıl bir oyun?
-Hanımefendinin dikkatini cezp ede bilmişim. Beni dinliyorsun.
Dinlememek mümkün mü? Ben sen değilim.
-Sen bensin canım
Ne saçmalıyorsun? Söylediğin akıl almaz çılgınlık bu anlamıyorum.
-Öfkelenme! Başa dönmek istemiyorum. Sen ya da ben konuyu dağıtmadan, oyunumuza dönelim, oyunun adı ‘Roscharc Testi’
Test mi? Oyun sanıyordum üzgünüm ama şuan hiç havamda değilim. Beni yalnız bırak. Sigara içmeliyim!
-Oyun bozanlık yapma şimdi rica etsem masada duran tableti verir misin?
Sigaramı içiyorum ,
-Lütfen tableti verir misin? Israr ediyorum.
Tableti neden istiyor sun?
-Lütfen
Of ya al ne yapacaksan yap. Salonda bir sağa bir sola volta atıp sigaramı içiyordum.
-Bazı resimler göstereceğim,aklına ilk ne geliyorsa resimleri neye benzetiyor san samimi cevaplar vereceksin,hanımefendi hazır mı?
Benimle ukala konuşma tavrını düzelt. Elindeki tableti çevirerek birinci remi gösteriyordu.
-Neye benzetiyor sun?
Saçma sapan bir resim cevaplamak zorunda mıyım?
-Lütfen
ısrar etme!
-Lütfen
İyi tamam kelebek...
Sakine Gençyılmaz 2014