Bugün De Elde Var Sıfır
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Her sabah uyandığımızda, alıştığımız bir günü düşünür, her türlü olumsuzluğu bir kenara atar ve yorganımızla birlikte ayağa kalkarız. Çoğumuz yüzünü yıkamaz belki de… Hızlıca tıraş veya makyaj yapar, üzerimize bir şeyler giyer ve servisin veya arabamızın yolunu tutarız. Ya servis geç gelirse demeyiz, ya da arabamız çalınmış veya çalışmayacakmış gibi bir olasılık düşünmeyiz. İş yerine alıştığımız trafiğe, yine alıştığımız küfürlerle varırız. Masamıza oturur, satın aldığımız simidi veya poğaçayı çıkartır, servisle gelen çay ile yudumlarız. Her işimiz yolunda gidermişçesine işlere dalar ve hızlıca akşam olur. Eve dönüş başlar, zaman geriye doğru sarar ve gece yatağımıza uzandığımızda, düşünürüz ki, “Bugünde elde var sıfır!”, hayatımızda değişen bir şey yoktur, heyecan kutusu boştur, uyumaya çalıştığımız yer loştur… Uyumaya çalışırız, eğer uyuyabilirsek!
Gelecek günü hiç bir birikim yapmadan-bir şeyler öğrenmeden, aynı hazine koşturarak peşinde geçen arkası yarın projelerin bize verdiği sadece depresyon, çabuk yaşlanma, kötü alışkanlıklardan başka bir getirisi olmaz. Her şey alışkanlıkların bir devamıdır. Gözümüzün görmesine, kulağımızın duymasına, ellerimizin yeni şeyleri keşfetmesine gerek kalmaz. Beden sanki kör, sağır, dokunmayı unutmuşçasına ruhunun nerede olduğunu bilip hissetmeden yaşar.
Yaşadığımız doğrudur, bir hareket vardır, etrafımızda insanlarda yaşar. Ama hiç biri bizimle ilgili değildir. Her şey vakti gelmeden yaşlanmış ve değişime uğramadığımızın içinde bizde yaşlanırız. İnsanların yüzüne bakın, yaşlarını tahmin edin, o kadar yanılacaksınız ki… Erken yüz kırışıkları, saçlarda aklanmalar, dengesiz yürümeler, ayaklarda ağrılar, yüksek tansiyon… Ne varsa yaşlılığın belirtisi insanları erkenden tanıştırmıştır. Gerçi ölüm yaşı uzamıştır ama bu yaşam kalitesinin arttığını göstermiyor. Nihayetinde yaşlı insanların taptıkları paralarla bile yüksek ücret karşılığında kendilerine baksın diye tuttukları bakıcıların, kendilerine gereken ilgiyi göstermediği bir nihayete eriyoruz.
Ben düşünüyorum, bugün bir kitap okudum, bugün bir kaç tanımadığım insanla konuştum, bugün bilmediğim bir yerde gezdim, bugün alışkanlık haline gelen elbiselerimi muhtaçlara verdim ve alış veriş yaparak yeni elbiseler satın aldım, bugün, çocukları pikniğe götürdüm, mangal yaktım, bilmediğim kişilerle maç yaptım, bugün hiç yapmadığım şeyi yaptım: yağmur yağarken ıslandım, şemsiyem de ıslandı, böylece onun ıslaklığı kurusun diye onunla birlikte kurulandım mı?… Daha neleri diyebiliyor muyum?
Hani Müslümanım derken, bugün secdeye varırken, Allah’a en yakın noktada olduğumu düşündüğüm mü, bugün Kabe’de tavaf yapar gibi döndüm, dönerken güneşin etrafından döndüğümü hissettim mi?… Kısacası bugün dünden bugüne yeni bir şeyleri yaşayarak hayatıma aktarabildim mi, öğrenebildim mi, sevdiklerime, ya da sarılacak birini bulup sarılabildim mi… Bugün mezarlığa gidip, ölenler için ne yazılmış, bende buraya bir gün geleceğim dedim mi… Bugün hastaneye gidip, acılar içinde kıvranan dilenci ruhuyla sağlığıma kavuşayım diyen aciz kişileri izledim mi?
Yoksa, devam eden alışkanlıklarım ile hala para kazanma derdinde, hala yarına kazandığımı harcamayıp, sadece maddeyi yığdığım, bu dünyadan götüremeyeceğim kazançlarımla, maddeyi düşündükçe “Bugün elde var sonsuz!” mu dedim…
Yatarken düşünmeliyiz, başkaları için ne yaptım, yaşadığım hayatın içinde dünden bugüne insanlığım adına ne tür olumlu değişiklikler oldu… Hanemde hayra yönelik artılar artıyor mu, yoksa şerre dönük eksiler mi var? Kaç kişi düşünüp de uyuyor böyle, vicdanı rahat, ölüme hazır ve dünyaya kısa sürede olsa elveda dediği, uykusuna ermeden önce. Belki de o uyku ebedi olacaktır, kim bilir…
Sanırım çoğumuzun cevabı “Bugün de elde var sıfır!” olacaktır.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Çok şükür elde var sıfır demiyenlerdenim..Eksikliklerime rağmen..Ben esnafim onları bir gulucukle karşılamak hatır sormak bile onlara bir teselli veriyor..İmtihan dunyasi deyip avutmak..Çantamda taşıdıgım cocuklara dair küçük materyallerle yani balon toka vs..Rast geldiğimde vermek başını okşamak..Herkesin otelestirdigi insanlara sadece gülümsemek,hatır sormak..Dediğiniz gibi giysilerin fazlalığını ihtiyacı olana vermek,yada atılacak elbiseleri toplayıp ihtiyaç sahiplerine vermek..Birinin bir şeye ihtiyacı olduğunda ne yapabiliyorsam yapmak..Yada bazen elinde az parası olana bir kepcede çaktırmadan eklediğim bana bereket olarak dönen küçük iyiliklerim var tabi bu her insanın yapmasi ve bananeci topluma inatla ayakta kalan bir avuç iyinin yapması yayması ve iyiligin cogalmasi için gerekenler... Hep biz bunları Allah için yapanlarız ve bizede huzur olarak dönüyor..Çok şükür hep bana demiyenlerdeniz.
Çok güzel bir yazıydı..Yüreğinize kaleminize sağlık..Rabbim iyiliklerinizi artırsın ve iyileri yolunuza çıkarsın hep...
Selam ve dua ile
iyi akşamlar diliyorum..
saf şiir
Üstadım yüreğinize sağlık.
Anlamı , anlatımı okunası bir yazıydı .
Kutluyorum.
Saygı ve hürmetlerimle...
saf şiir
Tebrikler, tebrikler, çok değerli ağabeyim.
Çok çok güzel bir yazıydı bizler çoktan yüreklere kazımıştık da ve güne nasıl yakışmış.
Selam ve dua ile
saf şiir
İyi kötü ya da tatlısı acısı ile geçip gidiyor hayat ve biz her geçen gün yaşlanıyoruz bir gün daha, bir hafta daha, bir yıl daha... Her atılan adım bizi ahirete sürüklüyor. Doğum günü kutluyoruz pastanın üstündeki mumları üfleyerek, oysa ki ölüm her an kapımızda. Yüz yıl da yaşasan elli yıl da yaşasan ölüm bizi bulacak, Allah'ın vaadi gereği. Ne yapıyoruz o sonsuz yaşamı ahireti kazanmak için. Kulluğumuz da illaki eksikler var çoklarımızda. Aynı alışkanlıkları devam ettirirken, vazgeçemiyoruz bir türlü, sigaradan, alkolden, gece kulüplerine, eğlence mekanlarına gitmekten, sonra da bir bakmışız ki yaş olmuş seksen seksen beş. Ben tövbe ettim her şeye... Yok öğle yağma, yasak olan şeyler her yaşta yasak, tövbe ve günahtan sakınma aklı baliğ olduktan sonra her zaman var. O iblis ki lanet de onun üzerine olsun, ahirette senin yüzüne bile bakmayacak ona uydum affet Allah'ım desen de bir faydası yok. Kendimize gelelim ve üç günlük dünyayı da içimize sindirerek, doğru düzgün yaşamaya çalışalım ki telafisi yok hayatın. Kutluyorum güne gelen güzel yazını selam ve dua ile...
saf şiir
Elde var sıfır dünya boş zaten üstadım Mükemmel Saffet hocam güne düşen bu anlamlı eserinizi içtenlikle kutluyorum nicelerine ,
saf şiir
Sonuçta hayata uyumak , çalışmak, tüketmek ya da en basitinden üremek için gelmedik . Hayati yasamak icin geldik . Hayati sevmek icin geldik . Bilgilenip insanliga ilim irfan açısından faydali olmak için geldik . Beynimizi her gün geliştirmek için geldik . İmanimizla ahirete hazirlanmaya geldik ,boş oturanin boş kalfasi olmak icin degil .
Bu yüzden de bana kalirsa olumsuz düşünceleri birakip hayati yasamaliyiz sinirlarinca . Karamsarligin yada olumsuz dusuncelerin insana vakit kaybindan baska bisey getirmeyecegi gibi . Zamani en mükkemmel ölçüde kullanmaliyiz . Hatta 6 saat yada maks 7 saat uyumaliyiz günde . Çünkü bu hayatta yapilacak daha çok şey var . Gaflet uykusundan kalkmaliyiz en erken sürede
Umarim anlatabilmisimdir . Yazini begendim dostum 👍
saf şiir
Hele ki son zamanlarda üstelik aralıksız kendimi sorguladığımı düşünürsem, değerli ağabeyim.
Öğrenmek ve hissetmek ve alt bellekte saklı kayıtlar hele ki hayatın yükü ne kadar ağırsa ve aralıksız çabalamak ve umut etmek ve elimizden gelenin de fazlasını yapmakla yükümlü iken.
Hayat mucizelerle dolu ve acılar da düşmüyor yakamızdan hele ki içi ve dışı da bir ise insanın ve Allah katında kabul görmenin güzelliğine vakıf olup aralıksız düşünmek niyet etmek ve asla kırıp dökmeden yaşamak ama kırılırken kalbimiz ve acımız da istiflenirken.
Allah'a şükürler olsun ki bir ışık peyda oluyor ansızın ve bir anda karanlığı deliyor.
Yapacak çok işimiz var üstelik:
Daha çok seveceğiz ve daha da yakın duracağız hidayete ve kötü yönlerimizi törpüleyip kendimizle barışacağız ve daha nice yazı ve şiir yazacağız Allah'ın izniyle.
Çok değerli ağabeyim öyle bir ruh halindeydim ki ve yazınızla huzura nail oldum.
Allah razı olsun.
Selam ve dua ile ağabeyim