- 976 Okunma
- 11 Yorum
- 1 Beğeni
DIIIITTT
Dıııt…dıııtt… Dııttt…
“Efendim”
“Özür dilerim Edebiyat Defteri seçki kurulundan biriyle mi görüşüyorum.”
“Evet.”
“Benim bir mazuratım olacak ondan aramıştım.”
“Söyle. Nedir şikâyetin?”
“Efendim. Ben MUM isimli bir yazı yazdım. Daha önce de MİRİM vatan içerikLİ, Suiat ZOBU’a güzel bir şiir yazmıştı. Bunların hiç birisi güne gelmedi. Nedenini öğrene bilir miyim?
“Hesap mı vereceğim sana”
“Yok… Yok öyle bir mecburiyetiniz yok. Ama merak ettim”
“Seninle konuşurken profiline baktım. On seneden fazla üyeymişsin. Birçok yazını da güne getirmişiz. Eee daha ne istiyorsun?”
“Hani o yazı da, o şiirler de iyilerdi de ondan.
“Bak kardeşim on yıl değil, yüz yıl da üyemiz olsan biz yazının, şiirin değerine bakarız. Eğer edebiyat değeri varsa güne getiririz. Hem sen hangi cüretle bize hesap soruyorsun?
“Özür dilerim Efendim. Bunu sordum diye beni siteden atmayacaksınız değil mi?”
“Yok..yok… Rahat ol. Ancak ukalalıkta yapma. Kurallarımızda olmasına rağmen biz ne kadar dini, ne kadar siyasi içerikli yazılara göz yumduk. Başka?
“Yok efendim. Peki, ben bir süre Defterden uzaklaşsam üyeliğim iptal olur mu?”
“Bakarız. Sen yoruldun biraz dinlen. Hem de burnun biraz büyüdü kendine dikkat et.”
Dııııııııııtt. Uzun bir sinyal sesi. Telefon kapandı.
NOT: BU SANAL BİR KONUŞMADIR.
YORUMLAR
Gene yapmissin yapacagini be koca bedros. Sen insanlarin soylediklerinin ardindaki gercek dusunceleri gorecek kadar bilgesin. Inan bu konusma gercek olsa idi karsi tarafin soyledikleri bunlar olmazdi ama fisildadiklari tam da bunlar olurdu. Seviyorum o kocaman gizemli yuregini
Değerli ağabeyim;
Senin hassasiyetini anlıyorum. Adım geçtiği için 2. bir yorum yapma gereği duydum.
Hemen her yazdığın yazı günü hak ediyor bence de. Bizim için her zaman o değerde.
Yalnız, güne gelmek her ne kadar güzel ve anlamlı olsa da gelmemekte doğal.
Benim şiirimin güne gelmemesiyle ilgili tek kelime etmememe rağmen, benden daha çok senin içerlemen ve tepki koyman biz kardeşlerin için zaten güne gelmek kadar değerli.
Bir kez daha altını çizerek söylüyorum ki, çok samimi bir ifadeyle, güne gelip gelmemek zerre kadar umurumda değil. Ancak, güne gelememekten ziyade, güne gelen şiirin günü hak edip etmediği konusunda, bu sitenin yaklaşık 12 yıllık müdavimi olarak eleştirme hakkım olduğuna inanıyorum. O gün şiir paylaşmış yada paylaşmamış olmam asla bir ölçü değildir.
Kısaca bu konuda desteğine teşekkür etmekle beraber, bu paylaşımı okuyanların bilmesini istiyorum ki; asla ve asla şiirimin güne gelmemesi konusunda bir tepki vermedim. Sadece o gün güne gelen şiiri okuduğumda, diğer şiirlerin arasından sıyrılmasını sağlayan farklılık ve kalite konusundaki yetersizliğine acı acı güldüğümü bilirim.
Dediğim gibi, senin şiirimi güne layık görmen ve tepki koyman bana onur verdi. Keza Suat'tan da bu yönde bir yakınma duymadım. Senin biz kardeşlerine olan sevgin ve dolayısıyla hakkımızı koruyup kollama arzusuyla bu yazıyı paylaşmanı yanlış değerlendirebilecekleri konusunda endişem var.
İyi niyetin için çok teşekkür ediyorum.
Sevgi ve saygılar abim...
Suat Zobu
Hislerimi aynen yansıttığı için izninizle bu yorumun altına ben de imzamı atıyorum.
Her ikinizi de çok seviyorum;
CANIM AĞABEYİM..
CANIM KARDEŞİM.
Ben bu yazıyı niye yazdım?
Bu yazının tepki çekeceğini bilerek yazdım. Her toplumda. Her oluşumda idare edilenler de, idare edenlerde olacaktır. Hatta bu şarttır da. Yoksa insanlar ipi kopmuş tespih taneleri gibi dağılır gider. Herkes ayrı baş çekerse düzen olmaz.
Baştan şunu belirteyim. Benim sitemize olan sevgimi, bağlılığımı kimseye sorgulatmam. Seviyorum sitemizi.
Daha güzeli, daha iyiyi, daha yararlıyı bulmak için de art niyetsiz tartışmakta da yarar vardır.
Her yazılan yazı ya da şiir bir emek, bir yürek işidir. Yazanın evladı gibidir. Onun sevilmesini, takdir edilmesini ister.
Bu da seçki kurulunun tekelindedir. Kolay değildir. Onca yazıyı, şiiri okuyup en güzelini seçmek. Bunun bilincindeyim.
Benim MUM başlıklı yazımı örnek vermiş olmamdaki asıl neden o yazı değildi. Yıllardır birçok yazım günün yazısı seçildi. Ben artık “günün yazısı” nı çoktan aştım. Okunuyor olmak benim en büyük kazancım.
Sitedeki kıdemim ya da yaşım gereği beni seven birçok kalem arkadaşım bana ulaşarak seçkideki sıkıntılarını dile getiriyorlar. Benim site de hiçbir yaptırım gücüm yok. Biliyorum.
Sıkıntısı olan kişiler haklı da olabilirler, haksızda. Ancak ben kendi gözlemlerimden örnek vereyim: Geçen gün neredeyse roman uzunluğundaki bir yazı güne geldi. O kadar uzun bir yazı ne zaman okundu? büyük ölçüde –kopyala yapıştır- tekniğiyle yazılmış o yazı da ne bulundu?
Başka bir örnek:
MİRİM mahlaslı Ahmet Çıtak’ın ŞÜKÜRLER OLSUN başlıklı okuyan herkesin tüylerini diken diken eden o şiiri güne gelemez miydi? Örneğin Suat ZOBU ve diğer güçlü şairlerin şiirleri…
Sevgili Dostlar!
Görüşlerim ancak beni bağlar.
Benim niyetim en güzelini, en doğrusunu bulmak içindir.
EDEBİYAT DEFTERİ büyük bir site. Bir Bedri TOKUL gider. Bin Bedri TOKUL gelir.
SAYGILARIMLA…