- 841 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
sevda dağı
O gün sevda dağını renk renk çiçekler ile giyinik olduğunu gizleyen, kapkara bir sis perdesi saklıyordu.
Bir an o sis dağılır gibi ufak ufak kaynaşma belirtileri oluştuysa da. Yine aynı şekline usulca aslına dönüverdi.
Beni darağacına kadar götürüp af eden anılarıma gelince kocaman bir belirginsizlik, sudan sebepleri ile ruhumu inanılmaz yerlere doğru çekim gücü hâkimdi.
Ve sen iki yakası bir araya gelemeyen şiirlere aklınca beni saklarken. Gün gelir birinin bulunacağını oradan çıkaracağını da. Hiç hesap etmemekle hata yaptın
Bu nedenle Göğsüme bir sensizlik çöküyor ve Sanki aşkına bir başka bedende ses veriyorum.
Eğer yaşayacaklarımı omuzlayacak bir yürek varsa kapalı kapılar ardında bütün, geçmişin muhasebesini bir kenar itip, Bazen gördüğünü unutmak, duyduğuma bir o kadar sağır olma kısmına geleyim.
Kendimi bir yere ait his etmemekle iletişim kurma ceremesinden kurtulamam bir kenara gittikçe de en dibe batışlarıma seyirci kaldığım anlardasın.
Ama bunun bendeki o çöküntünün içinde ebediyen kalma anın… Birebir teslimiyetine hemen razı gelmeyişime daha çok borçluyumdur da.
Her hikâyeme cesur kadın olabilme notları düşürdüm. Yani bunun başka bir alternatifi var belki de yok saydım.
Aşk kış kıyamet görmüşçesine bir o kadar soğuk üşüsem de merak edeyim deme cümlelerim giyinik onuruma.
Çok konuşarak aradaki huzursuzluğumu ruhumu ele geçiren çaresizliği örtbas ettiğimi şimdi daha net anlıyor anlata biliyorum.
Hadi buyurun siz konuşun ben dinlerim.
Özgürlüğüne düşkün yanlarımı kaç taş oyuğuna sakladığımı bilmiyor değilim ben ait olduğum yerlerde. Güneşin doğuşundan tutunda batışına kadar sabırlıyımdır da.
Gerekirse ayaklarım çıplak koşarım olsun yere de değemesin. Hani toprak kahvesi, ağaç yeşili gök mavisi ve ya kan kızılı aşk gibi, sabit bir renk adette göz gözü yormuyorum da.
Bilimselliği bir kenara bırakmış kadercilikle asimile olmuş bir benim ne işim var buralarda.
O kadar içsel birikimin bedelini kime ne şekil ödeye. Çektim. Nitekim "cep delik cepken delik" kimin için aklımın yerde kalan kısmını kuşların kanatlarına takıp uçurmalı ki!
İnsanın kendi tenin sıcaklığına sokulması nasıl bir şey şu an onu bandıra bandıra yaşıyorum.
Toprağın ateş külünden beslediği o sıcaklık burun deliklerimin ucuna kadar sokulurken nefes alma şeklimi değiştirmekle zaman kayıp etmemeye de gayret gösteriyorum.
Yanaklarım su dolgusu yemiş sünger gibi şişirip ciğerlerimin tam ortasından kalbime doğru yanaştı.
Sımsıkı tutuyor ciğerlerim havaiyi fişeklerin ve gökyüzün sakar ışıklarına korkularım yerini ne vakit umuda bırakır bilmekteyim.
Kim diye bile bilir ki bu canın aşka kıt bir hikâyesinin olduğunu senden başkası!!!.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.