- 713 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Eski Çocuklar
Eski şarkılar… Eski kılipler… Eski filmler… Eski çocuklar…
Haluk BİLGİNER’in 47’incisi güzenlenen Uluslararası Emmy ödülleri töreninde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü alması bizleri ülkece sevindirdi ve mutlu etti.
Bu ödül neden bu kara önemli ya da önemli mi sorularına yanıt aramaktan ziyade değinmek istediğim başka noktalar var.
Bu ödül eskinin ödülüdür. 80’lerin ve 90’ların birikimidir. Bir anda alınmış bir başarı asla değildir.
Neden ‘Eskilerin’ ödülüdür? Çünkü, Haluk BİLGİNER paralı ama berbat bir projeye kalkışmadı. Eskilerin beğeni düzeyini bildiği için bu düzeyde yapımları tercih etti. Bir gecede parlayıp, daha kısa sürede sönen dünün kayan yıldızları gibi olmadı. O ve gerçek sanatçılar bizlere dilek tutturmadılar.
Değinmek istediğim bir başka nokta ise twitter’da gördüğüm bir taga bakmamla gün yüzüne çıktı. Can YAMAN diye biri varmış. (Gerçekten tanımıyorum.) İspanya’da bir havaalanında hayranları arasından İspanyol Polisi eşliğinde bir yere götürülüyordu. Tabi ben Can Yaman kim bilmediğim için, videoyu anlamaya çalışıyorum. Sonra diğer twitlere baktım ve olayı kavradım. Şaşkınlığım çok uzun sürdü ve İspanyollara üzüldüm. (Bir taraftanda para karşılığı oraya getirilmiş sahte bir kalabalık olduğunu hala düşünüyorum, çünkü hala bu tanımadığım adama ne diye deliren insanlar var anlayamıyorum.)
Hala ders alınmamış ve ders alınmayacak. Ders almadığımız nokta günün balonlarına tutunup uçmamız. Daha düne kadar çeşitli televizyon şovlarında meşhur olanların hayatımızda olmadığını unutuyoruz. (Sektör fark etmeksizin yok oldular, şarkıcısı, oyuncusu vs…) Diğer taraftan gerçekten sanat için alın teri dökmüş, bu işin eğitimini üst düzeyden almış insanların hakkını ülkece yedik. (Aleyna Tilki tiwiti; ‘’bugün Cumartesi yarın Pazar sonra pazartesi olacak.’’ Bu tiwiti beğenen 38.000 kişi var. Senle benle aynı oksijeni soluyorlar.) Diğer taraftan Avrupa Moleküler Biyoloji Örgütü’nün (EMBO) Genç Araştırmacılar Programına seçilen ilk Türk bilim insanı Elif Nur FIRAT oldu. (855 takipçisi var ve tiwitini 296 kişi beğenmiş.)
Bu ve benzeri tezatlıkları görüp sinir olan eminim çok insan var. (Umarım öyledir.)
İşte buyüzden girişte eski şarkılar, eski kılipler, eski filmler, eski çocukluklar diye başladım. Çünkü eskinin bir kalitesi vardı.
Tarkan’ın ‘Dön Bebeğim.’ Şarkısı mesela. Şarkı güzel. Harika bir Tarkan yorumu. Ümit SAYIN’ın üst düzey bestesi. Yan fülütü çalan Levent ÜSTÜNDAĞ’ın şarkının ikinci tekrarında kopup gitmesi ve gittiği yerlere bizleri de götürmesi. Ya kılip! En az dört dalda oskar adayı.
Kılibin yönetmeni Abdullah Oğuz. Diğer şaheserleri emin olun son dönemde yapılan birçok Türk Filmini alır, satar, öper…
Demet Sağıroğlu - Arnavut Kaldırımı (1994)
Tarkan - Dön Bebeğim (1994)
Emel Müftüoğlu - Hovarda (1995)
Sibel Alaş - Adam (1995)
Burak Kut - Yaşandı Bitti (1995) Liste uzayıp gidiyor.
Şimdi neden böyle yönetmenler çıkmıyor? Neden ‘Eşkıya’ tadında filmler yapılamıyor? Vs… Kliplere, filmlere, şarkılara ve çocuklara verilen özen giderek düşüyor. Para kaygısı sanatın önüne geçiyor. Sanat sanat için ya da toplum için yapılır çizgisinden çıkıp, para için yapılan ucube bir hale bürünüyor.
Artık paranın ölümsüzlüğüne inanlar ile sanatın evrenselliğine inananların beğenilerinin ayrıştığı ve neredeyse kavgaya tutuşacağı bir çağa girdik. Ringin bir tarafında ucube, para delisi bir sanat anlayışı, diğer tarafta eskiden gücünü alan gerçek sanat. Kim kazanır merak dahi etmiyorum.
Timur KOHEN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.