- 652 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
ÜÇKARAAĞAÇ KÖYÜ İLKÖĞRETİM OKULU
Öğretmenlik, yapılması gereken kutsal görevlerden biridir. Bu görevlerin en önemlisidir. Öğretmenliğimin beş yıl olmasına beş ay kaldı. Önceki görev yerimden sonraları detaylıca bahsederim. İlk görev yerim, 1994 Eylül ayında başladığım İstanbul Gaziosmanpaşa Küçükköy İmam Hatip Lisesidir. Askerlik dönüşümde okulumuz, kız ve erkek İmam Hatip Lisesi olarak ikiye ayrıldı. Ben de askerlik dönüşümde Kazım Karabekir Kız İmam Hatip Lisesi’nde göreve başladım. Buradaki görev yerimden 28 Şubat 1999 tarihinde zorunlu hizmet görevim için Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinin Üçkaraağaç Köyü İlköğretim Okulu’na tayinim çıktı. Bu sebeple sevdiğim İstanbul’dan ve güzel insanlardan ayrılmak zorunda kaldım. Tıpkı yaprağın dalından ayrılması gibi.
İlk öğretmenliğim ve onun şehri İstanbul. Şehirlerin güzeli İstanbul. Anne gibi, baba gibi, yar gibi ve çocuklarımız gibi sevimli İstanbul. Senden uzaklara gitsem de seni özlüyorum. Hasretin bağrımı yakıyor ama kader diyor teslim oluyorum yüce Rabbime. Şu anda sen, kalbimdesin benden uzaklarda olsan da.
Anadolu’nun en büyük şehrinden ayrılıyorum. Anadolu’da şehre çok uzak olan Üçkaraağaç köyünde görevime başlıyordum. Branşım Din Kültür ve Ahlak Bilgisidir. Üçkaraağaç Köyü, Akdağmadeni’ne ilçesine çok uzak bir köydür. İlçenin doğusunda yer alan bir orman köyüdür. İlçeye olan uzaklığı 37 km’dir. Rakımı 1400 olan köy, 190 haneli olup, 804 nüfusa sahiptir. Okulu ve camisi olan köyün halkının çoğu Avrupa’da işçi olarak çalışmaktadır. Halkın geçim kaynağı işçilik, tarım ve hayvancılıktır. Akdağmadeni’nin en son köyü olan Üçkaraağaç Sivas’a 110 km, Yozgat’a ise 137 km’dir.
Köydeki öğrencilerin öğrenim durumları zayıf, başarı oranları ise düşüktür. Elbette içlerinde dersleri iyi olanları da bulunmaktadır. Çoğunun kitabı, defteri, kalemi ve silgisi yok. Elbiseleri yok, ayakkabıları yok. Kara lastikle çamurlara bana bana okula geliyorlar. İlköğretimde okulun toplam öğrencisi üç yüz ellidir. Dokuz öğretmen mevcuttur. Bir müdür, dört branş öğretmeni, dört de sınıf öğretmeni vardır.
Ben, görev yerine ulaşan son öğretmendim. O yüzden de çevreyi daha az tanıyorum. Taşımalı bir sistemle eğitim veren okulumuzda birçok eksiklikler bulunmaktadır. Bunların bir kısmının zamanla giderileceğine inanıyorum. İnşallah bazı şeyler zamanla düzelecektir.
Köy halkı misafirperverdir. İnsanlara değer verirler. Güler yüzlü. Tatlı dillidirler. Yüz doksan hanelik Üçkaraağaç köyünün dört yüz elli seçmeni mevcuttur. Köyün yüz aileye yakını Fransa’da işçidir ya da turist olarak orada ikamet etmektedir. Diğer Anadolu köylerinde olduğu gibi bu köylülerin de tekbir düşünceleri vardır. Oğullarını Fransa’da işçi olarak çalışan bir vatandaşın kızıyla evlendirerek işçi yapmak, kızlarını da yine bu işçilerin oğullarıyla evlendirerek onların gelecekte rahat bir yaşama kavuşmalarını sağlamaktır. Belki de bu Anadolu köylerinin makûs kaderiydi. Okumak o kadar da önemli değildi. Köylüler için öğrenciler; okumayı, yazmayı ve hesap işlerinde biraz da matematik öğrendi mi yeterlidir. Önemli olan Fransa’ya gitmek ve orada işçi olmaktır. Bu onlar için bir umut ışığıdır. Hayalleri ne kadar gerçek olur onu şimdilik bilemem. Şunu düşünmüyorlar orada çalışan işçiler; nice çileler çekerler. Orada para kazanmak o kadar da kolay değildir. Zorluklara, acılara, çilelere ve yokluklara katlanmak gerekir.
Köyün etrafı yüksek dağlarla çevrilidir. Yükseklerde Mayıs ayına kadar kar kalır. Dağlarında ve taşlarında su boldur. Ancak köyde müthiş bir su sıkıntısı vardır. Bu yüzden köy halkının büyük çoğunluğu evinin önüne su kuyusu açtırarak, kuyu suyu kullanmaktadır. Köyün romantik, temiz ve sevimli bir havası vardır. Çam ağaçlarının sesi ve kokusu evinizin içine her an misafir olur. Çam ağaçları göklere kadar dimdik uzanır. Dağlarının soğuk suları, madımakları, mantarları harikadır. Yaylalar görmeye değerdir. Köpeklerin havlaması sabahlara kadar durmaz, kulaklarınızda çınlanır durur. Horozların ötmesi, beyninizde sevinç yumağı oluşturur. Kışın karlı havasında, köye ve yakınlarına kurt, tilki ve domuz bile inebilir. Dağlarında ayı yaşamaktadır. Sağlık ocağının köyde bulunmaması şimdilik sorun olarak gözükmektedir. Şunu da unutmayalım ki günümüzde köyün nüfusu Avrupalıların gelmesiyle yazın bin beş yüz ile iki bin arasındadır. Köyde ziyarete açık bir türbe mevcuttur. Yeni yapılan camisi görülmeye değerdir. Cami, Çekerek ilçesinin Kapaklı köyü sakinlerinden İsmail Usta’nın eseridir.
İlköğretim okuluna, yakın çevreden dokuz köyün öğrencileri taşınmaktadır. Taşımalı gelen öğrencilerin öğle yemeklerini devlet karşılamaktadır. Yollar çamurludur. Ayakkabınızı sabah boyarsınız, akşam çamur deryasına döner. Okula giderken çamurlara bana bana yürürsünüz. Çamurlar ayakkabıları çizmeleri o kadar çok sever ki sizden izinsiz ayağınızdan çıkarıp alır. Çoraplarınız bu yüzden çamur olur. Elbisenize çamur sıçrar. Bu yüzden öğretmeler kendilerine bir çizme almışlar. Ben de bu guruba dâhil oldum. Ayakkabılarımızı okulda çıkarıyoruz. Çizmeleri giyip akşam evimize gidiyoruz, sabah yine çizmelerimizi giyip okula ulaşıyoruz. Okulda ayakkabılarımızı giyip derse başlıyoruz. Evden okula, okuldan eve giderken çamur çizmelerin boyunu neredeyse aşıyordu. Kışın köye çok kar düşerdi. Kar güzellik katardı. Kasım ayında düşen kar, köyde her tarafı bembeyaz yapardı. Yağan karın beyazlığı Nisan ayına kadar sürerdi…
Çocukların din eğitimi zayıf kalmıştı. Öğrencilerden bırakın vakit namazlarını, Cuma namazının kılınışını dahi bilmeyenler vardı. Bu yüzden namaza gidenlerin sayısı parmakların sayısını geçmiyordu. Bu konuda, anne, baba ve öğretmenlere büyük görevler düşmektedir. Ben, bu melek yüzlü öğrencilerimizin her konuda zamanla çok iyi olacaklarına inanıyorum. Bunun için de elimden ne gelirse yapacağım inşallah. Öğrenciler öğretmenlerine saygılıdır. Onlar çile ile yoğrulmuş, tam bir Anadolu çocuklarıdır. Onlarla kaynaşmak, onlara ağabey, baba, sırdaş ve arkadaş olmak gerekir. Kısaca her konuda onlarla ilgilenmeliyiz, onların kalplerine dokunmalıyız. İlköğretimdeki görevime başlayalı hâlâ bir ay bile olmadı. Şimdilik gördüklerim ve gözlemlediklerim bunlardan ibârettir.
28.02.199
Üçkaraağaç Köyü
Akdağmadeni/Yozgat
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.